Emlakta Nostalji

1986 yılında Bilezikçi Çiftliği'nde yağma rüzgarı!

1986 yılında Orman Yasası değişikliğiyle özel orman statüsündeki, 4 bin dönüm büyüklüğündeki Sarıyer'deki Bilezikçi Çiftliği'nin yüzde 6'sı imara açılmış. İstanbul'daki müteahhitler ve iş adamlarının gözü tarihi çiftliğe çevrilmiş.



Bilezikçi Çiftliği'nde yağma rüzgarı esiyor


Bugünlerde İstanbul'daki ünlü müteahhitlerin, emlak komisyoncularının ve bazı iş adamlarının gözü Sarıyer'deki 4 bin dönümlük Bilezikçi Çiftliği'ne çevrilmiş durumda.


Her tarafı ormanla kaplı çiftlik, 1946'da Osmanlı Ermenisi Avram Paşa'nın varisleri tarafından satılıyor. Alanlar ise dönemin İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Ahmet Kara ve ortağı Mehmet Levent.


1986 yılının Haziran ayına kadar, burada kimseye inşaat izni verilmiyordu. Çünkü, arazi özel orman statüsündeydi. Ancak, bu tarihte yapılan Orman Yasası değişikliği ile arazinin genişliğinin yüzde 6'sına kadar inşaat yapma hakkı getirildi.


Şehircilik uzmanları, Boğaz'da, Bilezikçi Çiftliği genişliğinde ikinci bir alanın kalmadığını belirterek, ''Eğer devlet burayı kamulaştırmazsa, milyarlık bir spekülasyon başlayacak'' diyorlar.



Rafet BALLI


   İSTANBUL'da yeni bir ''imar oyunu'' oynanmak üzere. İmar planı değişikliği ile bir gecede milyarlar kazanmaya alışmış, ya da bunun fırsatını kollayanların gözü, Bilezikçi Çiftliği'ne çevrilmiş durumda.

   Bazı büyük iş adamları ile müteahhitlerin ve bir kısım ünlü emlak komisyoncularının en çok konuştuğu konular arasına giren Bilezikçi Çiftliği'nin hikayesi şöyle:


   Çiftlik, İstanbul'da Sarıyer'e bağlı Çayırbaşı semtine bin 800 metre mesafede bulunuyor. Toplam genişliği 7 bin 800 dönüm olan çiftliğin hemen hemen tamamı ormanla kaplı. Çiftliğin bazı kısımlarından İstanbul Boğaziçi'ni rahatlıkla seyretmek mümkün.


   Kemerburgaz su kemerleri ile Tekel kibrit fabrikası arasında uzanan çiftliğin ilk sahipleri bir Ermeni imiş. Bir Osmanlı Ermenisi olan Avram Paşa'nın varisleri, çiftliği 1946 yılında iki Türk'e satıyorlar. Dönemin İstanbul Ticaret Odası Başkanı Ahmet Kara ile ortağı Mehmet Levent, burasını uzun vadeli yatırım amacıyla alıyor. Şimdi çiftlik, bu iki ailenin 11 varisine ait bulunuyor.


   Orman Fakültesi, çiftliğin 3 bin 500 dönümünü 1982'de kamulaştırıyor. Varislerden bir kısmı kamulaştırma bedeline itiraz edince, 100 lira olan metrekare fiyatı 500 liraya çıkıyor. 


   Özel orman statüsünde olduğu için koskoca çiftliğin aslında sahiplerine hiçbir faydası olmuyor. Yasalara göre 4 bin 300 dönümlük alanda 11 varise topu topu 250 metrekarelik tek katlı inşaat yapma hakkı tanınıyor. Bu yüzden, ne sahiplerine, ne de emlakçı ve müteahhitler çiftlikle ilgilenmiyorlar. 


   Ne zaman ki, Orman Yasası değişiyor, varislerin kapısını çeşit çeşit insan tarafından aşındırılmaya başlanıyor. Kimler yok ki? Ünlü müteahhitler, komisyoncular, Anadolu'nun zengin tüccarları, iş adamları... Neydi Orman Yasası'ndaki değişiklik? 

   Hem sahiplerine, hem de birçok iş adamına milyarlık rüyalar gördüren yasa değişikliğinin esası şu idi: 5 Haziran'da yapılan değişiklik, özel orman alanlarını da yapılaşmaya açıyordu. 5 bin metrekareden fazla olan özel ormanlarda yüzde 6'ya kadar inşaat yapma izni getiriliyordu. Bu hesapça 3 parselden oluşan, yaklaşık 4 bin dönüm genişliğindeki çiftlik içinde 240 dönüm alana inşaat yapmak mümkün oluyordu.

   Bu da, 100'er metrelik villalardan yine yaklaşık 2 bin villa yapmak anlamına geliyordu. 

   Bu durumda, hiçbir değeri olmayan çiftlik için bir anda milyarlık rakamlar gündeme geldi. Zaten emlak vergi değeri olarak da metrekareye bin 500 lira tespit edilmişti. 11 varis böylesine geniş bir alanda altyapı tamamlayıp inşaat yapma imkanı olmadığını görünce, çiftliği satmaya karar verdi. Zaten, birçok ünlü emlakçı da çiftliğin peşine düştü.


VARİSLER NE DİYOR?


   Varisler, bir anda kapıyı çalan milyarlardan hem memnunlar, hem de tedirginler. İşin öyle dallanıp budaklanmasını istemiyorlar. Hatta, burasının vergi değeri üzerinden kamulaştırılmasına bile razı olduklarını söylemekten geri kalmıyorlar. Varisler, böylece burada arsa spekülasyonunun daha başından önüne geçileceğini belirtiyorlar. 

   

   Burasının büyük bir spekülasyona konu olabileceğine dikkat çekenler arasında müteahhit İsmet Acar da var. Acar, İstanbul'un merkezi semtlerine yakın, hele Boğaz'da, Bilezikçi Çiftliği büyüklüğünde ikinci bir boş alan olmadığına dikkati çekerek şunları söylüyor: ''Ben de burasının devlet tarafından kamulaştırılmasını ve artık hastane mi olur, turizm tesisi mi, ya da eğitim tesisi mi olur, kamuya açık bir yer getirilmesinden yanayım. Aksi takdirde, buradaki arsa spekülasyonu, sahibine bir gecede 50 milyar lira kazandırabilir.''


(1986 yılında Reşat Altın 68.390 liraya satılıyormuş.)


Milliyet Gazetesi 31 Ekim 1986



Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com