Adana Kentsel Dönüşümde Hukuksal Süreç paneli düzenlendi!
Adana Barosu ve İnşaat Mühendisler Odası (İMO)Adana Şubesi nin ortaklaşa düzenlediği "Kentsel Dönüşümde Barınma Hakkı ve Hukuksal Süreç" başlıklı Panel ve Forum yapıldı.
Adana Barosu ve İnşaat Mühendisler Odası (İMO)Adana Şubesi nin ortaklaşa düzenlediği "Kentsel Dönüşümde Barınma Hakkı ve Hukuksal Süreç" başlıklı Panel ve Forum yapıldı. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Konferans Salonundaki etkinlikte söz alan Adana Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, kentsel dönüşümün tarihsel sürecini, bugüne kadar uygulanan ve gelinen durumu değerlendirdi..
“MEKANSAL DÖNÜŞÜM DEĞİL, SOSYAL VE KÜLTÜREL DEĞİŞİM GEREKİR”
Ülkemizde ve Dünyada kentler, ekonomik sebepler, aşırı nüfus yığılmaları, göç olgusu, sosyal gelişimdeki yetersizlik, yanlış yerleşim yeri seçimleri ve doğal afetler gibi nedenlerle , yenileme, dönüşüm, iyileştirme ve yeniden yerleştirmeye yönelik proje ve uygulamalara ihtiyaç duyulduğunu belirten Av. Çıtırık, “Sadece mekansal bir dönüşüm değil aynı zamanda sosyal ve kültürel gelişim sağlanması için de çalışmalar yapılmaktadır.
Merkezi ve yerel yöneticiler, kentsel dönüşümü, kent yaşamının iyileştirilmesi, yurttaşın depreme dayanaklı ve sağlıklı konutlarla yaşayabileceği vaatlerle birlikte dile getirilmektedirler. Kentsel gelişmenin amaçlarını içeren ve bununla birlikte iyileştirme ve yeniden canlandırmanın sürekliliğini de savunan korumacı bir planlama yaklaşımı olarak kentsel dönüşüm tanımlandığı gibi, ayrıca değişime uğrayan bir bölgenin veya bozulma çökme gösteren kentsel alanın sosyal , ekonomik , fiziksel koşullarına kalıcı bir iyileştirme arayışı içinde olan ve kentsel sorunlara çözüm bulmaya çalışan kapsamlı, bütüncül bir eylemler dizisi olarak da kentsel dönüşüm dile getirilebilir”
Av. Çıtırık, kentsel dönüşüm , fiziksel, tasarım, sosyal , ekonomik, yasal ve yönetsel boyutlarıyla ele alınması gerektiğini ifade ederek, “Ülkemizde ve Dünyada sanayileşme sürecinde ve büyüme politikalarıyla ortaya çıkan yetersiz altyapı, sağlıksız kentsel çevre, sosyal ve ekonomik açıdan yaşanan sorunlara çözüm üretilmesi amacıyla yapılı çevrenin yıkılarak yeniden inşa edilmesine yönelik müdahaleler şeklinde atılan adımlar, 2. Dünya Savaşı sonrasında kentlerin yeniden imarı bağlamında konutların fiziksel onarımları üzerine odaklanan kentsel dönüşüm politikaları 1960’lı yıllardan itibaren ekonomik alanda gelişim ve istihdamın arttırılmasına yönelik bir araç olarak kullanılmış, sosyal, ekonomik, fiziksel açıdan niteliklerini yitirmiş konut bölgeleri, kent içinde kalan liman, sanayi bölgeleri ve yıpranan , eskiyen kent merkezlerinin yeniden geliştirilmesine dönük olarak yapılmıştır” diye konuştu.
“KAMU YARARI GÖZETİLMELİDİR”
Anayasanın 56 . maddesinin “ herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürmesini sağlamakla yükümlüdür.”
Anayasanın 57. Maddesinin de: “Devletin şehirlerin özelliklelerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alacağını , ayrıca toplu konur teşebbüslerini destekleyeceği” şeklinde düzenlediğini anımsatan Av. Çıtırık, ” Sağlıklı ve yaşanabilir bir kentsel çevre oluşturulabilmesi için kent planlama disiplini içerisinde geliştirilmiş olan tüm planlama ilke ve kuralları , planlama disiplinin bir parçası olan kentsel dönüşüm uygulamaları açısından vazgeçilmelidir. Bu nedenle kentsel dönüşümde kamu yararı ilkesi ve planlama ilkelerine ayrımsız şekilde uyulmalıdır” dedi.
Av. Çıtırık, kentsel dönüşüme konu edilen alanlar ve yapılar açısından tüm tarihsel birikimi ve kültürel zenginliği ortadan kaldıracak yıkım ve yeniden yapma dışındaki seçeneklerin , koruma , yenileme, iyileştirme, güçlendirme ve canlandırma seçeneklerinin öncelikle araştırılması ve tartışılması gerektiğini vurguladı.
