Genel

Aklı başında projeler neler

Oktay Ekinci Cumhuriyet Gazetesi'ndeki Çed Köşesi adlı bugünkü köşesinde "Aklı Başında Projeler" başlıklı yazıyı kaleme aldı

Başbakan'ın "İstanbul için çılgın projelerim var" sözü, dün gece Kanal B'deki İmar Dosyası'nın konusuydu.

Konuklar ise mimarlığımızın saygın temsilcilerinden Ersen Gürsel ile Veli Behraz Çinici'ydi... İki duayen konuyu, siyasetçiler ve kamuoyundaki "kent kültürü yoksunluğu"nu da sorgulayarak irdelediler.

Çünkü çağdaş kent kültürü için "kentli" görünmek yetmiyor. Özellikle şu yağma ortamında gerçek kentli olabilmek için; "her türlü mimarlık eyleminin, çevreyi ve toplumsal hakları gözeten, kentin tarihsel ve doğal kimlik değerlerinin yaşatılarak korunmasını öngören bir plana dayanması bilinci" de gerekiyor...

Başbakan'ın sözü üzerine gazeteleri kaplayan "olası çılgın projeler"in tümü ise kentin planlama ilkelerine uygunluğu şöyle dursun, asla mimarlık ve şehircilik açısından kabul edilebilir yanları ol(a)mayan "uydurma" resimler. ..
Mimar Sinan Genim'in, kente yeni bir "su yolu" kazandırma adına Haliç'ten kuzeye gidip Boğaziçi'ne bağlanarak Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Kâğıthane ve Sarıyer ilçelerini "ada"ya dönüştüren 100 m. enindeki "kanal" teklifi ise Başbakan beğenmiş olsa bile, "plansız"lığm daniskası.. (Habertürk-07 Ekim 2007)

Gürsel ile Çinici'nin değerlendirmeleri, hem Başbakan'a hem de o çılgın projeleri merakla bekleyenler ve hayali resimlerle "plansız" projeler üretenlere özetle şu "tavsiye"yi içeriyordu: İstanbul'un (ve tüm kentlerimizin) çılgın değil "aklı başında" projelere ihtiyacı var. Bunun için de yine İstanbul'un öncelikle plansızlıktan kurtarılması gerekiyor.

Akıllı ve akılsızlar
 
Peli, 'aklı başında proje'ler nelerdir

Örneğin "Marmaray" aklı başında bir projedir... Çünkü hem planlama ilkelerine uygundur; hem de "otomobil yerine insanın ulaşımı"nı sağlayarak, İstanbul'u kilitleyen bireysel ulaşım çılgınlığını tedavi edecektir. İçinden deniz geçen bir metropolün uygar bir toplu taşıma sistemine kavuşması, İstanbul'a özel ilgisi bilmen Başbakan'ın da öncelikli çabalan arasında yer almalıdır.

İDO'nun Trakya'dan Anadolu'ya (ya da tersi) geçen kamyon ve TIR'ları Ambarh'dan Bandırma'ya RO-RO gemileriyle 3 saatte taşıma projesi de aklı başındalara örnektir. Böylece 3. köprü "bahane"sini de ortadan kaldıran; köprüden geçildiğinde 8-10 saatte gidilecek yerlere 4-5 saatte ve "doğaya zarar vermeden" varılmasını sağlayan bu projeyi de Başbakan'ın ve kamuoyunun desteklemesi gerekmiyor mu

Bunlara karşm, Anadolu yakasından Avrupa yakasına planlanan "deniz altından otomobil tüneli" ise çılgınlık bir yana, "akıl ve mantık dışı" projelerin başlarında geliyor. Otomobilden arındırılması hedeflenen Suriçi'ne bağlanarak günde binlerce otomobili tarihi dokuya pompalamanın hangi akıl¬la tasarlandığını UNESCO bile sorguluyor!

Artık mahalle aralarında bile yükselen gökdelen konutları (rezidanslar) da şehircilik açısından akıl yoksunu projelere örnek göstermek mümkün; ancak, bu kategorinin şampiyonu hiç kuşkusuz 3. köprüdür. Bütün üniversitelerin ve uzman meslek kurumlarının yüzlerce nedenle yanlış buldukları bir projede ısrarlı olmak, acaba hangi beklentinin ürünüdür
Sözün kısası, Başbakan'ın çılgın projelerinden çok daha çılgın uygulamalar İstanbul'u bitirmek üzereler... Devleti yönetenlerin bunları durdurmak yerine kenti daha da yaşanılmaz hale getirmeye aday "fantezi"lere kafa yormaları asıl çılgınlık değil midir
Cumhuriyet/Oktay EKİNCİ