2B sorununun 70-80 yıllık mazisi var
Bugüne kadar 2B arazileri hakkında çok şey söylendi, büyük tartışmalar yaşandı. Peki, 2B arazisi ne demek, bu arazilerin sahiplik sorunu hangi yıllara kadar gidiyor?
Sorunun kökleri, 1981'de yapılan 'orman vasfını kaybetmiş arazi' tanımlamasından çok daha eskilere, Cumhuriyetin ilk yıllarına gidiyor. Hukukçu ve gayrimenkul danışmanı Cihangir Dönmez, 2B sorununun tarihi konusunda çarpıcı bilgiler veriyor.
Kısaca 'orman vasfını yitirdiği kanunca belirlenmiş arazi' olarak nitelenen 2B arazileri hakkında tartışmalar bitmek bilmiyor. 2B arazileri ile ilgili yapılan son yasal düzenlemeye rağmen dönemeç bir türlü aşılamadı. Hukukçu ve gayrimenkul danışmanı Cihangir Dönmez, 2B araziyi tanımlarken "2B arazinin tam kanuni tanımı; orman niteliğini kaybettiği için, 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun (1956 yılında çıkmıştı) 2B maddesi ile orman dışına çıkartılan alandır" diyor. Cihangir Dönmez, bu kanunun tarihi gerçeğine ise şöyle ışık tutuyor:
Araziler nasıl devletleştirildi
"Türkiye Cumhuriyeti, 1924 mübadelesi ile yurt dışından soydaşları getirmiş, onlara iskan ve tevzi tapular vermiştir. 1925'te öşür vergisi kaldırılmış, herkese kullandığı arazi bedelsiz verilmiştir. 1930'da toprak tevzi komisyonlarıyla araziler dağıtılmış. 1937'de Türkiye'nin ilk ve liberal orman kanunu çıkmıştır. Atatürk döneminde çıkan bu kanunla vatandaşa ormandaki mülkiyet hakkı tanınmıştır. Yani siz, Selanik'ten geliyorsunuz; 100 dönüm toprağınızı bırakıyorsunuz. Devlet ona karşılık yüzde 20 veriyor. Çünkü, buradan göç eden Rumlar, tarımla fazla uğraşmadıkları için gelen tarım nüfusu fazla olduğu için mübadelede böyle bir alan çıkıyor. 1937 orman kanunu 10 yıl içinde kadastronun bitirilmesini öngörür. Atatürk'ün ölümünden sonra, 1937 yılında çıkan Orman Kanunu uygulaması esnasında vatandaşın tarım arazileri olmak üzere tamamı, o zaman yeniden orman alanı içine alınır. 1942 yılına kadar bu çalışmalar tamamlanır. Vatandaş o zaman önemsemez, çünkü kendinin mülkiyet hakkı vardır. 1945 yılında tam savaş yıllarında savaşın bitimini 2 ay takip ettiği sürede, İsmet İnönü 4785 sayılı kanunu çıkartır. Bu kanun vatandaşın orman içindeki arazileri dahil arazileri devletleştiren bir kanundur."
Meclis'ten geçirilen son 2B yasası sonrası kurulan 2B Arazi Danışmanlığı Firması'nın da temsilcisi olan Cihangir Dönmez, 2B olarak isimlendirilen arazilerin, 6831 sayılı Orman Yasası'nın 2'nci maddesinin B bendinde konu edildiği için kısaca 2B olarak adlandırıldığına dikkati çekerek "Bu madde orman vasfını kaybeden arazilerle ilgili bir maddedir. Aslen 2B arazilerin büyük çoğunluğu orman vasfını yitirmiş değil, evveliyatında hiç orman olmamış arazilerdir" diyor. Dönmez, "1937'de çıkan 3116 sayılı Türkiye'nin ilk Orman Yasası, vatandaşlara Orman içinde tapu hakkı tanırken,1945 yılında çıkan 4775 sayılı yasa ile tüm ormanlar devletleştirilmiş. 1937 yılında çıkan 3116 sayılı Orman Yasasının kadastro uygulama aşamasında vatandaşın tapulu tapusuz kadim ziraat arazileri teknik imkansızlıklar ve hatalı uygulamalarla orman sınırları içine alınmış" hatırlatmasını yapıyor. Dönmez, şöyle devam ediyor: "Ancak daha sonra yapılan orman dışına çıkartma çalışmaları ile bu araziler Orman dışına ancak hak sahibi adına değil, hazine adına çıkarılmış, hak sahipleri ise 'şagil (işgalci)' olarak tanımlanmıştır. Böylelikle tapulu tapusuz hak sahibi olan binlerce kişi kendi kadim ziraat arazilerinde tapularını ve haklarını kaybetmişler, işgalci olarak nitelenmişler, büyük kısmında da ecrimisil olarak tabir edilen haksız kullanma bedeli ödemişler ve ödemekteler."
