Emlakta Nostalji

1992 yılında Bahriyeli Sedat Bey Yalısı 30 milyara satışa çıkarılmış!

Sultan Abdülhamit'in Bahriyeli Sedat Bey adına yaptırdığı iki katlı Bahriyeli Sedat Bey Yalısı, 1992 yılında Bülend ve Edib Işıklıoğlu tarafından 53 bin 500 adet altın parasına, 30 milyar liraya satılığa çıkarılmış.



30 milyarlık yalıda gözyaşı


Asırlık yalıyı satışa çıkartan Işıklıoğlu, 'Evladımı satıyor gibiyim' diyor


Padişah 2. Abdülhamit'in deniz işlerinden sorumlu nazırı Bahriyeli Sedat Bey adına yaptırdığı Anadoluhisarı'ndaki tarihi yalı, Abdülhamit'in Hünkar İmamı olan Mehmet Niyazi Araz'ın torunları Bülend ve Edib Işıklıoğlu tarafından ekonomik nedenlerle satılıyor.


Mücahit BÜBER


    PADİŞAH 2. Abdülhamit'in deniz işlerinden sorumlu nazırı Bahriyeli Sedat Bey adına Anadoluhisarı'nda inşa ettirdiği 100 yaşındaki tarihi yalı, 30 milyar liraya satışa çıkarıldı.

    Padişah 2. Abdülhamit'in Hünkar İmamı olan Mehmet Niyazi Araz'ın torunları Bülend ve Edib Işıklıoğlu tarafından ekonomik nedenlerle satışa çıkarılan tarihi Bahriyeli Sedat Bey Yalısı, şimdi yeni alıcıları arasında paylaşılamıyor. Boğaziçi'nin incisi olarak tanımlanan iki katlı yalıya sahip olmak için mücadele veren talipleri, mirasçı iki kardeşi fiyat konusunda ikna etmek için mücadele veriyor.

    Hünkar İmamı'nın torunu, 60 yaşındaki mirasçı Bülend Işıklıoğlu, 30 milyar liraya satışa çıkardıkları yalı için ''Evladımızı yitirecek kadar üzülüyoruz. Bizim için çok değerli olan bu yalıyı ekonomik nedenler yüzünden satışa çıkardık'' dedi.

    Yalının önündeki beş dükkandan birinde 1974 yılından beri elektrikli ev aletleri bakım ve tamiratı yapan Hünkar İmamı torunu, mirasçı Işıklıoğlu, asırlık yalıda geçirdiği çocukluk yıllarını hatırladıkça gözleri yaşarıyor. ''Geçmişi özlüyorum. Çocukluğumu arıyorum. Her yalıya girişimde annem, babam, kardeşlerim gözlerime geliyor'' diyen Işıklıoğlu, hüzünlü satış için şunları diyor:

   ''19 yıl önce geçirdiğim bir trafik kazası sonrası, sosyal yaşantımda bir takım değişiklikler oldu. Ticaret yapıyordum, işlerim bozuldu. Sol bacağım bu trafik kazasında büyük bir darbe yedi ve tam olarak işlevini şimdi yerine getirmiyor. İş hayatımdan da pek memnun olduğumu söyleyemem. Yalıyı satmamız bir zorunluluk oldu. Bir takım insanlar, yalıyı almak için peşimizden koşuyorlar. Bizi, istediğimiz fiyatın dışında bir fiyata ikna etmeye çalışıyorlar.

    Yalının restorasyona ihtiyacı var. Biz elimizden geldiği kadar korumaya çalıştık. Ama sürekli olarak bu yalıda yaşam sürmek için iyi bir ekonomik gelire sahip olmak lazım. Benim öyle bir şansım yok. Boğaziçi'ni bile düşünmek insana rahatlık veriyor. Sosyal hayatımızın ve güzel sanatlarımızın müstesna örneği olan yalılar, ne yazık ki, ihmalimize, kayıtsızlığımıza kurban edile edile beş-on tane kaldı.''

    Mirasçı Bülend Işıklıoğlu, çocukluğunun en güzel yıllarının geçtiği ve çocuğu kadar sevdiği yalıyı satıp milyarlarca lira paraya sahip olabileceğine sevinemiyor. Hüzünlü ve buruk. Annesinin odasındaki eski fotoğraf ve albümleri karıştırırken, geçmişte yaşadığı odalarda dolaşırken sesi titriyor gözlerinden yaşlar süzülerek, şunları diyor:

   ''Mümkün olsa, hemen geçmişe dönerdim. Bir düğmeye basıverip geçmişe dönebilsem de yalıyı satmasam.'' 


(1992 yılında Reşat Altın 560.227 liraya satılıyormuş.)


Milliyet Gazetesi  29 Eylül 1992



Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com