4,1 ve 4,0 şiddetinde iki deprem sonrasında Naci Görür'den flaş açıklama! Nedeni buymuş, aman dikkat edin!

Jeolog Naci Görür'den Malatya'daki son depremlerle ilgili flaş açıklamalar geldi. Hemen Naci Görür'ün açıklamalarına bakın. İşte ayrıntılar... 22 Temmuz 2023 tarihinde Malatya'nın Uluköy beldesinde meydana gelen 4,0 büyüklüğündeki deprem, bölgede endişe yaratan bir olay oldu

Malatya, Türkiye'de son dönemde meydana gelen depremlerle bir kez daha gündeme geldi. 22 Temmuz 2023 tarihinde Malatya'nın Uluköy beldesinde meydana gelen 4,0 büyüklüğündeki deprem, bölgede endişe yaratan bir olay oldu. Depremin etkileri, yakın çevrede de hissedildi.

Jeolog Naci Görür, bu depremler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Twitter hesabından yaptığı iki ayrı paylaşımda, depremlerin nedenleri ve oluşum süreçleri üzerine görüşlerini paylaştı. Görür, 6 Şubat tarihli depremlerle bağlantı kurarak, Malatya bölgesindeki enerji transferi süreçlerinin önemine dikkat çekti.

İlk tweetinde, Görür şu ifadelere yer verdi: "Malatya/Uluköy’de 4,0 deprem oldu. Deprem DAF üzerinde. 6 Şubat depremlerinde DAF’ın KD’a, Pütürge’taraflarına, doğru da enerji transfer edildiği bir gerçek. Bu depremler muhtemelen bu nedenlerle oluyor ama ana kolda 2020 Elazığ depremi olduğu için endişe edilmemesi gerekir."

İkinci tweetinde ise, Görür Tatlar-Nurhak ve Topallar-Saimbeyli bölgelerinde meydana gelen 4,1 ve 4,0 büyüklüğündeki depremleri değerlendirdi. "Tatlar depremi Çardak Fayı üzerinde ve artçı, diğeri ise Savrun Fayı yakınında. Bu deprem de 6 Şubat depremlerinden sonra Savrun Fayı üzerinde stres alanı değişimine bağlı olarak oluşuyor olsa gerek, sevgiyle" diyen Görür, depremler arasındaki olası ilişkileri vurguladı.

Görür'ün açıklamaları, Malatya bölgesindeki deprem aktivitesine ilişkin kamuoyunda farkındalık oluşturdu. Ancak, yetkililer tarafından yapılan resmi açıklamalar ve bilimsel araştırmalar olmadan, depremlerin nedenleri hakkında kesin bir yargıya varmak zor olabilir.

Türkiye, jeolojik olarak aktif fay hatları üzerinde bulunan bir ülke olduğundan, depremler zaman zaman kaçınılmaz olabilmektedir. Bu tür durumlarda halkın bilinçli ve doğru bilgilendirilmesi, önlem alınabilecek bölgelerin belirlenmesi ve yapılaşma politikalarının gözden geçirilmesi önem arz etmektedir.