8 şirket hissesini Türkiye Varlık Fonu'na devretti!
Başbakanlık'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, bir kısım kamu sermayeli şirketler ile özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisseler Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Varlık Fonu'na devredildi.
Başbakanlık'tan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye Varlık Fonu'na devredilen söz konusu şirketlerin mevcut yönetimleri ve işletme politikaları ile iş planlarının, yatırım ve büyüme stratejilerine uygun olarak devam edeceği, uluslararası finans kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili paydaşlarla sağlanan işbirliğinin sürdürüleceği belirtildi.
ZİRAAT DE DAHİL 8 ŞİRKET DEVREDİLDİ
Hazineye ait hisseleri Türkiye Varlık Fonuna aktarılan kuruluşlar şunlar: Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, Borsa İstanbul Anonim Şirketi, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme Anonim Şirketi, Eti Maden ve Çaykur. Açıklamada, Türkiye Varlık Fonu'nun söz konusu şirketleri, Bakanlar Kurulunca onaylanacak Stratejik Yatırım Planı çerçevesinde yöneteceği kaydedildi.
Yeni Şafak
Haber AA'da şu şekilde yer aldı
Bakanlar Kurulunca, bazı şirket hisseleri Türkiye Varlık Fonuna aktarıldı.
Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası AŞ, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Türkiye Petrolleri AO (TPAO), Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ (PTT), Borsa İstanbul AŞ, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ'nin (TÜRKSAT) sermayelerinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomünikasyon AŞ'nin yüzde 6,68 oranındaki Hazineye ait hissesi ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (Çaykur) Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bu kararın uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde uygulama esaslarına belirlemeye Başbakan yetkili kılındı.
Ayrıca mülkiyeti Hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla'da bulunan bazı taşınmazların tahsislerinin kaldırılarak Türkiye Varlık Fonuna devredilmesi kararlaştırıldı.
Söz konusu taşınmazlar devir ve tescil işlemleri tamamlanıncaya kadar Maliye Bakanlığı tarafından yönetilmeye devam edecek.
- Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ait 3 milyar lira da aktarıldı
Öte yandan Bakanlar Kurulunca Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ait veya bu fonun tasarrufunda bulunan 3 milyar lira tutarındaki kaynağın en geç aktarım tarihini izleyen 3 ay içinde geri ödenmek kaydıyla Varlık Fonuna aktarılması kararlaştırıldı.
Söz konusu karar da bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.
Bakanlar Kurulu kararıyla Hazinenin uhdesinde bulunan bir kısım kamu sermayeli şirketler ile Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisseler Türkiye Varlık Fonuna devredildi.
Bir kısım kamu sermayeli şirketler ile özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisselerin Türkiye Varlık Fonuna devredilmesine ilişkin Başbakanlık kaynakları tarafından yapılan açıklamaya göre, Bakanlar Kurulu kararıyla Hazinenin uhdesinde bulunan bir kısım kamu sermayeli şirketler ile Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisseler Türkiye Varlık Fonuna devredildi.
Söz konusu şirketlerin mevcut yönetimleri ve işletme politikaları, iş planları, yatırım ve büyüme stratejilerine uygun olarak devam edeceği ifade edilirken, uluslararası finans kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili paydaşlarla sağlanan işbirliğinin sürdürüleceği belirtildi. Türkiye Varlık Fonunun söz konusu şirketleri Bakanlar Kurulunca onaylanacak Stratejik Yatırım Planı çerçevesinde yönetecek.
-Devredilen Şirketler
Yapılan açıklama göre devredilen şirketler; Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, BIST, TÜRKSAT, Türk Telekomun Hazineye ait yüzde 6,68'lik kısmı ve Eti Maden ile Çaykur'un Genel Müdürlükleri.
AA
Haber Cumhuriyet Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı...
Ülkenin, -kimilerinin- torunu olmakla övündüğü Osmanlı’dan miras en köklü bankası Ziraat artık Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) malı.
154 yıl önce “Ezilen çiftçilerin dertlerine çare bulunabilmesi” (kendi sayfasından alıntı) amacıyla kurulan Ziraat, Kerkük-Yumurtalık ham petrol boru hattı sürecinde kurulan BOTAŞ, yılbaşı ikramiyesi tadında ocakta devredilen Milli Piyango, daha niceleri de beş buçuk ay önce kurulan TVF marifetiyle “kâğıt” olacakları günü beklemeye başladı. Kâğıttan kastım “seküritizasyon” dedikleri, menkul kıymet haline getirilmesi.
Düne kadar BDDK ve Sayıştay denetiminde olan Ziraat Bankası, Başbakan’a bağlı çalışan ve bundan böyle -o da muhalefet milletvekillerinin zoruyla- konulmuş “bağımsız denetim”e mi tabi olacak?
TVF’yi kuran yasanın zamanlama ve usulü, son kararların öncü sinyaliydi. Adamakıllı işleyen bir yasama gücünün varlığında, kanun tasarısı olarak (yani görüşler, müzakereler, etki analizlerinin ardından) gelmesi gerekecek önemdeki bu yapı, talimat üzere olduğu aşikâr 16 iktidar milletvekilinin imzasıyla “teklif” olarak gelmişti.
AKP iktidarında Meclis’e gelen “teklif”ler, hep acil ihtiyaç ve hız anlamına geldi. 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL rejiminin ilk sıralardaki önemli yasalarından biri olan TVF’nin teklif olarak gelişi de böylesi bir aciliyet arayışının sonucuydu. Ve nitekim bu arayış, teklifin gerekçesinde şöyle özetleniyordu: “Otoyollar, Kanal İstanbul, üçüncü köprü ve havalimanı, nükleer santral gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu arttırılmadan finansman sağlanması.”
Varlık fonları, geleneksel olarak bizim gibi yüz milyarlarca dolar borcu, cari açığı olan ekonomilerce değil, nakit fazlası olan ülkelerce kuruluyor. TVF sürecinde dört yazı yazdım. Bizatihi yasanın kendi gerekçesinde çocuklarımızın geleceğinin rehnedileceği o günden belliydi. Bu Fon’un her fırsatta “devletin cebinden bir kuruş çıkmayacağı” söylenegelen büyük altyapı projelerine finansman sağlanmak üzere kurulduğunu bir daha not düşelim.
Sadece Sayıştay denetimi değil, sermaye piyasaları, kamu ihale, devlet memurları mevzuatına tabi olmadığını da. Kanunlar üstü konumlanan TVF’ye son mükerrer Resmi Gazete ile bir de büyük para aktarıldı: Savunma Sanayii Destekleme Fonu’ndan (SSDF) 3 milyar TL. TVF’nin bu kaynağı üç ay sonra geri ödemesi koşulu konulmuş. Henüz bir şey satmayan TVF’nin 3 milyar TL’yi 3 ay sonra geri ödeyebilmesi için mayısın ilk haftasına kadar büyük ve önemli satışlar yapacağını varsaymamız gerekiyor. (Ziraat Bankası’nın sorunlu alacaklarının ne olacağı ise apayrı bir sorun.)
Devletin yeterli parası yok gerekçesiyle kurgulanan Yap-İşlet-Devret modelinin devlete faturasının sanılandan ağır olacağını göreceğiz.
Cumhuriyet