Araziler Hazine adına orman alanı dışına çıkarıldı, tapu sahipleri işgalci gibi görüldü
Tapuluyken, daha sonra orman alanı içine alınan arazilerle ilgili olarak, hukukçu ve gayrimenkul danışmanı Cihangir Dönmez, "Orman içine alınmış tapulu araziler 2B yasası ile orman sınırları dışına çıkartılmış ancak bu çıkartma işlemi tapu sahibi adına değil, Hazine adına olmuş. Bu da mağduriyetin sürekli hale gelmesine yol açmış. Böylece tapu ile malik oldukları ve zilyet ettikleri araziler önce orman yapılmış, sonra 2B olarak Hazine adına orman dışına çıkarılmış. Tapu sahipleri ise kendi tapulu arazilerinde işgalci olarak kalmış" diyor. Cihangir Dönmez, şunları kaydediyor: "Bu süreçler; binlerce 2B mağdurunu yaratmıştır. Yani 2B arazilerinin büyük bölümü orman kesilerek, yakılarak oluşturulmuş araziler değildir. Bizzat Atatürk döneminde çıkarılan yasalarla vatandaşa devredilmiş, tapuları verilmiş, özelleştirilmiş araziler. 2B mağdurlarının ormanları talan eden insanlar gibi lanse edilmesi çok acı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2008 yılında temmuzdan itibaren verdiği kararlarla daha önceden orman olup da tapusu iptal edilen vatandaşların yaptığı başvuru üzerine birinci maddelerinde kararın mülkiyetin delindiğini vatandaşın mülkiyet haklarının delindiğini kabul etmektedir. Tazminatla ilgili şimdilik hükümetle vatandaşın anlaşması öngörülüyor. Çanakkale'de bir arsa için, 20 dönüm bir arsa için belirlenen değer 3 milyon Euro. Bunu Türkiye için genellediğinizde 100-150 milyar Euro'luk bir tazminat ortaya çıkar. O yüzden hükümet yaptığı düzenlemede 2B'yi sınıflara ayırmış, daha önceden tapulu olan iskan tevzi tapusu olan yerlerin bedelsiz iadesini öngörmüştür."
Devlet ve 2B mağduru elele versin, 500 bin hektarlık orman kurulsun
2B uygulaması, ''31 Aralık 1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanlarının Hazine adına orman dışına çıkarılması'' olarak tanımlanıyor. Ocak ve Şubat aylarında TBMM'den geçen iki yasa, 2B mağdurlarının arazilerine kavuşmaları önündeki engelleri büyük ölçüde kaldırdı. Hukukçu-gayrimenkul danışmanı Cihangir Dönmez, "Türkiye genelinde 500 bin hektara yakın arazinin sahipleri, zamanında parasını ödedikleri ya da mübadele nedeniyle devlet tarafından tapuları kendilerine verilmiş, yıllardır vergisini ödedikleri arazilerinin yeniden bedelsiz olarak, orman kapsamına alınması nedeniyle haklarını aramak üzere hukuk mücadelesi başlattı" diyor. Dönmez, şöyle konuşuyor: "Ortada büyük bir haksızlık var. Bunun çözümü için 3-4 adım atılmalı. Birincisi bu, çok rahat şekilde televizyonlarda tartışılabilir hale gelmeli. Bunu, bu konuda yetkin olan insanlar, izah edip kamuoyunu bilgilendirmeli. Bu şunu sağlayacak: Önce sade vatandaşla 2B arazi mağduru birbiri ile barışacak. Bir gasp olmadığı burada bir hakkın yenildiği ortaya çıkacak. 3-5 adımlı çözüm önerilerimiz var. Birincisinde diyoruz ki: 500 bin hektar 2B arazisine karşılık devlet, TEMA ve 2B mağdurları elele vererek 500 bin hektarlık verimli orman alanı yaratsın."
Ali ÖZTÜRK/Hürriyet