Projelerin, temelde rant artışını değil can güvenliğinin sağlanmasını ve yaşam düzeyinin yükseltilmesini amaçlamasının daha doğru olduğunu belirten Av. Çıtırık, “ Kentsel dönüşüm projeleri ayrıcalıklı imar hakkı sağlama aracı olarak kullanılmamalıdır. Bu kapsamda güçlü, etkin kamusal yapı denetim sistemi yaşama geçirilmeli, uygulama sonucunda eğer bir rant artışı ortaya çıkıyorsa doğrudan kamuya kazandırılmalıdır. Projelerin uygulanması hiçbir koşulda yaşayanlar açısından sosyal bir yıkıma neden olmamalıdır. Konut dokunulmazlığı ve barınma hakkı ilkeleri kiracıları da kapsayacak şekilde kamusal güvence altına alınmalıdır. Barınma hakkı sadece mülkiyet belgesine indirgenmemeli, sağlıklı bir yaşam çevresi içerisinde , çağdaş, yaşanabilir bir konut hakkı olarak kabul edilmelidir”
“TOPLUMSAL YAŞAM VE KÜLTÜREL DEĞER”
“Projelere doğrudan kamusal kaynak aktarımı yapılmalı” diyen Av. Çıtırık, “Dönüşüm projelerinden etkilenen tüm kesimlere ayrımsız bir biçimde projenin başlangıcından sonuçlamasına kadar güvenli ve sağlıklı yaşam olanaklarına sahip geçici iskan fırsatları yaratılmalı ya da günün koşullarına uygu kira yardımları yapılmalıdır. Dönüşüm projeleri; yerel kimliği ortadan kaldıran tek tip mekan üretimine neden olmamalı, kentsel mekanı parçalayan ve ayrıştıran uygulamalara son verilerek , yerelin özellikleri ve özgürlükleri korunmalı, toplumsal yaşam ve kültürel değerler dikkate alınmalıdır.
Dönüşüm projeleri hiçbir koşulda doğal, tarihi ve kültürel değerlere zarar vermemeli, ormanlar, meralar, avlak alanlar, kıyılar ve tarım alanları gibi doğal varlıklar yapılanma dışında tutularak korunmalıdır. Proje sürecinin her aşaması hesap verilebilir ve şeffaf olması sağlanmalı, projeden etkilenen toplumsal kesimler bilgiye kolayca erişebilmeli, proje alanlarının belirlenmesinde ve uygulamanın her aşamasında
meslek odalarımızın , demokratik kitle örgütlerinin ve üniversitelerin görüş ve önerileri alınmalıdır.” Şeklinde konuştu.
Adana Barosu ve İMO Adana Şubesi ortak etkinliği olan panelde, kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar yürüten Avukat Can Atalay ve Avukat Ali Rıza Elgezdi konuyla ilgili anlatımlarının ardından forum bölümünde vatandaşların sorularına yanıt verildi.
Panelin moderatörlüğü Şube Başkanı H. Çağdaş Kaya tarafından yapıldı. Soru yönelten dinleyeciler, Baromuzun yurttaşların sorunlarına eğilmesinden dolayı teşekkür ettiği gözlemlendi.
Adana Egemen Gazetesi
Haber Evrensel Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı...
Adana’da İMO Adana Şubesi ve Adana Barosu’nun düzenlediği Kentsel Dönüşüm paneline vatandaşların katılımı yüksek oldu.
1600 hektar üzerinde 33 noktada kentsel dönüşüm projelerinin olduğu Adana’da İMO Adana Şubesi ve Adana Barosu’nun düzenlediği Kentsel Dönüşüm Sürecinde Barınma Hakkı ve Hukuksal Süreç konulu panele vatandaşların katılımı yüksek oldu. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panele belediye başkanlarının hiçbiri katılmazken Seyhan Belediye’sinden başkan yardımcıları katım gösterdi. Panelde çok sayıda vatandaş söz alarak sesini duyurma imkanı buldu. Mahalle sakinlerinin en çok gündemini oluşturan konu borçlandırma oldu. Bir daireye iki daire verileceği örneklerini sıralayan hak sahibi vatandaşlar kentsel dönüşüm kararı alınırken kendilerine sorulmadığını ve kamulaştırma durumunda verilen teklifin altında miktarda paralar çıkacağı tehdidi ile karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
‘PARAMIZ OLSA NEDEN ORADA OTURALIM’
Kentsel dönüşüm alanı ilan edilen mahallelerden Döşeme Mahallesinin Muhtarı Şafak Şenbayrak, borçlandırılarak kentsel dönüşüm yapılmasına tepki göstererek “Bizim paramız olsa neden orada oturalım? Bizim gidecek başka yerimiz yok. Ağzından bal damlayıp bizi mağdur eden yöneticiler de mağdur olur” diye konuştu.
‘İKİ DAİREYE 120 LİRA BORÇLANDIRMAK İSTİYORLAR’
Barbaros Mahallesi sakini Ahmet Pala, Seyhan Belediyesi’nin 115 metrekare 2 katlı evine karşılık 120 bin lira borçlandırarak 90 metrekare iki daire teklif ettiğini söyledi. 3 aylık engelli maaşı ile geçindiğini söyleyen Pala, “Ben 120 bin lirayı nasıl ödeyeceğim?” diye soruyor.
