AH Kızılay VAH Kızılay
İstanbul'un en prestijli noktası Etiler' de gayrimenkulün olacak, binayı yaptıracaksın, işlettireceksin, 25 yıl kira alacaksın ve 25 yıl sonra da devralacaksın.
Ankara'nın en prestijli noktası Kızılay'da gayrimenkulun varmış, binayı yaptıramamışsın, işlettirememişsin, kiralarını alamamışsın, mahkemelerde hakkını almak için 10 yıldır sürünmüşsün ve sürünmeye de devam ediyorsun.
Yıl 1999, dönemin Kızılay yönetimi Ankara'nın kalbindeki eski Kızılay binasının yerine 20 yıl süreli yap işlet devret modeli ile gelir getirici bir yapının yapılması ve işlettirilmesi için ihale açar ve Kızılay'a en yüksek kira taahhüdünü veren Beğendik firmasına ihaleyi verir. Sonra ne mi olur? Beğendik firması mali açıdan dar boğaza girince taahhütlerini yerine getiremez. Binanın inşaatı bitmez. Kızılay'a kiralar ödenemez. Binaya mühürler vurulur ve bina Ankara'nın en prestijli noktasında bir yüz karası olarak tüm haşmetiyle her sabah Ankaralıları selamlar.
Yıl 2008, dönemin Kızılay yönetimi İstanbul'un en prestijli noktası Etiler'de Akmerkez' in karşısındaki 2453 m2 alana sahip 7 katlı gayrimenkulünü bölgenin mevcut imar şartları dâhilinde 25 yıllık yap işlet devret modeliyle ihaleye çıkarır. Geçmiş tecrübelerinden ağızları yandığı için avukatlara öyle bir şartname hazırlatılır ki çok az şirketin tutturabileceği şartlar istenir. Ankara'da yapıldığı gibi İstanbul'a da kötü bir bina kazandırılmaması için de katılımcı her firmanın projelerini önceden hazırlayıp teslim etmesi ihaleye katılım koşulları arasındadır.
Son ihale 6 firmanın katılımı ile 17 Haziran günü gerçekleştirilir. Firmalar 25 yıl boyunca Kızılay'a her yıl ödeyeceği kira miktarlarını bir kâğıda yazar ve bu miktarlar %5` lik oranla bugünkü değere indirgenir. Sonuç olarak bugünkü değere indirgenmiş haliyle 35,5 Milyon Euro' luk teklifi veren Elumatec Makine İnşaat Ltd. Şirketi ihalede ipi göğüsleyen taraf olur. Buraya kadar her şey yolunda gözükürken aslında Kızılay yönetiminin dikkatten kaçırdığı bir hususun kendilerini Ankara'da yapılan hatayı yineleme noktasına getirmesi kaçınılmazdır.
İhaleyi kazanan firma bölgenin bugünkü değeri ve getirim koşullarını dikkate almaksızın çok cüzi bir bağış ve ilk 10 yıl boyunca kazancının çok az bir miktarını kira olarak ödemeyi taahhüt eder. Son 15 yılda ise bugünden öngörülemeyecek bölge rayiç değerleri üzerindeki astronomik kiraları sırf NPV*' si yüksek çıksın diye ödemeyi taahhüt ederek ihalede birinci firma olmuştur. İhale yöntem açısından sağlıklı olmayıp Kızılay'ın ilk 10 yılda nakit olarak kasasına girecek olan miktar kamu vicdanını rahatlatmayacak boyuttadır.
Kızılay bugün geldiği konumda dünyanın her köşesinde yardıma muhtaç insanlara el uzatan, yaraları saran topluma ve dünyaya mal olmuş çok değerli bir kurumdur. Geçmiş dönemlerde yapılan hatalar ile asıl zarara uğrayan Kızılay değil yardım bekleyen, yaraları sarılsın isteyen insanlardır. Kızılay'ın her kuruşu bu insanların umududur.
İhalede birinci olan firma zamanı geldiğinde özellikle 15. yıldan sonra taahhüt ettiği kiraları ödeyebilecek midir yoksa Ankara'daki Kızılay binasında yaşanmakta olan hazin son gibi mahkemelerde mi hesap görülecektir?
Kızılay yöneticilerinin bu ihalenin altına atacakları imza ile gelecek dönemin yöneticilerine çok büyük bir risk bıraktıklarını bilmelerinde fayda vardır. Toplum Kızılay'dan faydayı bugün beklemektedir, yaraların bugün sarılması, yardım ellerinin bugün uzanması gerekmektedir. Tüm bunların bugün yapılabilmesi için Kızılay'ın ihtiyacı olan tek şey de kasasına bugün girecek olan paradır. Kâğıt üzerine yazılmış miktarların bugüne indirgenmiş haliyle beklenen kazanımın hayali değil.
Alp ŞAHİN
Gayrimenkul Geliştirme Uzmanı
alpshn@yahoo.com
*NPV: Net bugüne indirgenmiş değer (Net Present Value