Adana'da imar sorunları nedeniyle konut sıkıntısı yaşanıyor!
Bizim Adana Gazetesi'nin yazarlarından Halil İbrahim Uğur bugünkü yazısında Adana'daki konut ve imar sorunlarından bahsetti. İşte Halil İbrahim Uğur'un o yazısı...
Adana’da devam eden imar sorunları nedeniyle yaşanan konut sıkıntısı bazı müteahhit ve çalışanlarına rant kapısı oldu. Adana’da devam eden imar sorunlarına ek olarak yeni imar alanlarının da açılmaması kentte yaşanan konut sıkıntısını had safhaya ulaştırıyor.
Tabi bugün Adana’nın her ne kadar geriye doğru gittiği söylense de özellikle güneydoğu ve doğu illerinden göç almaya devam ediyor. Bu göçlere ek olarak Suriyelilerin de yine bölgemizde ikamet etmeye başlaması, daha büyük konut sıkıntılarının yaşanmasına neden oldu.
Bunun sonucunda Adana gibi 2 milyonluk şehirde zaman zaman kiralık ev bulmada sorun ve sıkıntılar yaşanırken, kira ücretleri de birden bire 2-3 kat artış gösterdi. Tabi bu durumu fırsata dönüştürmek isteyenler hükümetin ‘Kentsel Dönüşüm Programı’ ile adeta can buldu.
Adana kent merkezinde özellikle de lüks ve elit kesimlerde müstakil ev ve eski apartman binası arayışına giren müteahhit firma çalışanları kendilerine uygun binayı bulduktan sonra değişik yöntemlerle harekete geçiyor.
Yaklaşık 5 yıl önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılan 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki yasa aslında Türkiye’de şehirciliğin kurtuluşu olarak nitelendiriliyor.
Ancak, çıkarılan bu yasa maalesef birçok konuda da ranta gebe kalıyor. Burada da şunu demeden geçemeyeceğim, maalesef toplum olarak kanunlarla değil, kanunların açıkları ile ilgileniyoruz.
Bu yasa, Türkiye'de Deprem Yönetmeliği çıkartılmadan önce inşa edilen ve yönetmeliğe göre risk taşıyan binaların yenilenmesine teşvik sağlıyor. Eski binalarda oturan bir kişinin bakanlığa müracaat etmesi durumunda yetkililer geliyor ve binada bazı testler yapıyor. Eğer yetkililer o binaya 'Depreme Dayanıklı Değildir' diye rapor verirse o binanın tahliye ve yıkım kararı çıkıyor. Ancak bazı gözü açık insanlar çıkarılan yasayı arkasına alarak vatandaşın tepesine biniyor.
Daha açık bir deyiş;
Bir müteahhitlik firması çalışanı örneğin Gazipaşa’da, Turgut Özal’da, İller Bankası civarında eski ve az katlı bir bina buluyor. Firma ilk olarak apartman sakinlerine binayı yıkmayı ve yeniden yapmayı teklif ediyor. Eğer olumsuz bir yanıt alırsa, firma bu kez apartman dairelerinin birini satın almak için düğmeye basıyor. İllaki firma üzerine değil, tanıdıkları ve güvendikleri kişilerinde üzerine böyle bir daire alabiliyor.
Daireyi satın alan kişi bakanlığa başvuruyor ve binada depreme dayanıklılık testi yapılmasını istiyor. Gelen ekipler yaptıkları inceleme sonunda eğer binaya “Depreme Dayanıklı Değildir” raporu verirse, doğal olarak o binanın tahliye ve yıkım kararı da çıkmış oluyor. İşte tam bu sırada müteahhitlik firması devreye giriyor ve binayı dönüştürmek için teklif sunuyor. Bakanlıktan binanın dönüştürülmesi için gerekli izni alan müteahhitlik firması apartman sakinleri ile bir araya gelerek yeni yapacağı konutların özelliklerini anlatmaya başlıyor.
Tabi yapılacak yeni lüks konutlar için bazen konut sahiplerinin ekstra ücretler ödemesi gerekebiliyor. Tabi ekonomik gücü uygun olan var, uygun olmayan var. Bu nedenle ekonomik durumu iyi olmayanlar apartmanın yıkılmasına karşı çıkabilir yada lüks daireler yerine daha mütevazi binalar yapılmasını isteyebilir. Ancak uzun zamandır yıkacağı 4-5 katlı binanın yerine yapacağı 12-13 katlı binaların hayalini kuran müteahhit bu duruma razı olmaz ve hak sahibine konutunun değerinin altında bir fiyat teklif ediyor. Tabi hiç kimse, hiçbir malını değerinin altında satmak istemez. Bu duruma tepki gösterenlere ise müteahhitlik firması mahkemenin yolunu gösteriyor. Tabi yasa açık, bu durumu biraz araştıran vatandaş mahkemeye gitmekten vazgeçiyor.
Bu durumda 5 katlı bir binanın her birinde 4 kat olduğunu düşünürseniz zemin katta bulunan daire yada mağazalar dışında 20 konut yapar. Eğer müteahhitlik firması 5 katlı bina yerine 12 katlı bina yapıyorsa 48 daire inşa etmiş oluyor. Eski konutları yada hak sahiplerini çıktığımızda 28 daire müteahhide kalıyor. Bu konutların her birini 300 bin TL’ye sattığını düşünürsek, ortaya 8 milyon 400 bin TL gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Şöyle bir çevremize bakalım 8 milyon liraya mal olan bir apartman binası var mı?
Tabi bakanlığın vermiş olduğu desteklemelerin ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Bunları da eklersek sadece bir apartman binasının dönüşümünü yapan müteahhidin ne kadar kazandığını varın siz hesaplayın…
Bizim Adana Gazetesi/ Halil İbrahim Uğur