Genel

Ahmet Küçükbay, Tekirdağ'da 50 milyon dolarlık fabrika kuracak!

Küçükbay Yağ ve Deterjan Sanayi ise 2010 yılını, 50 milyon doları ihracattan olmak üzere 400 milyon dolar ciroyla kapatmış. Bu yılkı hedelse ihracatta yüzde 100, ciroda ise yüzde 20 büyüme sağlamak. Çeyrek asrı geride bırakan Orkide'nin kaptan köşkünde Ah

ORKİDE, yemeklik yağ piyasasının en eski markalarından biri. 1978 yılından bu yana piyasada olan bu marka, İzmir merkezli Küçükbay Yağ ve Deterjan Sanayi'ye ait. Son dönemlerde öne çıkmaya başlayan Orkide markası, yıllık 850 bin ton üretim, kapasitesiyle sektörünün bir numarası konumunda. Küçükbay Yağ ve Deterjan Sanayi ise 2010 yılını, 50 milyon doları ihracattan olmak üzere 400 milyon dolar ciroyla kapatmış. Bu yılkı hedelse ihracatta yüzde 100, ciroda ise yüzde 20 büyüme sağlamak. Çeyrek asrı geride bırakan Orkide'nin kaptan köşkünde Ahmet Küçükbay var. Kardeşi Halil Küçükbay ve oğlu Akif Küçükbay ise onun en büyük yardımcıları. Ahmet Küçükbay, son dönemlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yurtdışı seyahatlerinin müdavimleri arasında yer alarak kamuoyunun aşinalığını kazandı. Aynı zamanda Etiyopya'nın İzmir Fahri Konsolosu olan Küçükbay, bu seyahatlerin çok verimli geçtiğini, özellikle de ihracat yapan şirketler için çok faydalı olduğunu vurguluyor.

Küçükbay'ın şirket unvanında 'deterjan' olsa da grup bu işi 2000 yılında bırakmış. Tamamen yağa fokuslanan şirket; ayçiçeği, kanola, mısırözü, zeytin ve fındık yağı ve margarin üretiyor.

Küçükbay, bu sıralar yeni bir yatırımın heyecanını yaşıyor. Şimdiye kadar ham yağ alıp rafine eden şirket, entegre bir yapıya kavuşmak için önemli bir adım atmış. Bu çerçevede Tekirdağ'da 50 milyon dolarlık bir yatırıma başlamış. Bu tesiste ayçiçeği kırılıp işlenecek. Ahmet Küçükbay, yatırımın 2012 yılında tamamlanacağını belirtiyor. 10 milyon dolarlık enerji yatırımı da planlayan Küçükbay, İstanbul ve İzmir'deki değerli arazilerini ise ofis projeleriyle değerlendirecek. Küçükbay ile İzmir Bornova'daki tesislerinde yeni yatırımlarını, hedeflerini ve perakende sektöründeki sıkıntıları konuştuk...

Önce isterseniz kısaca Orkide markasını ve Küçükbay Yağ ve Deterjan Sanayi'yi tanıyalım...

Babam Akif Küçükbay, Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde ticaretle uğraşıyordu. Dede mesleğimiz ayakkabıcılıktı. Babamsa 1956 yılında kasaba pazarlarında yağ, deterjan ve gıda maddesi satarmış. Esnafmış yani. Mücadeleci ve tasarruflu biriymiş. 4-5 çeşit ürünü kısa sürede 30'lara ulaştırmış. İşler biraz daha büyüyünce Kırkağaç'taki evimizin altını dükkana çevirmiş. Hem kasabalıya satış yapmaya hem de toptan ticarete başlamış. Kısa sürede haftalık 5-6 kamyon mal satışına ulaşmış; Zamanla gıdaya kömür, zirai ilaç ve nakliye işleri de eklenmiş. Ben 1958 doğumluyum. 1970'ten itibaren babamın yanında çalışmaya başladım. Geç-mişimizde ticaret var. Bugünkü tesisleri ise 1978 yılında aldık...

Tesisleri siz kurmadınız yani. Kimden ve kaça aldınız bu fabrikayı

Daha önce, şu anda bize ait olan fabrikanın üretimi olan ayçiçeği, zeytinyağı ve sabunlarını satıyorduk. Sonra o şirket borçlanmış ve Akbank'ın kontrolüne geçmiş. O zaman babam, amcamları da ticarete sokmuştu. Büyük amcam deterjan üretmeye başlamıştı. Krem deterjan üretirken Akbank'la çalışıyordu. Bornova şube müdürü satılık fabrika olduğunu söylemiş. "Bu sizin işe uygun, bir bakın" demiş. Babam da bunun üzerine Kırkağaç'tan çıkma zamanının geldiğini söyleyerek fabrikayı satın almaya karar verdi. Tesisler 5 yıldır çalışmıyordu. Babam, amcamlar Necdet ve Mustafa üçü bir araya gelerek fabrikayı aldılar. O dönem 2.5 milyonu peşin, 2.5 milyonu taksitle almıştık. 2.5 dönümlük alanda 10 ton ra-fine yağ kapasitesi olan, ayda 50 ton da sabun üretebilen bir tesisti. Fabrikanın bakım ve yenileme işlemlerini bizzat ben yaptım. 1980'de askerden döndükten sonra ciddi anlamda üretime başladık. İlk dönemlerde tamamen iç piyasayı, özellikle Ege'yi hedefledik...

