Kent Haberleri

Adana planlama ve uygulama sürecinde sorun yaşıyor!

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Adana Şube Başkanı Yaşar Tanrıverdi, planlama ve uygulama süreçlerinde Türkiye’de en çok sorun yaşayan illerin başında Adana’nın geldiğini vurguladı.

“EN ÖNEMLİ SORUNUMUZ İMAR UYGULAMALARI”

Kendilerinin en önemli sorununun imar uygulamaları olduğuna dikkat çeken Başkan Tanrıverdi, “Bizim mesleğimiz tıkanırsa bütün mühendislik dalları tıkanır. Önümüzün açılması lazım. Bunun için de 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 18. Madde ve Yönetmeliğinin tamamen sıfır elden alınıp, yeniden değiştirilmesi gerekiyor. Detaylı bir şekilde yoruma açık bir şekilde düzenlenmesi lazım” dedi.

“HALKIMIZ VE BELEDİYEMİZ ZARAR GÖRÜYOR”

İmar planlarının kilitli oluşundan dolayı Adana halkının ve belediyelerin zarar gördüğünü de vurgulayan Tanrıverdi, “Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) ve Kamu Ortaklık Payı (KOP) ile ilgili bir karmaşa yaşanmaktadır. Sorunlarımızla ilgili çok sayıda paneller düzenledik. Hatta bu kitap yazanları biz Adana’ya davet ettik. Onlar bile sorunumuza cevap veremedi” diye konuştu.

“TERÖRÜ DESTEKLEYENLERİ ŞİDDETLE LANETLİYORUZ”

Gazetemizin özel sorularını yanıtlayan HKMO Adana Şube Başkanı Yaşar Tanrıverdi, 2016 yılını da değerlendirirken,  hem Adana hem de Türkiye açısından  “Kara bir yıl” olduğunu anlatarak, “Terörü araç olarak kullananları, terörü destekleyenleri, terörden beslenenleri dün olduğu gibi bugün de nefretle, şiddetle lanetliyoruz.  Oda olarak kana ve gözyaşına doyan bu topraklarda acıların bitmesi de en büyük temennimizdir” dedi.

“SARIÇAM HARİÇ, TÜM BELEDİYELERDE KİLİTLENMİŞ”

Tanrıverdi,geçtiğimiz yılın imar uygulamaları bakımından da  iyi geçmediğini ifade ederek, “ 2016 yılı Seyhan, Çukurova’ ve Yüreğir ilçelerine  baktığınız zaman kilitlenmiş vaziyette. 2016 yılında tek açık bir yer  Sarıçam’dır. Bir de bundan dolayı planlar hep yenilendi, 5 binlik nazım imar  planları yapıldı, itirazlar oldu. Son durumunu bilmiyorum. Belediyenin gündeminin çoğunluğunu durmadan imar plan tadilatlarıyla meşgul ediyor. Neden durmadan plan tadilatlarıyla geçiyor. Avrupa’ya baktığımız zaman imar planları 50 yılda bir değiştiriliyor” diye konuştu.

“PLANLAMA VE UYGULAMA SORUNU DERİNLEŞİYOR”

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Adana Şube Başkanı Yaşar Tanrıverdi, planlama ve uygulama süreçlerinde Türkiye’de en çok sorun yaşayan illerin başında Adana’nın geldiğini belirtti. Adana’da planlama ve uygulama süreçlerinin çok uzun döneme yayılması, ölçeği ne olursa olsun sık değiştirilen ya da mahkeme kararları ile yerine getirilen imar planlarının sorunları derinleştirdiğini ve çözülemez duruma getirdiğini bildirdi.

 

Adana'da imar konularında yaşanan sorunlara sürekli yenilerinin eklendiğini ve bu durumun kentte ciddi sıkıntılara yol açtığını vurgulayan Tanrıverdi, "İmar planlarında, bütünsellikten uzak ve sağlıklı bir değerlendirmeye dayanmadan yapılan değişiklikler itirazlara neden olmakta, İtirazlara dayanan mahkeme kararları da itirazın yapıldığı bölgeyi etkileyerek kilitlenme yaratmaktadır." Bu nedenle, bugün Adana'da arsa konusunda önemli sıkıntılar yaşanmakta, mevcut arsalar ise imarlarının uygun olmaması ya da planlarının iptal edilmesi sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır” dedi.

