05 / 11 / 2024

1. derece sit alanı olan Yassıada'da son durum ne?

1. derece sit alanı olan Yassıada'da son durum ne?

Adnan Menderes ve arkadaşlarının tutuklu kaldığı bloku yıkan dozerler 4. yüzyıldan kalma mahzen ve kiliseyi de harap etti.




1970 yılından beri 1.Derece Doğal ve Tarihi Sit, III. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak belirlenen Yassıada’da otel ve kongre merkezi uğruna tarih yokediliyor. Yıllardan beri Anıtlar Kurulu koruması altında bulunan Yassıada’nın önce doğal, tarihi ve arkelojik Sit olma statüsünü ortan kaldıran hükümet, “Yassıada Projesi” adıyla adayı imara açmasından sonra iş makinaları önce Adnan Menderes ve arkadaşlarının 464 gün tutuklu kaldığı binayı yıkarken, daha önce varlığı bilinmeyen ve Doğu Roma İmparatorluğu dönemine ait kilise, zindan ve prens mezarları da dozerlerle tahrip edildi. Kiliseden çıkarılan büyük çanın ise akıbeti bilinmiyor.


DAVUTOĞLU “HATIRALAR MUHAFAZA EDİLECEK” DEMİŞTİ


Cumhuriyet gazetesinden Miyase İlknur’un haberine göre 2011 yılına kadar Hazine mülkiyetinde olan Yassıada ile Sivriada Hazine mülkiyetinden çıkarılıp Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü’ne tahsis edilince adım adım yapılaşmaya açıldı. Turizm ve Kültürel Tesis alanı olarak “Yap-İşlet-Devret” modeliyle TOBB’a tahsis edilen bu iki adada, otel, müze, konferans salonu ve otopark yapılması için 13 Mayıs 2015’te temel atma töreni yapıldı. Törende konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “ Yassıada ve Siviriada’daki hatıralar muhafaza edilecek. Sivriada ve Yassıda burada yaşananlarla yaşayacak. Buradan izler silmeyeceğiz, aksine yaşatacağız. Tarihi doku itibariyle Bizans’tan kalan tarihi kalıntılar da muhafaza edilecek ve tarihi dokuya zarar verilmeyecek” sözünü vermesine karşın Yassıada’ya giren iş makinaları Menderes ve arkadaşlarının tutuklu kaldığı binaları yerle bir ederken zeminde yapılan harfiyat çalışmaları sırasında ortaya çıkan 4. yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu’na ait zindanlar, kilise ve prens mezarları da tahrip edildi.



KORUMA KURULU DA BY-PASS EDİLDİ

Adalar Belediyesi’nin yaptığı itirazları dikkate alınmadığı gibi yapılan plan değişiklikleri ile adaların kayalık bölgeleri ve iskeleleri de dahil olmak üzere tamamı yapılaşmaya açıldı. Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’na uyulmaksızın yapılaşmaya açılan Yassıada Projesi’nde sadece Adalar Belediyesi değil Kültür Bakanlığı’na bağlı Kültür Varlıkları Koruma Kurulu da by-pass edildi. Mesa, Yassıada ve Sivriada’da yapılacak otel ve kongre merkezi projelerinin müteahhitlik görevini üstlendi.


“KİLİSEME DOKUNMAYIN!”

Yassıada ve Sivriada projeleri ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne başvuran CHP ’li Adalar ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Avedis Kevork Hilkat, “yürütülen planlama, projelendirme, ihale,ruhsat, yer teslimi gibi süreçler tamamen Belediyemiz bilgisi haricinde, büyük bir gizlilikle yürütülmüş ve sürece müdahale etme imkanımız tümüyle ortadan kaldırılmıştır” diyerek yapılan proje ve düzenlemelerin yasalara, koruma, ilke, yöntem ve tekniklerini aykırı olduğu gerekçesiyle yapılmaşmanın durdurulmasını istedi. Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada Hilkat, şunları söyledi:

“Bu kalıntılar insanlığın ve dünya medeniyyetinin ortak mirasıdır. Zaten bir avuç azınlık kaldık burada. Kiliselerimizin büyük çoğunluğu tahrip edildi. Bari bu kiliseye ve zindanlara dokunmayın. Arkeologlar gelip incelesin. Ben kilisemi ve çanımı istiyorum.



