"AKM projesi bir meydan okumadır"
Zaman Gazetesi yazarı Şekib Avdagiç AKM projesiyle ilgili değerlendirmede bulundu
Şu konu net bir şekilde ortaya konulmalıdır: İstanbul Kültür Başkenti olurken tarihinin en kapsamlı kültür yapısının geçireceği değişimin konu dışı kalması mümkün değildi. İstanbul 2010 Ajansı çözümsüz durumu, sorunlu mirası, geçmişiyle AKM'nin geleceğe taşınması meselesini kendi meselesi olarak görüyor.
Atatürk Kültür Merkezi'nin restorasyonu, güncellenmesi İstanbul 2010'un bu kentte gerçekleştirebileceği en önemli, en simgesel işlerden biridir. Öncelikle yaptığımız çalışmaların daha nitelikli olması için beklenti içinde olanlara teşekkür etmek istiyorum.
İstanbul 2010 Ajansı, AKM'nin güncellenmesi için üç önemli grubu harekete geçirmeyi hedefledi. Birincisi mimarlar. Mimarlar zaten harekete geçmişti, 2010 Ajansı sorunu mimari çevrelere açmaya hiç ama hiç zorlanmadı. Meslek örgütlerinden bağımsız profesyonel mimarlara, akademisyenlerden öğrencilere birçok grupla iletişim kuruldu. İkincisi bu yapının kullanıcısı olan sanatçılar. İstanbul 2010 Ajansı'nın bu işi yalnızca mimarlarla yürüttüğünü düşünebilirsiniz. Ancak bizim en çok görüştüğümüz kesim mimarlar değil, sanatçılar oldu. Çünkü AKM'nin sözgelimi galerisinin daha kullanışlı, daha erişilebilir olmasını en çok sanatçılar istiyor. Üçüncüsü izleyiciler. İstiklal'de özel bir mekân olan bir kahveye, kitapçıya, mağazaya insanlar nasıl kolayca giriyorlarsa, bir kamu yapısı olan AKM'ye daha kolay, kendi evlerine girer gibi girmelerini istedik. Sanatın sadece seçkinlerin izleyeceği, erişebileceği bir üretim olmadığını, halk için ekmek, su gibi yaşamsal bir konu olduğunu biliyoruz. İşte bu nokta üzerinde biraz durmamızda yarar olduğunu düşünüyorum. Çünkü AKM'nin geleceğe taşınması, AKM projesinin başarılı olması bu nokta ile çok ilişkili. Sanat, boş zaman endüstrilerinin bir alanı, bir eğlencelik tüketim nesnesi değil, kentlilerin kendi gelecekleri üzerinde söz sahibi olmalarını sağlayan yaşamsal bir konu. Sanat olmadan politika demokratikleşemez. Sanat olmadan yerel halk kalkınamaz. Bu yüzden sanatta kamunun rolü, desteği çok önemlidir. Özel sektör tek başına bu rolü yerine getiremez. Sanat yaşamsal bir konu. Bu nedenle sanat yalnızca özel sektöre devredilemez, kamunun mutlaka yeni deneyimler geliştirmesi gerekli. İstanbul'un sanatın enerjisine ihtiyacı var: Bugün sanatın özel alana izole olması kent için en önemli sorundur. Belki size şaşırtıcı gibi gelebilir ama bu sorun deprem sorunu, çevre sorunu, terör sorunu, ulaşım sorunu gibi sorunlardan da daha önemlidir. Çünkü kamu hayatının sanata açılması kentlilerin sorunlarla baş etmesini ve daha iyi yaşamalarını sağlar. İşte bu nedenlerle biz AKM Güncelleme Projesi'ni önemsedik. Bu projenin bir kamu yapısını nasıl 20. yüzyıldan 21. yüzyıla taşıyacağını göstermek istedik. Bu proje sanatın özelleşmesine, ticarileşmesine, seçkincileşmesine, kamu hayatından sökülüp atılmasına, erişilemez bir ayrıcalık haline gelmesine karşı bir meydan okumadır. Daha birçok örnek var. Kentin kültür altyapısının geliştirilmesi ve yönetimi için büyük bir hamle içindeyiz. Örneğin kentin Anadolu yakasında on yıllardır atıl kalmış, kaderine terk edilmiş, enkaza dönmüş olan Hasanpaşa Gaz Fabrikası'nın kente yeniden enerji vermesi, bölgesel bir gelişme merkezi haline gelmesi için çok yenilikçi bir proje geliştirdik.
KAMU İLE SANATI BİR ARAYA GETİRMEK MÜMKÜN MÜ?
AKM projesi sanatın halktan koparılmasına karşı bir meydan okumadır! Kamu ile sanat yan yana gelemeyecek iki kavram gibi ele alınıyor. Biz bu iki kavramı yakınlaştırmayı ve sanatı halkın erişimine sunmayı hedefliyoruz. İstanbul'un sorunlarının çoğu kamu işlevlerinin bir ilişkisel mantıkla yoğrulmamasından, ayrı kutular içine hapsedilmesinden kaynaklanıyor. İstanbul 2010 Ajansı hem bu işlevleri ilişkilendirmeye, hem sürdürülebilir kılmaya, hem de çoğulcu üretime açmaya çalışıyor. İstanbul 2010 Ajansı kenti sanatsal enerjiye açmayı hedefliyor.
AKM gibi bir anıtsal yapının güncellenmesinin basit bir boya badana işi olmadığını, sahne sistemleri, elektromekanik teçhizatın yenilenmesi, mimarisi ile bir performans yenileme işi olduğunu gösterdik. Çok kısa sürede projeleri tamamlayıp, her aşamasında ilgili çevrelerin bilgisine sunarak, gözden geçirerek ilerledik. Her aşamasında mutlaka ilgili çevrelerin müzakerelerle görüşlerini aldık, projeyi yeniden gözden geçirdik. 30 yılda zor tamamlanan bir yapının bir yıl içinde günümüzün sanatsal ihtiyaçlarını karşılayacak, yeni bir yapı yapmaktan çok daha zorlu bir süreç içinde kısa sürede tamamlanmasını hedefliyoruz. Karşımızda engeller olabilir. Bu bizi yıldırmıyor. Bugünkü hukuki süreçle ilgili sorunların da mimari konseptle ilgili tartışmalara uzandığını, bunun da projenin daha iyi anlaşılması için bir fırsat olacağından ve sonunda İstanbul'un kazanacağından eminiz. AKM tamamlandığında, yöntemimizin açıklığı, katılımcılığı ile sonuçtan herkesin memnun olacağından da eminiz. Çünkü bu işin üzerinden başka türlü gelmek mümkün değil.
Şekib Avdagiç/Zaman