3. köprü çözüm mü çözümsüzlük mü?
Büyüklüğü, ekonomisi ve ülke nüfusunun yüzde 15'lik payı ile ayrı devlet kabul edebileceğimiz İstanbul'da 3'ncü köprüyü tartışıyoruz. 1.köprü; Boğaziçi 1973, 2.köprü; Fatih Sultan Mehmet 1988'den beri İstanbul'un iki yakasına hizmet veriyor.
Boğaziçi Köprüsü'nden 1974'te 12 milyon olan geçen araç sayısı, yıllık ortalama 70 milyon seviyelerine ulaşırken, ikinci köprüden geçenlerle birlikte yıllık toplam sayı 135 milyon seviyelerine erişmiş bulunuyor. 3.köprü ile birlikte tartışılan konulardan bazıları:
Köprü, İstanbul'un ulaşım problemine çare olabilecek mi?
Trafiğe çözüm olarak inşaa edilen 2'nci köprünün İstanbul trafiğini olumsuz yönde etkilediği ve köprü yapının çözüm değil; çözümsüzlük olduğu öngörülmektedir. 1997 yılında yapılan sayımda İstanbul'un nüfusu 9 milyon seviyelerinde iken bugün 12 milyon seviyelerini geçmiştir. İstanbul'da ortalama günde 500 araç trafiğe çıkarken; 4 dakikada 1 kişi İstanbul göç kervanına katılmaktadır. Bu İstanbul tablosunda, 2'nci köprü çözüm olmadı, 3'ncü köprü çözüm olmayacak demek, değişen yapıyı görmeden, zamanı durdurarak öngörüde bulunmaktadır.
Köprü dışında alternatiflere yönelinmeli mi?
Araç sayısının ortalama üçte biri boğazı geçmektedir. Transit ağırlıklı düşünülen 3'ncü köprünün, İstanbul trafiğinde yaklaşık günlük yüzde 3 paya sahip transit geçitleri rahatlatabileceği ancak yüzde 97'ye bir fayda sağlamayacağı öngörülmektedir. Ancak, sabah ve akşam trafiğinde otoyollar ve 2'nci köprüde konvoy halinde seyreden "otobüs ve tır" trafiği acaba yüzde 3, yüzde 97'den büyük mü? dedirtmektedir.
Köprülerin sadece araç geçiş adedini artırdığı, taşınmakta olan yolcu sayısına faydası olmadığı belirtilmektedir. Kısacası Köprüler insan değil, araç taşımaktadır. Bu doğrultuda; 3'ncü köprünün trafik sorununa katkı sağlamayacağı görüşü hakimdir. Şöyle ki, 1'nci köprünün yapımıyla insan geçişi yüzde 4, araç geçişi yüzde 200 artmış, ikinci köprü araç geçişini 21 kat artırırken, insan geçişini sadece 4 kat artırabilmiştir.
Eldeki verilere göre ortalama olarak her araçta 1.8 kişi, İETT otobüsünde 50 kişi, her özel otobüste 40 kişinin varlığı kabul edilirse, 1'nci Boğaz köprüsünden günde yaklaşık 525 bin kişi, 2'nci Boğaz köprüsünden 450 bin olmak üzere toplam 975 bin kişi boğazı geçmektedir. Bu yolculuk sayısı, her gün İstanbul'da yapılan yolculuk sayısının yüzde 12'si kadardır. Özel arabaların köprü geçişlerindeki hissesi ortalama yüzde 80'dir. Tek çözüm trafikteki özel araç sayısını azaltmak gibi görünmektedir. Bu da toplu taşımanın geliştirilmesi ve entegrasyonun sağlanmasıyla mümkün olabilecektir. Ray, tüp, tünel geçişler, deniz ulaşım potansiyelini harekete geçirmek gerekmektedir.
Köprü, bir rant kavgası mı ?
Köprü güzergahında imarsız alanlar yapılaşmaya açılacak mı? Köprü güzergahlarında rant el değiştiriyor mu? İddialar imarsız alanların yapılaşmaya açılacağı, köprü güzergahında çoktan yatırımcıların pozisyonlarını aldığı yönünde.
İstanbul'da erişim; rant, yani yeni yerleşim alanları demek. 3'ncü köprü ve otoyollara bakış açımız böyle; çünkü geçmişte yaşadıklarımız, tecrübeleriz, daha doğrusu alıştıklarımız böyle... Hiç kimse 3'ncü köprünün, İstanbul'un su alanlarına, doğasına, yeşiline zarar vermeyeceğine rant kapısı olmayacağına inanmamaktadır.
Devlet büyüklüğündeki İstanbul, devlet gibi yönetilmeli açık ve şeffaf olmalıdır. Geçmişte yaşanan olumsuzluklar, İstanbul'un kaderi olmamalıdır. Gelişmiş ülkelerde geçen yollar, yapılan köprüler rant noktaları olmuyorsa, İstanbul'da da olmamalıdır. Planlananlar ve alınan önlemler İstanbullularla paylaşılmalıdır.
ŞÜKRÜ BİLGİ ÖZDEMİR