Adnan Menderes ve arkadaşlarının tutuklu kaldığı bloku yıkan dozerler 4. yüzyıldan kalma mahzen ve kiliseyi de harap etti




1970 yılından beri 1.Derece Doğal ve Tarihi Sit, III. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak belirlenen Yassıada’da otel ve kongre merkezi uğruna tarih yokediliyor. Yıllardan beri Anıtlar Kurulu koruması altında bulunan Yassıada’nın önce doğal, tarihi ve arkelojik Sit olma statüsünü ortan kaldıran hükümet, “Yassıada Projesi” adıyla adayı imara açmasından sonra iş makinaları önce Adnan Menderes ve arkadaşlarının 464 gün tutuklu kaldığı binayı yıkarken, daha önce varlığı bilinmeyen ve Doğu Roma İmparatorluğu dönemine ait kilise, zindan ve prens mezarları da dozerlerle tahrip edildi. Kiliseden çıkarılan büyük çanın ise akıbeti bilinmiyor.


DAVUTOĞLU “HATIRALAR MUHAFAZA EDİLECEK” DEMİŞTİ


Cumhuriyet gazetesinden Miyase İlknur’un haberine göre 2011 yılına kadar Hazine mülkiyetinde olan Yassıada ile Sivriada Hazine mülkiyetinden çıkarılıp Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü’ne tahsis edilince adım adım yapılaşmaya açıldı. Turizm ve Kültürel Tesis alanı olarak “Yap-İşlet-Devret” modeliyle TOBB’a tahsis edilen bu iki adada, otel, müze, konferans salonu ve otopark yapılması için 13 Mayıs 2015’te temel atma töreni yapıldı. Törende konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “ Yassıada ve Siviriada’daki hatıralar muhafaza edilecek. Sivriada ve Yassıda burada yaşananlarla yaşayacak. Buradan izler silmeyeceğiz, aksine yaşatacağız. Tarihi doku itibariyle Bizans’tan kalan tarihi kalıntılar da muhafaza edilecek ve tarihi dokuya zarar verilmeyecek” sözünü vermesine karşın Yassıada’ya giren iş makinaları Menderes ve arkadaşlarının tutuklu kaldığı binaları yerle bir ederken zeminde yapılan harfiyat çalışmaları sırasında ortaya çıkan 4. yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu’na ait zindanlar, kilise ve prens mezarları da tahrip edildi.



KORUMA KURULU DA BY-PASS EDİLDİ

Adalar Belediyesi’nin yaptığı itirazları dikkate alınmadığı gibi yapılan plan değişiklikleri ile adaların kayalık bölgeleri ve iskeleleri de dahil olmak üzere tamamı yapılaşmaya açıldı. Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’na uyulmaksızın yapılaşmaya açılan Yassıada Projesi’nde sadece Adalar Belediyesi değil Kültür Bakanlığı’na bağlı Kültür Varlıkları Koruma Kurulu da by-pass edildi. Mesa, Yassıada ve Sivriada’da yapılacak otel ve kongre merkezi projelerinin müteahhitlik görevini üstlendi.


“KİLİSEME DOKUNMAYIN!”

Yassıada ve Sivriada projeleri ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne başvuran CHP ’li Adalar ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Avedis Kevork Hilkat, “yürütülen planlama, projelendirme, ihale,ruhsat, yer teslimi gibi süreçler tamamen Belediyemiz bilgisi haricinde, büyük bir gizlilikle yürütülmüş ve sürece müdahale etme imkanımız tümüyle ortadan kaldırılmıştır” diyerek yapılan proje ve düzenlemelerin yasalara, koruma, ilke, yöntem ve tekniklerini aykırı olduğu gerekçesiyle yapılmaşmanın durdurulmasını istedi. Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada Hilkat, şunları söyledi:

“Bu kalıntılar insanlığın ve dünya medeniyyetinin ortak mirasıdır. Zaten bir avuç azınlık kaldık burada. Kiliselerimizin büyük çoğunluğu tahrip edildi. Bari bu kiliseye ve zindanlara dokunmayın. Arkeologlar gelip incelesin. Ben kilisemi ve çanımı istiyorum.



Sözcü


Geri Dön