“ADANA EKONOMİSİNE VE SEKTÖRLERE OLUMSUZ YANSIYOR”

Bu durumun, başta Adana ekonomisine, kentleşme sürecine, Harita sektörüne ve ilgili yan sektörlere olumsuz yansıdığını kaydeden Tanrıverdi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Meslek odalarımız yaşadığı kentlere sahip çıkmaya her koşul altında devam edecektir. İlgili Meslek Odalarımızın, kentimizin imar sorununa ilişkin yukarıda kısaca değindiğimiz, daha kapsamlı olan alternatiflerini Belediyelerimize sunmaya, Adana Büyükşehir ve ilçe belediyeleriyle konuyla ilgili ortak çalışma yapmaya hazır olduğunu kamuoyu aracılığıyla duyururuz. Adana’da yaşanan sorunlardan kenti yönetenlerin yanı sıra biz de sorumluyuz. Herkes az ya da çok hatasını kabul etmek zorunda. 3194 sayılı İmar Kanunu’nu birçok nedenden dolayı doğru uygulayamadık. Adana’da kentsel rantın yönetilmesi noktasında kavgalar yaşandı. Günümüze kadar imar uygulamalarında uygulayıcılar değişik problemlerle karşı karşıya kalmışlardır. Bu problemlerin çözümüne yönelik farklı yaklaşımlar uygulanmıştır. Örneğin; yoldan ihdasların ne şekilde düzenlemeye dâhil edileceği veya bu alanların DOP kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, düzenleme sınırı ve bölgelerinin belirlenmesinde hangi kriterlerin esas alınması gerektiği, hangi tür imar uygulamalarında ve ne tür özellik arz eden bölgelerde hisse çözümüne gidileceği veya gidilemeyeceği, daha önce terk yapmış bir parselin düzenleme kapsamına alınıp alınmayacağı, alınırsa bu parsellerden hangi şartlarda DOP kesintisi yapılabileceği, DOP kesintisi kapsamında hangi parsellerin alınacağı, bir bölgede imar uygulaması yapılmışsa aynı yerde tekrar imar uygulaması yapılıp yapılamayacağı gibi daha birçok probleme yaklaşımda uygulayıcılar arasında farklı yorumlar getirilmektedir. Bu problemler büyük ölçüde her imar uygulamasında karşılaşılabilecek türden problemlerdir. Dolayısıyla bu problemlerin çözümüne yönelik yönetmelik hükümlerinde net olarak ifade edilemeyen bazı farklı yaklaşım ve yorumlar ortaya çıkmaktadır.  İmar  planlarında tanımlanan fonksiyon alanlarının lejant gösterimleri ile fonksiyon tanımlarının oluşturulmasında, imar uygulaması işleminde mülkiyetin ne şekilde oluşabileceği konusunun irdelenerek, fonksiyon tanımı ve yapılaşma hükümleri daha net ifadelerle belirtilmediğinden, bu türdeki alanların 18. madde uygulamasında D.O.P. alanı mı, K.O.P. alanı mı yoksa imar tahsis alanı mı olacağı yorumu, ilgili idare ile birlikte imar uygulayıcısına kalmakta olup, sonuçları açısından uygulama sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır.18. madde uygulamasında D.O.P. alanı ve K.O.P. alanlarını içeren tanımların daha açık yazılmaması uygulayıcıların farklı yorumlarına sebep olmakta ve uygulama sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan bu konuyla ilgili uygulayıcıların bilgi veya tecrübe eksikliği, taşınmaz maliklerinin bilinçsiz oluşu dolayısıyla haklarını zamanında savunamamaları, itirazları ilk inceleyen mahkemenin çok çeşitli davalara bakması, dolayısıyla bu konuda uzman olmayışı, kurulan bilirkişi heyetlerinin ehil nitelikte olmayışı, farklı Danıştay kararları ve usul yönünden yapılan hatalar şeklinde özetlenebilir.”

“BİLİRKİŞİLER, ÜSTLENDİKLERİ GÖREVİN BİLİNCİNE VARMALI”

Bilirkişileriun, üstlendikleri görevin bilincine varması ve hazırladıkları raporları en az maddi ve zaman kaybı olacak şekilde sunması gerektiğini de kaydeden Tanrıverdi, daha sonra şöyle konuştu:

 

