Ali Güvenç Kiraz Kamulaştırmayı değerlendirdi!
Kamulaştırma kararı almaksızın taşınmazın kamu idaresi tarafından kullanılması veya planlamada kısıtlanması suretiyle el atılması yıllardır vatandaşlarımızı çok ciddi şekilde mağdur ediyordu. Ali Güvenç Kiraz Kamulaştırmayı değerlendirdi.
Kamulaştırmasız el atmalar hukukumuzun önemli açmazlarından birisi. Kamulaştırma kararı almaksızın taşınmazın kamu idaresi tarafından kullanılması veya planlamada kısıtlanması suretiyle el atılması yıllardır vatandaşlarımızı çok ciddi şekilde mağdur ediyordu.
Aslında ilk büyük adımı Yargıtay atmıştı. 2010 yılında Hukuk Genel Kurulu kararı ile imar kanunu gereğince 5 yıldan fazla kısıtlanan alanlarda maliklerin mülkiyet hakkının kısıtlandığını ve bedelin ödenmesi gerektiğine hükmetmişti. Ardından açılan davaların tazminat miktarının ciddi boyutlara ulaşması ile birlikte by-pass edilerek süreç idari yargıya taşınmış ardından da torba yasa ile bu süreç önce idareye başvuru 6 aylık sürenin idarece değerlendirilmesi ve sonrasında ise 3 aylık sürede idari yargıda dava açılması zorunluluğunu doğurdu. Bu dönemde de Kamulaştırma Kanunu Geçici 6.maddeye eklemeler ile bu davalar sonucunda alınan hükümlerin infazını ciddi şekilde engelleyen düzenleme geldi. Bu düzenleme ile idarenin kamulaştırmasız el atmalar nedeniyle ödeme oranını bütçesinin %5’i ile sınırlandırma ve ayrıca kamulaştırmasız el atmalarda dava neticesinde kamu mallarının haczedilemezliğini belirten hükümleri getirdi. Bunun haricinde de açılan davalarda taşınmazın bugünkü değerini değil fiilen-hukuken el atılan tarihteki değerini bugüne güncelleyerek getirmeyi içeren hiç de adilane olmayan bir düzenleme de eklendi. Buna göre el atılan taşınmazın bugünkü gerçek değeri değil el atma tarihindeki değerinin güncellenmesi suretiyle bulunan değer belirlenmeliydi.
Anayasa Mahkemesi işte yukarıdaki kamulaştırmasız el atmalarla ilgili süren bu sıkıntıya iptal ile cevap vermiş oldu. İşte bu cevap ile artık kamu idarelerinin taşınmazın kamulaştırmasız el atılması nedeniyle mağdur olan vatandaşlara bütçem yok ödeyemiyorum itirazı geçerli kabul edilmeyecek ve bir şekilde bu bedellerin ödenmesi zorunluluğu sağlanacak. Ayrıca yine kamulaştırmasız el atmalar nedeniyle açılan davalara bakan mahkemeler bu davalardaki taşınmazın değeri konusunda “taşınmazın el koyma tarihindeki niteliğini” değil bugünkü değerini dikkate alarak bir tazminat oluşturacaklardır.
Yaklaşık 2 hafta kadar önce Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın İdris Güllüce tarafından ortaya atılan “imar transferi sertifikası” aslında kamulaştırmasız el atmalarla ilgili olarak ortaya çıkacak sorunların kökten çözümünü sağlayacaktır. Aksi halde idare devlet bütçesine yaklaşan bu kamulaştırmasız el atma bedellerini ödememek için by-pass sürecine devam edecek tapusu elinde maalesef ki mülkiyeti adeta devlette olan vatandaşlarda yargı içerisindeki bu süreçlerden geciken adalet nedeniyle mağdur olmaya devam edeceklerdir. İmar transferi sertifikası bu işin kökten çözümü için birebir ve çok önemli bir çözüm olup Anayasa Mahkemesi’nin iptali ise idareye mülkiyet hakkının kutsallığı konusunda verilen önemli bir ders niteliğindedir.