Genel

Akıllı şehirler Ayşegül İldeniz'den soruluyor!

Uzun yıllar çalıştığı Intel’den ayrılıp Silikon Vadisi şirketlerinden Silver Spring Network’sin Global Operasyonlar Başkanı olan Ayşegül İldeniz, artık dünya şehirlerini akıllandırıyor

Uzun yıllar çalıştığı Intel’den ayrılıp Silikon Vadisi şirketlerinden Silver Spring Network’sin Global Operasyonlar Başkanı olan Ayşegül İldeniz, artık dünya şehirlerini akıllandırıyor. Yeni şirketinin yönetimindeki tek kadın ve Türk olan İldeniz’e göre, Türkiye şehirlerinin ‘akıllanması’ ile 4 milyar dolar tasarruf sağlar.


Ayşegül İldeniz kimdir? 

İZMİR doğumlu Ayşegül İldeniz, Boğaziçi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve İşletme Fakültesi mezunu. San Francisco Üniversitesi’nde Edebiyat masterı ve elektronik haberleşme masterı olan İldeniz, 17 yıl Intel’de çalıştı. Intel Türkiye Ülke Müdürlüğü ve ardından da Orta Doğu ve Afrika Bölgesini kapsayan 67 ülkenin sorumluluğunu üstlenen İldeniz’in Türkiye’de başlattığı “e-Dönüşüm İnsiyatifi” adlı proje, daha sonra Intel’in gelişmekte olan ülkeler için uyguladığı global projeye dönüştü. İldeniz, teknolojideki kadın kiderler kategorilerinde birçok ödülün sahibi.


AYŞEGÜL İldeniz Türkiye’de yeni teknolojiler denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri. Türkiye’de teknoloji alanında yetişmiş en başarılı kadın yönetici. Uzun yıllar Intel Türkiye’de çalıştıktan sonra, Intel Yeni Teknolojiler ve Stratejiden sorumlu Başkan Yardımcısı olarak Silikon Vadisi’ne giden Ayşegül İldeniz bu yaz aylarında 17 yıllık Intel serüvenini noktalayıp, Amerika’nın Silikon Vadisi’nden çıkan ve hızla büyüyen şirketi Silver Spring Network’s’e geçti. Akıllı enerji konusunda geleceğin teknolojilerine odaklanan Silver Spring Network’ün Global Operasyonlar Başkanı (COO) olan İldeniz, şehirleri akıllı hale getiriyor, bundan 20-30 yıl sonrasının dünyasını kuruyor.  İldeniz’le İstanbul’da buluştuk.


Siz Intel Türkiye’de uzun süre kaldınız. 17 yıllık Intel deneyimini geride bırakıp yeni bir serüvene atıldınız. Nasıl karar verdiniz buna?

Silikon Vadisi’nde olmak çok heyecan verici. Dünyanın geleceğini dizayn eden insanlarla çalışmak da aynı şekilde heyecan verici. Silikon Vadisi’nde yatay ve çok iletişimli bir süreç var. Orada Intel’de nesnelerin interneti konusunda bireylere ve kurumlara yönelik çok farklı çalışmalar yaptım. Nesnelerin interneti konusu geleceğin dünyası. İleride 50 milyar nesnenin birbirine konuşacağı bir dünyayı var etmeye çalışan binlerce insanın arasına dahil oldum. Şu var, Silikon Vadisi’nde kurumun, şirketin bir önemi olmuyor, aksine kimlerle çalışıp neyi yarattığınız daha önemli oluyor. 17 yıllık kariyerden sonra tamamen farklı bir açılıma doğru yol almamın iyi olacağını düşündüm. 


Yeni şirketinizi Türkiye’de bilmiyoruz ama Amerika’da çok bilinen bir şirket. Bir Silikon Vadisi şirketi değil mi?

Evet. 2002’de Silikon Vadisi’nde kurulmuş. Amerika’da 26 milyon evin penetrasyonunu yapan bir şirket. Yüzde 50’lik bir pazar payı var. New York Borsası’nda halka açık bir şirket. Bu da önemli benim kariyerim için. Halka açık bir şirketin yöneticisi olmak da heyecan verici.


Sizden başka Türk çalışan var mı şirketinizde?

Yok. Yönetim kuruluyla görüşmeye gittiğimde bundan da çok etkilendiler. Türk ve kadın olmam onların da hoşuna gitti. Şirket daha ağırlıklı olarak Amerikalıların çalıştığı bir şirket. Ben global operasyonlardan, iş geliştirme, pazarlama stratejilerinden tamamen ben sorumluyum. Amerika’da akıllı enerji işinin yüzde 50’sini yapıyor şirketimiz.