“Yukarıdaki anlatılanların sonucunda, İmar uygulamalarının daha sorunsuz ve daha adaletli yapılabilmesi için; imar kanununun yeniden ele alınarak, planlama ve imar planlarının uygulanması hükümlerinin, yargı kararlarında dikkat çekilen hususlarla birlikte değerlendirilip, daha net ve daha destekleyici tanımlar içeren bir yasa taslağı oluşturulması ihtiyacı ortaya çıkmıştır.  Bunun sonucunda imar uygulamalarına sıkça yapılan itirazlar en aza indirgenerek uygulamalara olan güvenin sarsılması da önlenmiş olacaktır. Ayrıca; Büyükşehir Belediyelerince 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve diğer kanunlarla Büyükşehir Belediyelerine verilen görev ve hizmetler kapsamında 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca yapılan uygulamaların yetki yönüyle tereddütlere neden olduğu çeşitli uygulamalarda gözlenmektedir. Bilindiği üzere,  5216 sayılı Büyükşehir Belediyesinin imar denetim yetkisi Kanunu’nun 11 nci maddesi; Büyükşehir belediyesi, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye yetkilidir. Denetim yetkisi, konu ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi istemeyi, incelemeyi ve gerektiğinde bunların örneklerini almayı içerir. Bu amaçla istenecek her türlü bilgi ve belgeler en geç onbeş gün içinde verilir. İmar uygulamalarının denetiminde kamu kurum ve kuruluşlarından, üniversiteler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yararlanılabilir. Bu itibarla, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu 7. maddesinde Büyükşehir belediyelerinin imar planlarının uygulanması sürecinde denetim yetkisine sahip olduğunu düzenlemiştir. Kanun koyucu ilave olarak aynı Kanunun 11.maddesinde imar denetim yetkisi başlığı altında Büyükşehir belediyesini yetkilendirmiştir. Büyükşehir belediyelerinin imar uygulama sürecinde sahip olduğu yetkinin sınırlarının belirlenmesi zorunludur. Büyükşehir belediyesinin imar denetim yetkisinin sınırlarının belirlenmemesi ya da yetkinin aşılması mülkiyet hakkının korunması konusunda ciddi zafiyet doğmasını sonuç verebilir.  Büyükşehir belediyelerinin imar uygulamaları konusunda sahip olduğu denetim yetkisi öncelikle ve özellikle nazım imar planına ve parselasyon planına uygunluk bakımından olmak durumundadır. Nazım imar planı kapsamında bulunmayan bir konunun imar uygulama sürecinde Büyükşehir belediyesinin denetim yetkisi kapsamında kaldığını iddia etmek tartışmaya açık bir durumdur. Büyükşehir belediyelerinin ilçe belediyelerinin imar uygulamaları üzerinde denetim yetkisinin nazım imar planı ve parselasyon planı hükümlerini aşacak şekilde kullanılması, ilçe belediyesine verilen yetkilerin fiili olarak el değiştirmesi sonucunu doğurur ki kanun koyucu tarafından bir idareye verilmiş bulunan bir yetkinin bir başka idareye devredilmesi ancak kanunlarda izin verilmesi durumunda mümkündür. Kanunlarda bu yönde bir hüküm bulunmadığından bahse konu denetim yetkisinin nazım imar planı hükümlerine uygunluk yönünden kullanılması şeklinde anlaşılması ve sınırlandırılması doğru olacaktır” görüşünü dile getirdi.

“KENT BİLGİ SİSTEMİ YAŞATILMALI”

Açıklamasında Akıllı Kent Otomasyon Sistemi’ne de (AKOS) değinen HKMO Adana Şube Başkanı Yaşar Tanrıverdi, sözlerini şöyle tamamladı:

“Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve bağlı odalar olarak kent bilgi sistemleri kurulması ve yaşatılması noktasında çeşitli etkinlikler yapıyoruz.  AKOS; kent ve kentliye ait bilgilerin belirli yöntem ve standartlar dahilinde toplanması, güvenli bir veritabanına titizlikle aktarılması, veriler arasındaki ilişkilerin belediye süreç ve ihtiyaçlarına paralel olarak belirlenmesi, yönetilmesi ve doğru analizlerin yapılarak belediye ve kamu kuruluşlarının tüm ekonomik, sosyal, kültürel ve idari hizmetlerini en iyi şekilde vatandaşa sunmalarını sağlama amacı gütmektedir. AKOS projesi kentliyle bütünleşen, vatandaşların isteklerini, mevcut ve potansiyel sorunlarını zamanında ve yerinde tespit eden, önceliklerini objektif kriterlerle belirleyen, bürokrasiyi azaltarak, çözümlerin üretiminde halkın da katılımını sağlayan, şeffaf, katılımcı, üretken belediyeciliği öne çıkaran bir projedir. Bir kent yöneticisine sonsuz imkânlar sunan ve kenti yönetirken ona alternatifler sunacak olan bu projeyi geleneksel yöntemlerle sürdürmek bir hayli zor. Adana’nın, Çukurova’nın, Seyhan’ın, Yüreğir’in, Sarıçam’ın ve diğer ilçelerde yaşayan vatandaşların ihtiyaçları gelişen teknolojiyle katlanarak büyüyor. Bu sistemin bir an önce yaşatılması gerekir dedi. Biz Harita Mühendisleri Odası olarak Belediye başkanlarına destek vermeyi sürdüreceğiz. Kentlerimiz; eşitsizliğin giderek daha da belirginleştiği ve evlerimizin, meydanlarımızın, derelerimizin, ormanlarımızın birer yaşam alanı olmaktan çıkarılarak piyasadaki değerine göre anlamlandırıldığı bir süreci yaşamaktadır. Adanamız özellikle; Yeşil alanların giderek azaldığı, Kentsel Dönüşüm Master Planı, Çukurova Sanayi Master Planı ve Ulaşım Master Planının henüz yapılmadığı,İmar Planlarında sorunların yaşandığı, sağlıksız ve ruhsatsız yapılaşmanın arttığı,  Mevcut alt yapının yetersiz kaldığı, Kentsel Dönüşüm süreci ile birlikte bu sıkıntıların daha da artacağı,Ucu devam etmeyen bulvarların olduğu, Kamu binalarının yetersiz kaldığı, pek çoğunun kent merkezinde toplandığı, Şehrin ve bölgenin cazibesini kaybettiği, işsizliğin arttığı, nüfus büyüklüğünde altıncı, eğitimde ellinci sıralara gerilediği pek çok acil ve ciddi sorunla karşı karşıyadır.” 

 


Adana Çukurova Press