Küçükbay'ın büyümesi ne zaman başladı Sizin için dönüm noktası ne oldu

1983-84 yılları Türkiye'nin dışa açılım dönemiydi. Biz de bu tarihlerde hızlı bir büyüme sürecine girdik. Fabrikamızı büyüttük, otomatik sıkma ve paketleme makineleri aldık ve seri üretime geçtik. Gerçek anlamda sanayici kimliğine bürünmeye başladık. İlk ihracatımızı da Azerbaycan üzerinden İran'a yaptık. İran ve Irak savaş halinde olduğu için Azerbaycan üzerinden mal göndermiştik. Dışa açı-lımla beraber çantaya para koyan Türkiye'ye gelmişti. Peşin parayla kapımıza gelen müşterileri geri çevirmedik. Zorla ihracatçı olduk.

Peki Küçükbay bugün hangi noktada Kaç üretim tesisi var Ne kadar ihracat ve ciro yapıyorsunuz

Küçükbay, 1998'den itibaren bir yeniden yapılanma sürecine girdi. Necdet amcam, 1980'de "Ben deterjan üreteceği" diyerek ayrılmıştı. 1998'de küçük amcam da ayrıldı. Babam ve iki kardeş kaldık şirkette. Yeniden yapılandırdık. Deterjan üretimini bıraktık. Deterjan sadece şirketin isminde kaldı. 2000 yılında tekrar atağa geçtik. Bugün yıllık 850 bin ton rafine yağ kapasitesiyle sektörün lideri konumundayız. İzmir'de 40 bin metrekarelik alanda üretim ya¬pıyoruz. 2010 yılında 750 çalışanımızla birlikte 400 milyon dolarlık ciro yaptık. Bu yıl 100 milyon doları ihracattan olmak üzere 500 milyon dolar ciro hedefliyoruz. İSO 500 listesinde 122'nci sıradayız. Hedefimiz ilk 100'e girmek.

Bu hedefler yatırımsız olmaz. Yeni yatırımlarınız var mı

Üretimde kullandığımız ayçiçeği çekirdeğini ağırlıklı olarak ithalatla karşılıyorduk. Şimdi ayçiçeğinin merkezi Tekirdağ'da yatırım yaparak iç piyasadan da alım yapacağız. 50 milyon dolarlık yatırımla bir ayçiçeği çekirdeği kırma ve işleme tesisi kuruyoruz. 2012 yılında üretim başlayacak. 500 kişilik istihdam planlıyoruz. Bu tesisle birlikte sektörde daha güçlü hale geleceğiz. Bu işin başında oğlum Akif Küçükbay ve ortağımız Murat Rekta olacak.

Mart sonunda şirketin olağanüstü genel kurulunda faaliyet amacında değişiklik yapmış, enerji ve inşaatla ilgili maddeler eklemişsiniz. Başka sektörlere mi giriyorsunuz

İzmir tesisimiz için gerekli enerjiyi doğalgazdan kendimiz üretiyoruz. Otomatik bir sistem kurduk. Belirli saatlerde ucuz enerji var. 24 saat çalışıyoruz. Pahalı saatlerde kendi enerjimizi, ucuz saatlerde de devlet enerjisini kullanmak istiyoruz. Tekirdağ'daki fabrikamızın içinde ayrıca enerji yatırımı yapacağız. Devlet, tarımsal atıklardan elde edilen elektrik enerjisini teşvik ediyor. Türkiye'deki sistemler ayçiçeğini kabuklu sıkıyor. Küspesi de yeme gidiyor. Besin değeri düşük. Halbuki o kabuğu ayırıp sıktığınızda, o küçük taneciğin protein değeri daha yüksek. Kabuğu yakma projesi geliştirdik. Kabuk bizim için hazır kömür demek. Avrupa'da örnekleri var. Bu yakma işleminden 6-7 milyon kilovatsaat (kWh) enerji elde edeceğiz. Buhar üretimiyle enerji üreteceğiz. 10 milyon dolar civarında bir yatırım olacak. 1.500 ton çekirdek kıracağız. Hem sistemin kullanacağı buharı elde edeceğiz, hem de enerjiyi fabrikada kullanacağız. Bunu devlete satıyor ve ucuz enerjinizi alıyorsunuz. Bu da bir artı değer. İşletmenin karlılığını artıran bir yatırım.

İdriz Çokal/Para