Sektörel

23 ili kapsayan tedbirler inşaat sektörüne yönelik!

Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı olan Özlem Yüzak bugünkü yazısında Güneydoğu ve Doğu Anadolu'ya yönelik 23 il kapsayan teşvik paketini değerlendirdi. İşte o yazı...

23 ile 4 yılda 140 milyarlık yatırım diye açıklandı yeni teşvik paketi. Tamamen terör ve yoksulluk bataklığına dönüşen Doğu ve Güneydoğu’nun imarı için kasa açıldı, kollar sıvanıyor. İyi güzel de... Bölgede yaşayan 13 milyon insanın, artı Suriye’deki savaştan kaçarak gelenlerin kaderini değiştirebilecek mi bu paket? Yoksa fabrika mezarlıklarına yenileri mi eklenecek, kırpıla kırpıla bir avuç kalan tarım arazileri bir kez daha imara açılıp betonlaşacak mı? İstihdama katkısı olacak mı? 

Peki, bundan önceki teşvik paketlerinin bölgesel dengesizliği gidermeye ve gelir dağılımındaki eşitsizliği azaltmaya ne katkısı oldu? 

Bu soruların yanıtı aranmadan geçmiş deneyimlerdeki başarısızlıkların nedenleri sorgulanmadan açılan her yeni pakete kuşku ile yaklaşmak bizim de gazetecilik görevimiz. 

Bakıyoruz 23 ile yönelik tedbirlerin esası “inşaat ya resulullah” motifli. 

Yapılan açıklamaları özetleyelim: 

“Yatırım yapmak isteyenlere fabrikasını devlet yapıp teslim edecek. Sabit yatırım için para harcamayacak yatırımcı. 

202 milyon lira bütçe ayırdık, 6 bin aileye verdiğimiz yardım miktarını yükseltiyoruz. 23 ilde toplam 67 bin yeni konut yapacağız. 15 tane yeni hastane yapılacak. 51 karakol yapılacak, Batman, Diyarbakır ve Malatya’ya 3 yeni stadyum geliyor. 

Evlerinden olmuş vatandaşlarımızın yeni evleri teslim edilene kadarı kiralarını biz vereceğiz. Toplam 10 katrilyon lira para harcayacağız. 

62 milyar TL’lik devlet yatırımlarının yaklaşık üçte birini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı üstlenecek....” 

80 fabrikadan bahsediliyor yeni teşvik paketinde. Bunlar hangi sektörlerde kurulacak, ne üretecekler, birbirleri ile ileri-geri bağlantıları nelerdir? Esas olarak ortada hesabı kitabı yapılmış bir projeler seti olmalı. Ama Yok... Bölgesel bir iktisadi entegrasyon mantığı da yok. 

2001 yılından beri bölgeye yönelik açıklanan 6. paket bu. Kalkınma Bankası’ndan kıdemli bir uzmana “teşvik paketlerinin ölçümlemesi hiç yapıldı mı? Bölgeye ne kazandırdığına bakıldı mı sorusunu” yönelttim. 

Gelen yanıtı olduğu gibi aktarayım: 

Bugüne kadar bırakın paketlerin etkinliğinin ölçümünü, başlangıç ve bitiş arasında neler yapıldı diye bir tablo bile yok. Çünkü, merkezi bir koordinasyon fikri de, birimi de yok. Mantık şu: Harcanacak 100 TL’nin 25 lirası memlekete çivi olarak çakılsa 75’i nereye giderse gitsin? 

Sonuç: Paketin önemli bir kısmı inşaat odaklı. Dolayısıyla TOKİ esaslı yandaş müteahhitler yeniden ihya olacak belli ki. Peki, zaten cehaletin ve eğitimsizliğin yoğun olduğu bu bölgelerde yeni teşvik paketi açıklanırken eğitimin ağza bile alınmamış olmasına ne demeli? Yoksulluğun ve terörün en ağır bedelini ödeyenler çocuklar. Bölgede geçen öğretim döneminde, yaşanan çatışmalardan 405 bin öğrenci ile 14 bin 415 öğretmen etkilendi. 2 haftalık telafi eğitiminden ise sadece 10 bin kadar öğrenci faydalanabildi. 

Eğitimin kalitesinin hiç bahsi bile geçmiyor. Çarpım tablosunu bile bilmeden ortaokuldan mezun oluyor on binlerce çocuk. Vasıfsız işçi olarak. 140 milyar TL’lik yatırımın 10’da biri bile istihdam politikalarına ve buna yönelik eğitime harcansa önemli bir adım atılmış olur. 

Yoksa bu teşvik paketi de diğerleri gibi, birkaç sene üzerinde boyalı laflar sarf edildikten sonra tozlu raflardaki yerini alır...



 

Özlem YÜZAK/Cumhuriyet