Akıllı enerji deyince tam olarak ne anlamamız gerekiyor?

Öncelikle verimlilik. Alt yapıyı değiştiriyoruz. Chicago, Paris, Kopenhag ve Singapur gibi dünyanın önde gelen metropollerinde çalışıyoruz. Geçenlerde kasırga oldu, 1.5 milyon insan Florida’da elektriksiz kaldı. O elektrik alt yapısının ayakta kalmasını sistem olarak biz sağlıyoruz. 3-4 gün komuta merkezindeydik. 24 saat içinde yüzde 95’ini ayağa kaldırdık. Kasırganın zarar verdiği yerleri belirleyip, zarar vermediği yerleri güçlendirerek ilerledik. Şehrin her mertekaresine kadar problemin nerede olduğunu görüyoruz. Birbirini besleyen kablosuz hatlar döşüyoruz her yere. Wifi gibi. Bu teknolojinin adı MESH teknolojisi. Vücudun damarları gibi, Amerika’nın her yerine görünmez ağlar döşemiş durudayız.


Bu söylediğiniz şehirlerde tam olarak ne yaptınız?

Nesnelerin interneti, nesnelerin üzerindeki sensörlerle veri toplayarak birbiriyle konuşması demek. Her şehirde akıllı sayaçlar olacak. Bunlar akıllı şehirlerin temelini oluşturacak. Bu da başladı. Bu ağ üzerinden de insanların hayatını kolaylaştıracak farklı uygulamalar geliştirilecek. Bu da başladı. Paris’te belediye ile birlikte çalıştık. Sokak lambaları 100 yıllık hatta çok daha eski Paris’te. Çok estetik ve güzel lambalar, bu lambaları alıp bozmadan akıllı hale getirdik. Küçücük ve yeni radyo kartları geliştirdik. Işıkların görüntüsünü bozmadan eskiye sadık kalarak yeniliği yaptık. 


Türkiye’de var mı bir planınız?

Radarımızda Türkiye var. İstanbul için de temaslar var. Bugüne kadar yeterince ilerlenememiş. Türkiye’de bir ofis açılması konusu da görüşülüyor. Ben de bunu hızlandıracağımı düşünüyorum. İstanbul’da hem aydınlatma hem de trafik konusunda hızla dönüşüm şart. Türkiye’de teknoloji konusunda hızlı algılayan bir ülkeyiz bu konuya da sarılmalıyız. En akıllı neyse onu yaparsak Türkiye’de de verimlilik artar. Bizim hesaplamalarımıza göre 4 milyar dolarlık bir enerji tasarrufu yapabilir Türkiye. Bunun yüzde 25’i olsa bile ülkemizin büyük kazanımı olabilir. Türkiye’de kaçaklar ve her yerin takip edilmesi konusu elzem.


UZAKDOĞU’DA SORUN KİRLİLİK

Londra ve Kopenhag’da da mı aynı işi yaptınız?

Londra’da Kraliçe’nin olduğu yer Westminster’le başladık. Aydınlatmanın dışında Londra’da trafik lambaları ve park yerleri takibi yapılmaya başlandı. Kopenhag özellikle ekolojik bir şehir. Herkes bisikletle işe gidiyor. Bisikletlere yönelik özel sistem yapıyoruz. Trafik lambalarını Kopenhag’ta bisikletlere göre ayarlıyoruz. 1 milyon kişinin yaşadığı bir yerde 100 milyon dolar tasarruf sağlayacak hale getiriyorsunuz tüm sistemi. Yalnızca elektrik değil, doğal gaz ve şu şebekeleri de akıllı sayaç ve sensörlü hale geliyor.


Uzakdoğu’da ne yapacaksınız?

Benim şirketteki görevim şirketi Avrupa ve Amerika dışındaki ülkelere de açmak. Uzakdoğu’da çok ciddi bir sorun hava kirliliği. Hava kirliliğini gösteren sensörler, ölçüm aletleri yerleştiriyoruz. Bunları aydınlatma elemanlarına yerleştiriyoruz. Birey olarak siz şehrin hangi noktalarında kirlilik olduğunu görüyorsunuz. Hayatın devamı için, gelecek için bunların hayata geçmesi şart.


YÖNETİMDEKİ TEK KADIN

ŞİRKETİMİZDE hiç Türk yok ama her milletten insan var. Ben buna çok alışığım. Intel’de 50 milletten personelim vardı. Şimdi de uluslararası yayılımı geniş bir şirket olması için çalışacağım. Yönetimde de tek kadın benim. Bu Amerika’da da önemli. Çünkü bu sektörlerde de erkek egemen.


Hürriyet