Sektörel

Adana'da konut üretilemiyor!

Bizim Adana Gazetesi köşe yazarı olan Halil İbrahim Uğur bugünkü köşe yazısında Adana'daki kentsel dönüşümü ve kent sorunlarını anlattı. Uğur, imar sorunlarının aşılamadan konut üretilemeceğini vurguladı.

Adana'da imar sorunu olduğu ve nedenle de şehirde konut üretmenin çok zor olduğunu artık bilmeyen yoktur. İmar sorunu nedeniyle çarpık kentleşmenin diz boyu olduğu şehirde maalesef yeni yerleşim alanları da açıl(a)mıyor. Seyhan'da 2- 3 kat evler birbirine girmiş beklerken, Çukurova'da apartmanlar almış başını gidiyor. Yüreğir'deyse kimin evinin nerede bitip nerede başladığı belli bile değil. Sarıçam'da ise şimdilik böyle bir sorun yok ama imarsız geliştiği için diğer 3 ilçede gelinen sonuçla karşılaşması uzun sürmez. Peki bu ilçeler nasıl bu hale geldi ve bu saatten sonra neler yapılması gerekiyor? Çözüm merci gazete sütunları değil ama şuan ki risk aslında daha büyük. Şuanda devletin de desteği eski apartman binaları, deprem yönetmeliğine aykırı binalar bir bir yıkılıyor. Bunun yerine, kendilerini müteahhit olarak tanıtan kişi yada firmalar bir bir bina dikmeye başladı. Hem de eskisine oranla daha çok katlı binalar... Peki geçmişte neden aynı yere daha az katlı bina yapılmıştı? Şimdi neden aynı yere bu kadar yüksek binalar yapılıyor? Bu sorular, bu durumda önemini yitiriyor aslında... Çünkü yapılan o bölgenin alt yapısı ve imarı o kadar nüfusu barındıracak şekilde dizayn edilmiş. Daha öz bir deyişle, A ilçedeki B sokak bin kişinin yaşayacağı şekilde planlanmış ve ona göre de alt yapısı hazırlanmış. Ancak şimdi söz konusu B sokakta 10 tane her katında 4'er dairenin bulunduğu 5 katlı bina yıkılmış, yerine 12'şer katlı binalar yapılmış. Yani birden bire bu sokakta 280 daire artmış. Bu dairelerin her birinde 4 kişilik bir aile yaşadığını varsayarsak, bin 120 kişi yapar ki, bu da o sokakta alt yapısının iflas etmesi anlamına gelir. Mesela aracınızı park edecek yer bulamazsınız, elektrik akımı yetmeyeceği için sık sık kesilmeler yaşanabilir ve yorucu bir yoğunluk hayatı olumsuz şekilde etkileyebilir. Eski binalar yıkılsın yerine depreme dayanıklı ve lüks konutlar üretilsin elbet. Ama Adana'nın imar sorununu da çözecek hamleler de yapılmalı ve kimse kimseyi de beklememeli bence. Ev, konut ve daire adına ne derseniz, bunlar öyle lokal değil Yüreğir Belediyesi tarafından yapılan yerinde Kentsel Dönüşüm projeleri ile gerçekleşmeli. Ama maalesef şuanda Adana'da gerçek manada Kışla Mahallesi'ndeki Kentsel Dönüşüm projesini bir kenara bırakacak olursak, bunun dışında kentsel dönüşüm projesi yok. Bunun yerine 'Binasal Dönüşümler' almış başını gidiyor. Peki devletin 'Kentsel Dönüşüm' diye tabir ettiği projeler neden Adana'da daha fazla uygulan(a)mıyor? Adana'nın buna çok ihtiyacı var. Adana'da 'Binasal Dönüşümler nereye kadar gider bilmiyoruz ama konut üretimi kadar fabrika binaları yada büyük depo sorunları da giderek büyüyor. Emlakçılar, bir çok firmanın Adana- Mersin D400 Karayolu üzerinde yada Adana- Ceyhan D-400 Karayolu üzerinde boş depo ya da fabrika binası yapmak istiyor. Ancak, Adana'da devam eden imar sorunları nedeniyle fabrika ve depo binası da yapamadıklarını söylüyor. Öyle görünüyor ki, 3- 5 yıl 'Binasal Dönüşümler' Adana'nın konut ihtiyacına cevap verebilir. Ama daha 3- 5 yıl sonra, Adana'nın bekleyen imar sorunu her geçen gün biraz daha büyümeye devam ediyor. Yani bu gün çözmesi zor gibi görünen imar sorunun, örneğin 10 yıl sonra nasıl çözüleceğini doğru çok merak ediyorum. Bu konuda sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, valilik ve bakanlık toplantılar yaptı, çalıştaylar düzenledi, ancak Adana'nın imar düğümü maalesef tam anlamıyla çözülemedi. Çarpık bir kent olarak anılan Adana, şimdi özellikle Seyhan ve Çukurova'da eski binaların yeniden dönüştürülmesiyle bakalım nasıl bir hale gelecek? Bence bunu yaşamadan önce, dönüşümü yapılan binalar bulunduğu bölgenin alt yapısı da göz önünde bulundurularak incelenmesi gerekiyor diye düşünüyorum. 



Halil İnrahim UĞUR/Bizim Adana