14 milyon konut incelenmeli!
Türkiye, bundan tam 17 yıl önce acı bir depremin sabahına uyandı. Aradan geçen bu kadar yılda Türkiye’de 5 milyon konut yenilendi. Halen 14 milyon konutun da afet riski yönünden incelenmesi gerekiyor.
Türkiye, 17 Ağustos 1999 sabahına acıyla uyandı. Merkez üssü Gölcük olan 7.4 şiddetinde bir deprem meydana gelmiş ve Marmara Bölgesi'nde, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda bunun etkileri hissedilmişti. Resmi raporlara göre; Türkiye'yi yasa boğan o gecede 17 bin 480 kişi hayatını kaybetmiş, 23 bin 781 kişi yaralanmış, 505 kişi de sakat kalmıştı. 285 bin 211 ev, 42 bin 902 iş yerinin de hasar gördüğü depremin bugün 17'nci yıl dönümü.
DÖNÜŞÜM BAŞLADI
Peki aradan geçen 17 yıla rağmen, 78,7 milyonluk nüfusunun yüzde 70'lik bölümünün, 1. ve 2. derece fay kuşağı üzerinde kurulmuş kentsel alanlarda yaşadığı Türkiye, olası bir depreme ne kadar hazır? Merak edilen çok önemli bu soruya siz okuyucularımız için cevap aradık. Türkiye'de yaklaşık 19 milyon konut bulunuyor. 7 milyona yakın konutun dönüşmesi gerçeğinden yola çıkan Türkiye'de 2012'de kentsel dönüşüm seferberliği başlatıldı. Bugüne kadar yarım milyondan fazla konutun yenilenmesi için gerekli adımlar atıldı. Ülkenin dört bir yanında başlayan dönüşüm seferberliğine rağmen uzmanlar hala gidilecek çok yol olduğunu aktarıyor. Kentsel dönüşümün hızlanması için yasal mevzuatta da birtakım değişiklikler yapılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Bu revizyonun maliyetinin de 155 milyar dolar olacağı ifade ediliyor.
DÖNÜŞÜMDE ÖNCELİK MARMARA'NIN
Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yurdun dört bir yanında süren yapılaşma sayesinde depreme karşı dayanıklı binaların inşa edilmesi hedefleniyor. Öncelikle 1. derece deprem kuşağında yer alan ve nüfus yoğunluğu fazla olan illerden başlayan kentsel dönüşüm kapsamında; İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa ve İzmir'de yapılaşmaya ağırlık veriliyor. Fay hatları, sel ve heyelana maruz bölgeler gibi afet risklerinin fazla olduğu alanların tespiti yapılarak, uygulama aşama aşama ülke sathına yayılıyor.
MÜTEAHHİTLER YASAYLA DİSİPLİNE EDİLMELİ
'Deprem ve Güvenli Yapılar' konusunda alınması beklenen acil önlemleri; Yapı Denetim Kuruluşları ve Laboratuvarlar Birliği Derneği Genel Başkanı Tekin Saraçoğlu ile konuştuk. Saraçoğlu, ülkemizde görülen ve herkesin inşaat yapabildiği müteahhitlik sektörünün yasayla disipline edilerek sorumluluk altına alınması gerektiğine dikkat çekti. İmar çalışmalarının planlamaya daha önce verilmesi; yönetmeliği dahi olmayan yüksek yapılara müdase edilmemesi konusunda uyarılarda bulunan Saraçoğlu, dere yakları ve kıyı bantlarının da imara açılmamasını vurguladı.
450 MİLYON METREKARE ALAN DENETLENDİ
Ülke genelinde 450 milyon metrekare (sadece İstanbul'da 150 milyon metrekare) inşaat alanının denetlendiği bilgisini paylaşan Saraçoğlu, şunları dile getirdi: “Ancak bu çalışmalar görüldüğü gibi rantı yüksek olan bölgelerde tüm konutlara dönüşüm yapılmaktadır.Bu güzel bir çalışma olmasına rağmen riskli yapı stoklarının olduğu bölgeler halen dönüşüm beklemekte ve tehlike yaratılmaktadır. Planlamayla bu bölgelerdeki dönüşüm hızlandırılmalıdır diye düşünüyoruz.”
2007'DEN SONRASI 3 KAT DAHA GÜVENLİ
“Alınan en ciddi tedbir çarpık ve denetimsiz yapılaşmayı önlemek için çıkarılan 4708 sayılı yapı denetim yasasıdır” diyen Saraçoğlu, bu yasayla tüm yeni yapıların çıkarılan şartnameye (2007) uygun olması için projesinden başlayarak zemin etütleri yapıldığına değindi. Tüm taşıyıcı sistemin şartnamelere ve imara uygunluğunun denetlenmesinin sağlandığını belirten Saraçoğlu, bu dönemde oluşan denetimli yapıların eski uygulamaya göre 3 kat daha güvenli olduğu kaydetti.
Yapı denetimi ciddi yapılmıyor
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin üstünden 17 yıl geçmesine rağmen milyonlarca insan ve Türkiye'nin ihracatının büyük bir kısmını sağlayan sanayi kuruluşları için tehlike geçmedi. Sürekli olarak deprem riskiyle karşı karşıya kalan Türkiye'de alınan tedbirler yeterli görünmüyor. Uzmanlar önlemlerin artırılması yönünde uyarılarına devam ediyor. “Yeni bir depreme hazır olduğumuzu söyleyemeyiz” diyen Jeofizik Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, depreme en etkili önlemin kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayarak, “Kentsel dönüşüm kapsamında binalar sağlamlaştırılarak güvenli hale getiriliyor. Fakat bu sistem henüz Türkiye'de yerine oturmadı” dedi. Gündoğdu, yapı denediminin de ciddi şekilde yapılmadığını kaydetti.
Erken uyarı sistemi hayati önem taşıyor
Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Akbaş ise Kocaeli, Sakarya, Bolu, Düzce, Yalova'nın içinde bulunduğu Doğu Marmara Bölgesine erken uyarı ve acil müdahale sistemi geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Ancak bu sisteminin de tek başına yeterli olamayacağını belirten Akbaş, "Yapı sağlığı izleme sistemlerinin geliştirilmesinin hayati önem arz diyor. Ülke ekonomisi ve bu ekonomiye katkı sağlayan nüfus yoğunluğu olan İstanbul-Gebze-İzmit hattı üzerinde durulmalı" dedi.
Yeni Şafak