Genel

Ahmet Davutoğlu: Sertifikasız işçi kalmayacak!

Başbakan Davutoğlu, iş kazalarını sıfıra indirmek için yeni eylem planı açıkladı. Buna göre artık sertifikasız, vasıfsız işçi kalmayacak. İşyerinde kaza olmayan patrondan kesinti yapılmayacak, olanların cezaları ağırlaşacak...

Davutoğlu, iş kazalarını sıfıra indirmek için yeni eylem planı açıkladı. Buna göre artık sertifikasız, vasıfsız işçi kalmayacak. İşyerinde kaza olmayan patrondan kesinti yapılmayacak, olanların cezaları ağırlaşacak.


Devletin zirvesi Başbakan Ahmet Davutoğlu liderliğinde iş kazalarını önlemek üzere toplandı. İş güvenliği için tarihi kararların alındığı zirve, Davutoğlu'nun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'i ziyaretiyle başladı. Mevcut durum hakkında bilgiler alan Başbakan, toplantı sonrasında iş güvenliğinde yeni eylem planını açıkladı. Sendika temsilcilerinin de bulunduğu geniş çaplı bir toplantı düzenleyen Ahmet Davutoğlu, "Artık vasıfsız işçi yok" dedi. Toplantıda herkesin görüşlerini açık yüreklilikle ifade ettiğini belirten Davutoğlu; "süreç yönetimi", "insan faktörü ve eğitim", "toplumsal duyarlılık-bilinçlenme ve kültür" ile "yasal düzenleme" başlıkları altında alınan kararları anlattı. İşte iş hayatında ölümcül kazaların önüne geçecek tarihi adımlar... 


 KOORDİNASYON GEREKİYOR: Öncelikle iş güvenliğiyle ilgili süreç yönetimi konusu ele alınacak. İş güvenliği bir anda olan-biten bir şey değil. Yasal mevzuatımız ne kadar gelişmiş olursa olsun, yine de yeterli olmayabilir. Bakanlıklar ve kurumlararası koordinasyonun yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Asansörlerin denetimi anlamında, belediyelere de sorumluluklar düşüyor. Yani yerel yönetimler de bu denetimin parçası. Bu yetki ve sorumluluk paylaşımını netleştirecek bir koordinasyon ihtiyacı var. Bunu kapatmak için süratle harekete geçeceğiz. 


 ORTAK BİR MEKANİZMA KURULMALI: İş güvenliği denildiğinde bir çatışma alanı görülmemeli. İş güvenliği dediğimizde bu bizim ortak değerimiz. Burada bir teklifte bulunduk, memnuniyetle karşılandı. Ortak mekanizma kurmak, ne aksıyorsa bunları açık yüreklilikle paylaşmak gerekiyor. İşverenlerimizin ve işçi sendikalarımızın bir araya gelip konuşmaları lazım. 

 ÖNCE BELGE SONRA İŞ: Yasayı uygulayacak insan unsuru önemli. En fazla üzerinde durduğum konu Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun en iyi ve hızlı şekilde güçlendirilmesi. Kazaları engelleyecek olan şey, performans ve ehliyet. 1 Ocak 2015 itibarıyla Mesleki Yeterlilik Kurumu bütün hazırlıklarını tamamlayıp, sertifikalandırma, belgelendirme aşamasına gelecek. Belge alabilmek için eğitim şart. Milli Eğitim Bakanlığı'yla görüşeceğiz. Okullarda iş güvenliği dersleri konulacak. Ne kadar üzüntü verici bir tablo ki, o kazada vefat eden işçilerimizden biri 1 Eylül'de işe giriyor, 7 Eylül'de kumanda yetkisine sahip oluyor ve asansörden sorumlu kişi haline geliyor. Şimdi bunun sertifikası, yetkilendirilmesi var mı? Bundan sonra işçi, hangi mesleği yapacaksa onun belgesini alacak ve o işi yapacak. Herkes her işi yapabilir mantığı çok yanlış. Vasıfsız işçi kavramı kalmamalı. Önce eğitimini almalı, gerekli sınavlardan geçip yeterli olduğunu kanıtlamalı. 


BİR AYDA AÇIKLANACAK: Bütün çalışmaları paydaşlarla görüşüp, somut adımlara dönüştüreceğiz. İnşallah bir ayı geçmemek üzere, çok daha geniş bir katılımla bunu işveren ve işçi sendikalarımızla birlikte kamuoyuyla paylaşacağız. Dünyada işçi ve iş güvenliği için neler yapılıyorsa bunlar yapılacak.


TEDBİR ALANDAN KESİNTİ YAPILMAYACAK:İşverenin itibarı esas ise, bu itibara zarar veren kazaları engellemek için harcama yapmaktan kaçınmamak lazım. Biz kamu olarak bundan sonra yaptırımları da ödülü de artıracağız. Eğer işverenin işyerinde hiç kaza olmamışsa onlardan kesintiler alınmayacak. Bir ödül mekanizması kuracağız. Ceza da olacak. Eğer ölümcül bir kaza olmuşsa şimdiki cezalardan çok daha ağırları gündeme gelecek. Dolayısıyla ödül-ceza dengesini bir arada tutarak işverenlerimizi teşvik etmek istiyoruz


DENETİMCİ ÇAY DAHİ İÇEMEZ: Yasanın eğitimini yapmıyoruz. Sendikalarımız kaza olduktan sonra seslerini yükseltmemeli, kaza olmadan önce işçilerimizi bilgilendirmeliler. Acaba işçilerimiz tek tek haklarını biliyor mu? Onlar öğretmedikten sonra, kazanın ardından birbirimizi suçlamanın ne anlamı var? Suçluyu tespit etsek, kazadan sonra bir önemi olur mu? Kamu olarak almamız gereken tedbir, teftişlerdir denetimlerdir. Denetim elemanı gittiği yerde çay dahi içemez. Herhangi bir tarafla, herhangi bir yakınlık içine giremez. Denetim sosyal vicdan adına yapılır. Bu uzmanlar bu bilinçle giderler ve denetim yaparlar.


Sabah