25 / 11 / 2024

ABD'nin büyüme ve istihdam verileri birbiriyle tutarsız!

ABD'nin büyüme ve istihdam verileri birbiriyle tutarsız!

Ülke ekonomisinin ilk çeyrekte yüzde 0,7 daralması ve düşen tüketici güveni endişeleri beraberinde getirirken; istihdam, sanayi ve konut sektörlerine ilişkin olumlu veriler, toparlanmaya işaret ediyor.




ABD'de önemli makroekonomik verilerin birbiriyle çelişen sinyaller vermesi, ekonominin geleceği ve Fed'in faiz artışına yönelik belirsizliği artıyor


ABD'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,7 daralması ve başta tüketici güveni olmak üzere ikinci çeyreğe ilişkin bazı verilerin de beklenenden zayıf gelmesi, ekonominin geleceğine yönelik endişeleri tetikledi. 


Diğer taraftan, istihdam, sanayi ve konut sektörlerine ilişkin son veriler beklentileri aşarak, yavaşlayan ekonominin toparlanmakta olduğuna işaret etti.


ABD'nin önde gelen ekonomistlerinden Moody's Analytics Başekonomisti Mark Zandi, karmaşık sinyallere yol açan makroekonomik verilerle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırım takvimine yönelik öngörülerini AA muhabiriyle paylaştı. 


Zandi, ilk çeyrekteki zayıflığın yılın geri kalanını etkilemeyeceğini vurgulayarak, "Amerikan ekonomisinin iyi durumda olduğunu düşünüyorum. İlk çeyreğe ilişkin büyüme verisi, bazı geçici olumsuzluklar ve mevsimsel ölçme hatalarının bir sonucuydu. Geçici faktörlerin olumsuz etkileri, ikinci çeyreğin ötesine geçmeyecektir" ifadelerini kullandı. 


 


- "Büyüme ve istihdam rakamları birbiriyle tutarlı değil"


 


Geçici olarak nitelendirdiği olumsuz faktörleri sert kış şartları, ülkenin batı yakasındaki limanlarda yaşanan grevler ve gerileyen petrol fiyatları nedeniyle düşen enerji yatırımları olarak sıralayan Zandi, mevsimsellikten kaynaklanan ölçüm hatalarının da büyüme verisini "yanıltıcı" şekilde aşağı çektiğini anlattı. 


Zandi, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bunları dikkate aldığımızda, ilk çeyrekteki büyüme aslında yüzde 3 civarındaydı ki bu istihdam rakamlarıyla de uyum gösteriyor. İstihdam artışı aylık bazda 200 binin üstünde ve işsizlik maaşına yönelik talep, son 15-20 yılın en düşük seviyelerinde seyrediyor. Bunlar, yüzde 0,7 daralan değil, yüzde 3 büyüyen bir ekonomiyle tutarlı rakamlar." 


Zandi, bu arada ülke ekonomisinin 2014'ün ilk çeyreğinde yüzde 2,9 daraldıktan sonra yılı yüzde 2,4 büyümeyle tamamladığını hatırlatarak, ekonominin bu yıl da ikinci yarıda ivme kazanacağı öngörüsünde bulundu. 


 


- "Enflasyon dibi gördü"


 


Öte yandan, enflasyonun Fed'in yüzde 2 hedefinin çok altında seyretmeye devam ettiğine işaret eden Zandi, bunun gelecek yıl itibariyle sona ereceğini öne sürerken, şunları kaydetti:


"Güçlenen dolar ve düşük enerji fiyatlarının çekirdek enflasyonu hala aşağı çektiğini görüyoruz, ancak bu etki bundan bir yıl sonra bu kadar belirgin olmayacak. İşgücü piyasası, bu büyüme hızıyla süratle tam istihdama ulaşacak ve ücretler üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturacak. Enflasyon, bundan bir sene sonra yüzde 1,5 seviyesinde çıkacak ve yükselmeye devam edecek".


ABD Ticaret Bakanlığı’nın dün açıklanan verilere göre, Fed'in enflasyon hesaplamalarında tercih ettiği çekirdek Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) fiyat endeksi, nisanda aylık yüzde 0,1 artışla yıllık bazda yüzde 1,2 seviyesinde gerçekleşti.


Böylece, Fed’in yüzde 2’lik enflasyon hedefini son kez tutturmasının üzerinden tam 36 ay geçmiş oldu. 


 


- "İkinci faiz artırımı piyasaların tepkisine bağlı"


 


Zandi, ayrıca başta Janet Yellen olmak üzere etkili Fed yetkililerin kısa dönemli politika faizinin bu yıl içinde artırılmasının uygun olacağına yönelik açıklamalarına atıfta bulunarak, "Eylül ayı geldiğinde ekonomideki yavaşlamanın geçici olduğu anlaşılacak ve Fed faiz artırımına başlayacak" dedi. 


Fed'in ikinci faiz artışına aralık ayında gidebileceğini düşünen Zandi, bu kararın finansal piyasaların ilk artışa verdiği tepkiye dayanacağını ve ikinci artırımın çok büyük dalgalanmalar olması durumunda 2016'ın başına erteleneceğini ifade etti.


Moody's Analytics Başekonomisti Mark Zandi, bununla birlikte, hemen her piyasanın ilk faiz artışıyla belirli düzeyde dalgalanmasının beklenen bir gelişme olduğunu belirterek, sözlerini "Eğer, hisse senetleri, emtia fiyatları, kredi marjları ve doların değerinde kayda değer değişim olmazsa şaşırırım" diyerek tamamladı.


Geri Dön