1990 yılında gecekondu tacirleri 3 yeni bölgeyi pazarlamaya açmış!
1990 yılında Anadolu Yakası'nda Hazine ve şahıs arazilerini gasp eden arsa mafyaları, Pendik, Kartal ve Ümraniye'ye de el atmış. İşgal ettikleri arazileri, köy senediyle metrekaresi 50 ile 150 bin liraya satıyorlarmış.
Gecekondu tacirleri 3 yeni bölgeyi pazarlamaya açtı
İstanbul satışta
Ferit FARSAKOĞLU
İstanbul'un Anadolu Yakası'nda Hazine ve şahıs arazilerini silah zoruyla gasp eden arsa mafyaları, son olarak Pendik, Kartal ve Ümraniye'ye el attı.
İşgal ettikleri toprakları parselleyen, aracıları vasıtasıyla metrekaresini 50-150 bin liradan ve hiçbir yasal güvencesi olmayan belgelerle satarak milyarlarca kara para kazanan mafyanın giderek güçlendiği belirtiliyor.
Devletin mafyanın üzerine gitmediğini, malına sahip çıkmadığını öne süren Pendik Belediye Başkanı Burhan Köseoğlu, ''Bizi bekçi olarak görüyorlar. Yakında meydana gelecek patlamayı kimse durduramayacak'' dedi.
İSTANBUL'DA mafyanın arsa yağması tüm hızıyla sürüyor. Her şeyiyle kaçak bir kent olarak doğan Sultanbeyli'den sonra, Pendik, Ümraniye ve Kartal ilçelerinin mücavir alanları da arsa mafyasının elinde yeni Sultanbeyliler olarak şekillenmeye başladı. İşin artık çığırından çıktığını belirten Pendik Belediye Başkanı Burhan Köseoğlu, ''Fiili terör ve işgalle arsalar yağmalanıyor. Devlet gelsin sahip çıksın'' diye ''imdat'' çağrısını yaptı.
İstanbul'un Anadolu Yakası'nda büyük çaptaki kaçak yapılaşmanın ilk örneği Hazine, daha sonra da tapulu şahıs arazilerinin işgaliyle kurulan Sultanbeyli oldu. Giderek büyüyen ve ormanları talan ederek ilerleyen Sultanbeyli'de yağma arsaları vatandaşa satan mafya da iyice palazlandı. Yağma o boyutlara ulaştı ki bir zamanlar kendi halinde küçük yerleşim birimleri olan köylerde inşattan geçilmez oldu.
Bir kısmı Elmalı ve Ömerli Barajı havzası içinde de kalan bu yerleşim yerlerini İSKİ yetkilileri ile birlikte gezdik. Yenidoğan, Paşaköy, Nişantepe, Aydost, Sülüntepe, Şeyhli, Yayalat ve Kurtköy yerleşim merkezleri büyük bir şantiye görünümünde. Düne kadar tarla olarak kullanılan araziler ya parsellenerek inşaata başlanmış, ya da sınırlarına dikilen ''Satılık'' tabelalarıyla ihtiyaç sahiplerinin ilgisini bekliyor.
Bu bölgelerde arazi satışlarının büyük bir kısmı köy senediyle gerçekleşiyor. Ancak, Prof Dr. Selahattin Sulhi Tekinay, Hazine arazilerinin köy senedi ile alınıp satılmayacağını söyledi. Tekinay, böyle bir işlemin hukuken geçerli olmayacağını belirtti. Köy senedi ile satılacak yerin köyün mülkiyetinde olması ve tapuda gerektiğini ifade eden Tekinay, köyün kullanımında olan ancak tapuda tescil ettirilmeyen yerlerin muhtar veya ihtiyar heyeti tarafından yapılacak satışın geçersiz olduğunu kaydetti. Tekinay, köy senedinin geçerli olabilmesi için satışın kazandırıcı zaman aşımına uğraması gerektiğini vurguladı.
Ama satılan Hazine arazisi olduğu için alıcılar bu belgeyle yetinmek zorunda. İSKİ yetkililerinin ve yöre halkının verdiği bilgiye göre her bölgenin ayrı bir mafyası var. Hazine arazisini kaba kuvvetle sahiplenen bir grup, daha sonra buraları parselliyor, yollarını belirleyip köy senediyle satıyor. Bu satış işleminin hiçbir yasal dayanağı olmamasına rağmen, tüm işlemler bu şekilde yürütülüyor.
Çıkar uğruna gözü hiçbir şey görmeyen arazi mafyası karşısına orman çıktığında da yılmıyor. Ormanı yakarak veya sürerek küçük bir bölüm açıyor. Daha sonra bu bölgeyi genişleten mafya, bir süre sonra istediği büyüklükte arazinin sahibi oluyor. Tüm bu işlemler olup biterken mafyanın hiçbir engelle karşılaşmadan çalışması, büyük bir rahatlıkla işini yürütmesi dikkati çekiyor.
Pendik, Ümraniye ve Kartal ilçelerinin mücavir alanlarında arsa mafyasının satışa çıkardığı arsaların metrekaresi 50-150 bin lira arasında değişiyor. Arazinin yola yakınlığı, düzlüğü, orman içinde veya tepede olması fiyatı etkiliyor. Oldukça büyük bir arazi üzerine çakılı ''Satılık'' tabelasındaki telefon numarasını aradığımızda karşımızdaki ses şimdiye kadar 20 bin metrekare arazi sattıklarını söyledi. Arazinin sahibi olduğunu öne süren Dursun Ali Uzun, parsellerin büyük bir bölümünü sattığını, geriye 925 metrekarelik yeri kaldığını belirtti. Arazinin metrekaresine 50 bin lira isteyen mal sahibi, satışların köy senediyle yapılacağını da belirtti. Köy senedinin hukuki bir geçerliliği olmadığını, bu satışların ileride sorun yaratacağını belirtmemiz üzerine, Uzun'dan, ''Siz orasına karışmayın, hiçbir sorun çıkmaz'' yanıtını aldık.
Yöreye arsa mafyasının yerleşmesinin Sultanbeyli ile başladığını söyleyen Pendik Belediye Başkanı Burhan Köseoğlu, ''Mafya tapulu arazileri satarak işe girdi'' dedi ve şunları anlattı.
''Fiili terör ve işgal yaparak mafya bu işi büyüttü. Milyarlarca lira değerindeki arsalar, kara para olarak mafyanın cebine girmektedir. Bu toprakları gasp edenler ihtiyaç sahipleri değildir. Bu bölgede devlete karşı fiili durum yaratan silahlı örgütler vardır. Bu adamların her kurumda da kendi işlerini yürütmelerine yardımcı elemanları var. Devlet bu mafyanın üzerine gitmedi. Arsalara sahip çıkmadı. Belediyelere de kullanım için vermedi. Bizi bekçi olarak gördü. O arsalar değerlendirildikçe, bu olayların önü alınamaz. Önümüzdeki yıllarda burada olacak patlamayı hiçbir şey durduramaz.''
(1990 yılında Reşat Altın 253.455 liraya satılıyormuş.)
Milliyet Gazetesi 5 Ekim 1990
Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com