‘BİZİ ŞEHRİN MERKEZİNDEN GÖNDERMEK İSTİYORLAR’
Uzun yıllardır kentsel dönüşümle boğuşan Sinan Paşa mahallesinin kurduğu derneğin başkanlığını yürüten Ali Özaslan, mahalle olarak edindikleri deneyimleri paylaştı. Kentsel dönüşümle kendilerine ödeyemeyecekleri faturalar çıkarıldığını ifade eden Özaslan, amaçlananın kendilerini şehir merkeziden şehrin çeperlerindeki yerlere göndermek olduğunu dile getirdi. Barbaros mahallesinde oturan bir başka vatandaş, Emine Körümdük, 4 tane engelli çocuğu olduğunu belirterek 4 katlı evine karşılık kendisine 2 daire teklif edildiğini belirterek “Bize hakkımızı versinler” dedi.
SEYHAN BELEDİYESİ: YASAL SINIRLARI AŞAMAYIZ
Panelde söz alarak konuşan Seyhan Belediye Başkan Yardımcısı Türkan Eşli, Barbaros mahallesindeki projenin kendilerinden önceki belediye yönetiminin başlattığı bir proje olduğunu söyledi. Hazırlanan protokolde 100 metrekareye 19 metrekare verildiğini dile getiren Eşli, kendilerinin bu rakamı yukarıya çektiklerini belirterek “Ancak Mevcut yasaların ötesinde yapabileceğimiz bir şey yok” dedi.
‘RANT MI, EMEKÇİ VATANDAŞ MI?’
İMO Şube Başkanı H. Çağdaş Kaya’nın moderatörlüğünde gerçekleşen panele konuşmacı olarak katılan Sosyal Haklar Derneği Başkanı Can Atalay, yasal olarak bir şey yapılamayacağını söyleyenlere verecekleri yanıtın “Emeği ile geçinenlerin mi yoksa rantın mı tarafındasınız?” sorusu olduğunu söyledi.
‘KAMULAŞTIRMALARI GERÇEKLEŞTİRECEK BÜTÇE YOK’
Belediye ile anlaşmayı kabul etmeyen vatandaşlara tehdit olarak kullanılan kamulaştırma uygulamasından bahseden Ata Türkiye genelinde bulunan kentsel dönüşüm projelerinin çokluğuna dikkat çeken Atalay, Hükümet’in merkezi bütçesinde de, belediyelerin bütçesinde de kamulaştırmaların tamamını yapacak para olmadığını söyledi.
‘DEPREM İÇİN’ YALANI BAŞKA AFETLERE DAVETİYE ÇIKARIYOR
“Bugün Adana’da yapılmak istenen şey kentsel sağlıklaştırma mıdır, kentsel yenileme midir, kentsel sürgün müdür, zorla göç ettirme midir, mülklere el konması mıdır?” diye soran Atalay, deprem güvenliğini sağlama iddiasının göz boyama olduğunu ifade etti. Deprem diyerek vatandaşın kapısını çalanların deprem sonrası ihtiyaç olacak deprem sonrası barınma için boş alanlar, kamusal sağlık hizmetinin, yardım malzemelerinin nasıl sağlanacağı gibi konulardan hiç bahsetmediğini dile getiren Atalay, Samsun’da TOKİ evlerinin sel altında kalması ve İstanbul’da Ayamama deresinin taşmasını hatırlattı. Atalay, “Adana havzasında, bu kadar sulak bir bölgede parsel bazında yapılaşma başka yeni afetlere yol açacaktır. Afet yönetimi bütüncül olmalıdır depremi gerekçe gösterip diğer afet yaratacak unsurları ihmal ederek olmaz” dedi. Belediyelerin karar alırken hemşerilerine danışmasının zorunlu olduğunu dile getiren Atalay, bir karar verip vatandaşı ikna eden değil vatandaşla birlikte karar vermek durumunda olduğunu söyledi.
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM BÖLGESİNDEKİLER BİRLİK OLMALI’
Panelin diğer konuşmacısı Ataşehir Belediyesi Hukuk Danışmanı Ali Rıza İlgezdi, kensel dönüşüm konusunda belediyeler, bakanlık ve TOKİ bu konuda çok etse bölgede yaşanan insanların da birlik olması gerektiğini ifade etti. Bunun örneklerinin olduğunu ifade eden İlgezdi, Ataşehir Belediyesi’nin bunu yaptığını ve insanların evlerini davul zurna ile yıktığını iddia etti. Hükümetin müteahhitlik ruhunu resmiyete dökmek için hükümetin 6306 nolu riskli alanların dönüştürülmesi ile ilgili yasayı çıkardığını belirterek bu yasanın ruhuna inanmakla birlikte maddelerine ve uygulanmasına katılmadığını dile getirdi.
Evrensel