İnşaat Malzemeleri

1 Dünya Ticaret Merkezi'nin tepesindeki ofis!

1 World Trade Centre'ın kuzey yönüne bağlanmış olan kayar vinç Manhattan'ın üzerinde, yaklaşık 365 metre yükseklikte çelik güçlendirme çubuklarını taşıyor...

İlk Önce nervürlü çelikle başlayalım çünkü inşaat sahasından her şey­den çok bunlar indirilip kaldırılıyor. Yaklaşık bin 130 ton ağırlığındaki bir demet, Manhattan’ın merkezinde iki cadde arasındaki dar bir patika­ya çekilen düz bir yatak üzerinde geliyor. Bloke edilmiş, güvenlikli bu patika Kuzey Amerika’nın en yüksek binası olan 1 World Trade Center’ın (1 Dünya Ticaret Merkezi) gölgesinde. Nervürlü çeliğin en tepeye ulaşması için 417 metre tırmanması gerekiyor. Bu da tam tamına 105 kat demek. Yapının iskeleti çelik ve kule bin er­kek ve kadın çalışanın 10 kadarı tara­fından takip ediliyor, inşaat sahasını denetleyen, New York ve New Jersey Liman İdaresi’nin müdürü Pat Foye dünkü çelik raporunu BlackBenysin- de yayınlıyor: “121 parça yerleştirdik, 104’üncü kattaki sütun başlarını kaynakla birleştirdik, 105’inci kattaki çelik döşemeyi yaptık ve hava dolayı­sıyla da bir kaybımız olmadı.” Bunun anlamı mı? Yağmur yağıyorsa ya da rüzgarın hızı saatte 48 kilometreyi aşıyorsa durmamız gerekiyor. “Dün hava sıcak ve pusluydu; bugün de aynı. İş durmayacak, o halde nervür- lü çeliği izlemeyi sürdürelim.” Kent 365 metre yüksekten donuk bir görüntüye sahip. Tom Gordon sandalyesinde uzanıyor ve oltada­ki yemi kontrol eden balıkçı gibi aşağıyı seyrediyor. Gordon 91’inci katta kayar vinci işletiyor ve kule inşa edildikçe vinç, adından da anlaşılacağı üzere bir kat aşağıya kayıyor, inşaat geçen hafta son kata kadar tamamlandığından Gordon’un vinci birkaç ay içinde çatıdaki başka bir vinç tarafından taşınarak parça parça aşağı indirilecek. Şimdilik, 1 World Trade Center’ın kuzeye bakan tarafındaki kayar vinçteki operasyon kabini, en tepedeki köşe ofis olarak yerini koruyor.

Gordon buna gülümsüyor ve doğ­ru olduğunu söylüyor. 500 beygir gücündeki dizel motorun patırtısı arka planda gittikçe azalırken, bu­rası sessiz sayılır. Diğer ağır yükler gibi nervürlü çeliği kaldırmak da, rüzgarı durduran pencere camlan gibi hafif şeyleri kaldırmak kadar beceri isteyen bir şey değil. Gordon altı metrelik bir hata yapmış olabilir ancak 405 kiloluk bir ağırlığa bağlı olan binlerce kilogramın yukarıya, kulenin tepesine ve beton işçilerinin beklediği 93’üncü kattaki platforma yükselen 304 metrelik bir kabloya bağlı olduğu göz önüne alındığında bu pek de fazla bir şey değil. Vinç yavaşça saat yönünde dönüp nervürlü çelik ufiık çizgisine yükselir ve binaya yaklaşırken Gordon susu­yor. Çelik demetinin kuleye doğru yükselmesi bir an için esrarengiz bir görüntü oluşturuyor. Gordon’un kabinesinin dışında duran usta mekanikçi Ken Klemens, 365 metre yükseklikte bile, bu yerde yaşanan trajedinin hatırasından kaçmanın mümkün olmadığını söylüyor. “Bu hiçbir zaman istemeyeceğimiz bir işti” diyor.  Ryan Bradley


Fortune