1990 yılında Karadeniz, borularla Terkos Gölü'ne bağlanacakmış!
1990 yılında Avrupa Yakası'nın büyük bir bölümünün su ihtiyacını karşılayan Terkos Gölü'nde su seviyesinin düşmesi İSKİ'yi harekete geçirmiş. Kanallardan yararlanılarak Karadeniz'e karışan tatlı sular Terkos'a akıtılacakmış.
Deniz, borularla Terkos Gölü'ne bağlanacak
İstanbul'a Karadeniz'den su
İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel, eskiden barajdaki fazla suyu denize akıtmak için kullanılan ve ''dolu savağı'' denen kanallardan yararlanılarak Karadeniz'e karışan derelerden gelen tatlı suyun Terkos'a akıtılıcağını söyledi.
Eski İSKİ Genel Müdürü Atom Damalı, bu girişimin tehlikeli olduğunu, ayrı bir tuz arıtma sistemi kurulmadan alınacak suyun halkı zehirleyebileceğini öne sürdü.
Terkos'a Karedeniz suyu
İstanbul'un Rumeli Yakası'nda geniş bir alanın su ihtiyacını karşılayan Terkos Gölü'nde seviyenin düşmesi üzerine çeşitli arayışlara giren İSKİ, son olarak Karadeniz'den Terkos'a su taşıma projesini gündeme getirdi.
İSKİ Genel Müdürü Göknel, projenin çevre, ekolojik yapı ve insan sağlığı üzerinde ne gibi etkiler yapacağının araştırıldığını, olumlu sonuç alınırsa uygulamaya başlanacağını söyledi.
Ferit FARSAKOĞLU
SUSUZLUKTAN kıvranan İstanbul, çareyi deniz suyunda arıyor. Yaklaşık 100 yıldır kentin en temel su kaynağı Terkos'un iflas noktasına gelmesi, gözleri Karadeniz'e çevirdi. İSKİ, Karadeniz'den Terkos'a su getirmek için çalışmalara başladı. İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel, oluşturulan bir bilim heyetinin konuyu incelediğini, yakında Karadeniz'den Terkos Gölü'ne su alacaklarını söyledi.
İstanbul, Meteoroloji kayıtlarına göre, son kırk yılın en kurak iki kış mevsimini geride bıraktı. Bu durumdan da en fazla Terkos Gölü etkilendi. Eksi (-) 100 santimetreye kadar su çekilebilen Terkos Baraj Gölü'ndeki su seviyesi eski (-) 32 santimetreye kadar düştü. Geride bıraktığımız günlerde düşen yağmurlar da Terkos için çare olmadı. Terkos'tan kentin Avrupa Yakası'nın büyük bir kısmına, yani Taksim, Şişli, Beyoğlu, Etiler Levent, Cihangir gibi semtlere su dağıtılıyor. Ayrıca Haliç'in kuzeyinden Rumelikavağı'na kadar olan bölgenin tamamına, Haliç'in güneyinde de Eyüp, Edirnekapı, Fatih, Fındıkzade, Aksaray, Bayrampaşa, G. Osmanpaşa, Küçükköy, Sultançiftliği, Esenler, Mahmutbey, Rami, Gazi Mahallesi, Beşyüzevler semtlerine su veriliyor.
TEK ÜMİT KARADENİZ
Bu kadar geniş bir alana su dağıtan Terkos'u beslemek için her türlü çareyi düşündüklerini ve araştırdıklarını söyleyen İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel şöyle konuştu: ''Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Yüksel İnsel başkanlığında oluşturulan bir ekip ve İstanbul Üniversitesi'nden bir başka ekip ile bizim arkadaşlarımız üç aydır çalışıyor. Karadeniz'den ne oranda ve neresinden su alabileceğimiz araştırılıyor. Olay hem çevre, hem ekoloji ve hem de insan sağlığı bakımından değerlendiriliyor. Karadeniz'den alınan su belli oranda gölün tatlı suyuna karıştırılacak. Kış mevsimini henüz geride bıraktığımız için derelerden gelen tatlı su şu anda Karadeniz'in üst kesiminde bulunuyor. Bu yüzeyde tatlı alacağız Terkos'a. Tuzunu arıtmak için ayrı bir işlem yapmayacağız. Fazla bir ek maliyeti olmayacak bu işin.'' Ergun Göknel, Karadeniz'in suyunu Terkos'a almak için ''dolgu savağı'' olarak isimlendirilen ve barajdaki fazla suyu denize boşaltmak için kullanılan kanallardan yararlanılacağını söyledi. Ergun Göknel, bu kanalın Terkos Köyü'nün 3 kilometre batısında olduğunu da sözlerine ekledi.
Öte yandan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Alev Coşkun da Karadeniz'den su alınması işleminin daha önce de yapıldığını tespit ettiklerini söyledi. Alev Coşkun şöyle konuştu: ''Büyükşehir eski Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın zamanında aynı uygulamanın yapıldığını İSKİ kayıtlarından tespit ettik. Karadeniz'in tuz oranı düşük olduğu ve barajdaki su da şehre verilmeden önce arıtmadan geçirildiği için bu yol denenecek. Amacımız, İstanbul'u susuz bırakmamak.''
DAMALI: ''İNTİHAR''
Öte yandan, İSKİ eski Genel Müdürü Atom Damalı, Karadeniz'den Terkos'a su getirme girişimini intihar olarak niteledi. Böyle bir girişimin yanlış olacağını söyleyen Damalı, şöyle konuştu: ''Eğer Karadeniz'den su alırlarsa, bütün boru hattını mahvederler. Tuzlu su kesinlikle içme suyu borusuna girmemelidir. Karadeniz'de tuzluluk oranı binde 11'den aşağı düşmez. Bu su şebekeye giremez. Bizim dönemimizde 1 metreküp tuzlu su dahi şebekeye girmedi. İntihar olur, inşallah öyle bir şey yapmazlar. Yaparlarsa da yanlış yapmış olurlar.''
Milliyet Gazetesi 24 Nisan 1990
Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com