Sektörel

Adana'da herkes konut üretmemeli!

Adana Bölge Gazetesi yazarı olan Semir Sümbül bugünkü yazısında bölgedeki konut sektörünü değerlendirdi. İşte o haber...

Adana'da herkes konut üretmemeli!


Adana Bölge Gazetesi yazarı olan Semir Sümbül bugünkü yazısında bölgedeki konut sektörünü değerlendirdi. İşte o haber...


Adana'da malumunuz imar sorunu hat safhada, birçok bölgede imara kapatılmış durumda. Öte yandan yapılan pek çok konut insanların ihtiyacını karşılamaktan çok öte... İnsanlar içinde yaşamış oldukları ev için "Eve mi geldik yoksa mezara mı girdik? Belli değil" diyor. 


Maalesef bol güneşin olduğu Adana'da binlerce kişi, gündüzleri dahi pek çok odasını lambalarla aydınlatmak zorunda kalıyor. Çünkü bu konutlar inşa edilirken bunlar düşünülmemiş, planlanmamış yada akıllara gelmemiş.. 

Bugün eski binalarda merpen boşlukları lambalarla aydınlatırken artık yeni binaların pek çoğunda merpen boşlukları gün ışığı ile aydınlatılıyor. Çünkü merpenler binanın ortasından değil kenarından geçirilmiş ve pencerelerle aydınlatılmış. Tabi bu basit gibi görünse de Adana'da uzun yıllar boyunca müteahhitler buna dikkat etmemiş. 


Çok basit gibi gözüken ayrıntı; elektrik tasarrufu sağlarken, bina sakinleri arasındaki "elektrik düğmesine sert bastın?", "lambanın sensoru bu katta neden çalışmıyor?", "benim kapımın önündeki lamba neden değiştirilmiyor?" gibi yersiz onlarca polemiği ortadan kaldırıyor. 


İşin özünde eğitim, plan, proje, bilinçli davranma ve tecrübe var. Yani sevgili Cem Yılmaz yıllar evvel o reklam filmini çekerken boşuna "Eğitim Şart!" dememiş. İnsanların ihtiyacını karşılayabilecek konutların üretiminde eğitimin en ön sırada bulunduğunu çok iyi biliyoruz. 


Günümüzde teknoloji giderek gelişirken, insanların lükse ve konfora olan ilgisi de her geçen gün biraz daha artıyor. Tabi insanların bu ihtiyaçlarını karşılarken de yeryüzündeki kaynaklar azalıyor. Örneğin şuanda arsaların bilinçsiz bir şekilde yada gelişi güzel bir biçimde kullanılmasından dolayı Adana'da şuanda konut üretimi yapılacak arsa miktarı o kadar az ki... 


Bu nedenle en azından bundan sonraki süreçte elimizde bulunan tüm kaynakları çok verimli bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Seyhan'da, Çukurova'da ve Yüreğir'de planlı kentleşme sağlanamadığı için bu ilçelerde çarpıklık insanların hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Şimdi ise Adana Sarıçam'a doğru gelişiyor. En azından Sarıçam'da çarpık kentleşmenin önüne geçilmesi gerektiği inancını taşıyorum. 


Bu nedenle Adana'da en büyük görev Sarıçam Belediye Başkanı Sayın Bilal Uludağ'a düşüyor. Uludağ'ın ruhsatı verilen binaların inşaatı başlamadan ilk önce yapılacak inşaatın Sarıçam'a kazandıracaklarını ve kaybettireceklerini tespit ettirmesi gerekiyor. Şayet çarpık kentleşme Sarıçam'da da kendini gösterdikten sonra bir daha asla bunun önü alınamaz. 


İşte tam burada konut üretimi yapacak müteahhit firmaların ne kadar eğitimli, tecrübeli, donanımlı, vizyon ve misyon sahibi olduğunun önemi ortaya çıkıyor. Bu nedenle "Ben bina yapayım, dairelerimi satayım gerisi de beni ilgilendirmiyor" zihniyetine sahip kişilerin en azından Sarıçam'dan uzak tutulması gerektiğine inanıyorum. 


Her ne kadar devlet ve yerel yönetimler şehrin planını yapsa da, nihai taşları örenler müteahhitlerdir. Müteahhitlerin yapacakları konutlar bir şehri ne kadar modern, temiz ve planlı hala getirse de, işin sadece karını düşünen bir müteahhidin de yapacağı tek bir bina şehrin tüm görselliğini baştan aşağı bozabilir ve o semti yaşanılamaz hala getirilebilir. 


Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda yeni Adana'nın kurulduğu Sarıçam için herkes elini taşın altına koymalı Sarıçam'a art niyetli yaklaşanları bertaraf etmeli.



Adana Bölge