2-B arazilerine TOKİ formülü
Orman vasfını kaybetmiş 2-B niteliğindeki arazilerin anayasa ve yasalarda yapılacak değişiklik çerçevesinde beş farklı şekilde değerlendirilmesi üzerinde duruluyor.
Çeşitli hükümetlerin programlarında yer alan, ancak cumhurbaşkanı vetosu ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarıyla bir türlü uygulamaya konulamayan 2-B'lerin satışı konusundaki çalışmalar yeniden hızlandırıldı. Çevre ve Orman Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı'nın yürüttüğü, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün de destek verdiği bu çalışmalarda, 2-B sorununun çözümü için anayasa değişikliğine gidilmesi gerektiği konusunda görüş birliği sağlandı. Anayasa değişikliğinin ardından yapılacak bir kanuni düzenlemeyle 2-B meselesinin tümüyle çözülmesi planlanıyor. Çalışmalarda, 2-B meselesinin çözümüne yönelik alternatiflerin başında kentsel dönüşüm projeleri geliyor. Bu arazilerin 22 bin 233 hektarının üzerinde, aralarında büyük ilçelerin de olduğu yerleşim yerleri bulunuyor. İstanbul, İzmir, Antalya ve Muğla'daki birçok yerleşim yeri, 2-B'lerin üzerinde. Yerleşim yerlerindeki 2-B'ler, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve belediyelere devredilecek ve buralarda büyük çaplı kentsel dönüşüm projeleri uygulamaya konulacak. Buralarda eğitimden sağlığa, spor tesislerinden kültürel etkinliklere kadar her türlü ihtiyaca cevap verecek modern mini kentler oluşturulacak. Bu araziler üzerinde oturanlar da, hissesi oranında, gerekirse bir bedel de ödeyerek burada inşa edilecek konutlarda hak sahibi olacak. İstanbul Ümraniye'de olduğu gibi üzerlerinde konut siteleri bulunan 2-B'ler ise hak sahiplerine satılacak. Üzerinde sanayi kuruluşları bulunan 2-B arazilerinin ise tesis sahiplerine satışı gerçekleştirilecek. Orman vasfını kaybetmiş ve halen tarımsal faaliyetlerde kullanılan 2-B'ler ise tarımsal arazilere dönüştürülecek. Halen kamunun kullanımında olan arazilerin bu şekilde tescili yapılacak. Orman alanlarına yakın olan ve tekrar orman vasfını kazanacak durumda bulunan 2-B'ler ise ağaçlandırılacak. Alınan bedellerin bir bölümünün, orman köylüsünün kalkındırılmasında kullanılması planlanıyor.
Maliye Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı'nca hazırlanan iki ayrı raporda, 2-B meselesinin 'kangren' haline geldiği belirtildi ve bir an önce çözülmesi istendi. Maliye Bakanlığı'nın raporunda, 2-B'nin hem ekonomik, hem sosyal hem de hukuki yönden çözüm bekleyen bir sorun olduğu kaydedildi. Raporda, "Antalya, İzmir, Muğla, İstanbul gibi büyük kentlerin çevresindeki ormanlık alanların çarpık kentleşme-gecekondulaşma neticesinde tahrip edilmiş olması ve bu gibi yerler üzerinde Sultanbeyli benzeri yerleşim yerlerinin oluşması da, ülkemiz gerçeği olarak kabul edilmelidir. Bu yerlerin boşaltılarak, tekrar orman alanı haline dönüştürülmesi mümkün bulunmamaktadır. Burada yasal ve anayasal düzenlemenin toplumsal mutabakat ekseninde yapılması, fiili durumun hukukileştirilmesine katkı sağlayacak ve bu yerleri kullanan kişilerin ödeyeceği bedeller dikkate alındığında da rasyonel bir davranış sergilenmiş olacaktır." denildi. Çevre ve Orman Bakanlığı'nca hazırlanan raporda da 2-B konusundaki çalışmaların 'Hazine'ye parasal kaynak bulmak girişimi değil, kangren olmuş bir sorunun cesaretle ortaya konulması' olduğu belirtildi. Bu alanların şu an içinde bulunduğu hukuki boşluktan kurtarılarak, kanuni bir zemine oturtulması gerektiğine dikkat çekilen raporda, bu araziler üzerinde kamu kurum ve kuruluşlarına ait bina ve tesisler, otlak, yaylak, kışlak, mera, mezarlık ve yerleşim yerleri de bulunduğu ve hiçbir bedel ödenmeden kullanıldığı ifade edildi.
Üzerinde ilçeler bile kuruldu
Çalışmalarda masaya konulan verilere göre, 2-B'ler 473 bin hektarlık bir alanı kaplıyor. 2-B'lerin en fazla olduğu il Antalya. Bu ilde orman vasfını kaybetmiş araziler 45 bin 548 hektarlık bir alana yayılıyor. Antalya'yı 39 bin 287 hektar ile Mersin, 34 bin 887 hektar ile de Balıkesir takip ediyor. Orman özelliğini yitirmiş arazilerin 22 bin 233 hektarlık bölümü üzerinde yerleşim yerleri bulunuyor. Bunların arasında İstanbul'daki bazı ilçeler de yer alıyor. 2-B arazilerinin yüzde 4,7'sini oluşturan yerleşim yerlerinin 6 bin 624 hektarı üzerinde ilçe, 8 bin 514 hektarı üzerinde belde, 7 bin 35 hektarı üzerinde de köylerin olduğu görülüyor. Böylece 2-B'lerin yüzde 1,5'lik bölümünü köyler, yüzde 1,8'lik bölümünü beldeler, yüzde 1,4'lük bölümünü de ilçeler oluşturuyor. 2-B'lerin geri kalan kısmındaki fiili kullanım da şu şekilde belirleniyor: Sera alanı: 2 bin 365 hektar (yüzde 0,5), narenciye alanı: 8 bin 41 hektar (yüzde 1,7), zeytinlik, fındıklık, meyvelik, bahçelik ve benzeri: 111 bin 115 hektar (yüzde 23,5), diğer ekili alanlar: 294 bin 206 hektar (yüzde 62,2), otlak, yaylak: 35 bin 419 hektar (yüzde 7,4).
Zaman