Akıllı şehir güvenli şehir mi?
Dünyada pek çok şehir artık ‘akıllı’ olarak adlandırılıyor. İstanbul da sırada... Akıllı şehir teknolojileri kendi ekonomisini de oluşturmuş durumda. Dünyada 2021 ’e kadar bu alana ayrılacak bütçe 1.5 trilyon doları bulacak...
SON günlerin en tartışmalı sözcüklerinden biri “akıl.” Sebebi de siyasetçisinden ünlüsüne, futbolcusundan sokaktaki adamına kadar herkesin birbirini akıllı olmaya davet etmesi. Bu kadar çok davetin olduğu bir yerde akıllı olmanın anlamını ve sınırlarını yeniden düşünmek gerek belki de. Türk Dil Kurumu’na göre “akıllı”, gerçeği gören ve ona göre davranan kişiye deniyor. Etimolojik olarak bakıldığında Arapça kökeni olan kelime, itidalli düşünme ve sağduyulu olma anlamlarım da içeriyor. Bunların hepsinin bir araya geldiği haller oldukça az olsa gerek, aksi halde bu kadar davet ve davete icabet etme hali de olmazdı. Akıllı olma hali sadece insana has bir özellik değil ayrıca. Gündelik hayatımıza bir bakalım. Akıllı telefonlarımız, akıllı saatlerimiz, akıllı ayakkabılarımız bile var. Dört bir yanımızın akılla donatıldığı bir dünyada şehirlerin bunun gerisinde kalması düşünülemezdi elbette.
Serhan ÜNALAN / Proline Strateji ve İş Geliştirme Müdürü
Akıllı şehir güvenli şehir mi?
Bir teknoloji şirketi olan Proline, akıllı şehir ve güvenlik konuları ile ilgili 2003 yılından bu yana hizmet veriyor. Ar-Ge'ye önem veren şirket cirosunun yüzde 12'sini bu alana ayırıyor. Akıllı güvenlik sistemlerinin, Proline'ın "Akıllı ve Güvenli Şehirler" modeli ile doğrudan ilintili olduğunu anlatan Serhan Ünalan konuyla ilgili şu bilgileri veriyor: "Proline olarak bizler önce sistemleri analiz edip gereksinimleri tespit ettik ve bu sistemleri bünyesinde toplayacak, veriyi alıp işleyecek, sistemlere paylaştıracak ve bunun sonucunda karar destek mekanizmalarını geliştirecek bir sistem tasarladık. Bundan yaklaşık beş sene önce akıllı ve güvenli şehir çalışmalarımız bu şekilde başladı. İSIM adını verdiğimiz akıllı güvenlik yönetim sistemi yazılımımız gelen verileri topluyor, analiz ediyor ve aksiyon alınmasını sağlıyor. Örneğin, bir kaza ile ilgili 155'e telefon geldiğinde otomatik olarak olay yerine yakın kameralar dönüyor, harita üzerinden her ekip aracı araç takip sistemleri ile takip ediliyor. Güvenlik ile ilgili bir konuysa en yakın polis aracı ya da ambulans oraya yönlendiriliyor. Durum tespiti yapıldıktan sonra merkezde operatörün önünde bir ekran açılıyor. Durum analizi o ekrana düşüyor. Bu arada ambulans hastaneye giderken kavşaklarda kırmızı ışıklar yanabiliyor. Proline olarak geliştirdiğimiz bu ve buna benzer akıllı çözümler sayesinde bugün şehirlere giriş ve çıkışlar; saat, plaka numarası ve şerit detayına varıncaya kadar kayıt altına alınarak araç bilgileri sürekli kontrol edilebiliyor. Bununla birlikte video içerikleri otomatik analiz edilerek pek çok şüpheli davranış tespit edilip, suça teşebbüsler engellenebiliyor. Dolayısıyla şehirleşmenin getirdiği en önemli sorunlar arasında yer alan asayiş ve trafikte teknolojinin akıllı kullanımı ile çağdaş standartlara ulaşılabiliyor."
BELEDİYELER AKILLANIYOR
Marka şehir denince akla ilk İstanbul geliyor doğal olarak ve akıllı şehir projesi İstanbul üzerinden yürütülüyor. Ancak akıllı şehir uygulamalarını parça parça da olsa başka şehirlerde görmek mümkün. Pek çok belediye akıllı şehir çözümlerini kullanıyor ve bununla ilgili şirketlerle işbirliği yapıyor.
Para / Meral Candan - Eda Gezmek