Kentsel Dönüşüm

Alper Taş: Kentsel dönüşüm soylulaştırma operasyonu olmasın!

CHP'nin Beyoğlu adayı Alper Taş, Seyr-i Sabah programında Beyoğlu’nun bugün geldiği durumu ve seçildiğinde yapacaklarını açıkladı. Alper Taş, Beyoğlu kentsel dönüşümünün bir soylulaştırma operasyonuna dönüşmemesi için çalışacaklarını ifade etti.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) genel başkanlığını bırakarak CHP'den Beyoğlu belediye başkan adayı olan Alper Taş, Seyr-i Sabah programında Beyoğlu'nun bugün geldiği durumu ve seçilmeleri halinde yapacaklarını açıkladı. 

Sputniknews'te yer alan habere göre İstanbul'un vitrin semtlerinden olan Beyoğlu'nun polisle çevrili olduğunu ifade eden Taş, kentsel dönüşüm sırasında oradaki yerel ahalinin bölgeden uzaklaştırıldığını, başkanlığa gelmesi durumunda bunu tersine çevirmek için çalışacağını dile getirdi:

"Ben siyasi partiler yasası gereği CHP adayıyım. Resmi sıfatım bu. Aday olduktan sonra ÖDP genel başkan sıfatım düştü. CHP'ye resmi zorunluluktan dolayı üye oldum. Ben bir sosyalistim. Sosyalist olarak bugünün Türkiye'sinde AKP'nin yarattığı rejime karşı sosyal demokratlarla ittifak yaparak partiye üye oldum. Bu konuda yoğun bir basınç oluştu. Bu çalışma başarılı olabilirse bugünün Türkiye'sinde solun yeniden harmanlanması ve inşası aşamasında önemli sonuçlar doğacaktır. Beyoğlu özelinde sol açısından önemli bir deneyim yaratılıyor. Bizim Beyoğlu'nda yaşadığımız süreçte sosyalist kimliğimi gizlemiyorum. Kendi fikrimi saklayıp gizleyerek bir yerel yönetim çalışması yürütmüyorum.

Beyoğlu, Behçet Necatigil'in şiirindeki gibi dokununca solan gül gibi. Yıllardır yarattığı bir kimlik var. Eğlence, turizm, kültür… Ülkenin diğer yerlerine göre daha özgür bir yer olmuş. Çeşitliliği bağrında taşımış. Fakat AKP'nin kendi ideolojisine uygun bir yer yaratma anlayışı Beyoğlu'nu kendi canlılığından koparmış vaziyette. İnsanlar artık Beyoğlu'na ayak atmaktan, orada yaşamaktan vazgeçtiler. AKP'nin muhafazakar kent yaratma tasarımının sonucu olarak bu özelliğini yitirdi.


Buradan diğer semtlere çok kaçış var. Beşiktaş ve Kadıköy buranın yükünü aldı. Burada geçici bir Arap turizmi var. Esnafı da çok memnun eden, buradaki hayatın çeşitliliğini ortadan kaldıran, Araplaştırma anlayışının bir parçası olan bir Beyoğlu var. Buradaki otel temsilcileriyle konuştuk onlar da Beyoğlu'nun geleceğinden korkuyorlar. Burası ayrıca Türkiye'nin vitrini olduğu için buradaki baskıların önemli sonuçları var. Bazı semtler ülkenin vitrinidir. Yurt dışından gelen insanlar Beyoğlu'na gelince gördükleri şey büyük bir polis bariyeridir. 8 Mart örneğinde olduğu gibi kadınların en demokratik yürüyüşüne gaz bombalarıyla cevap verilmesi insanları rahatsız ediyor, Beyoğlu'nun kendi kimliğini bulmasını zorlaştırıyor. Beyoğlu demokrasi kürsüsü olmalı, oraya yakışan özgürlüktür.

Vatandaştan, Alper Taş'a: MHP delegesiyim ama oyumu size vereceğim
Belediye başkanının bunu değiştirmeye gücü yetmez. Merkezi bir politika bu. Biz seçildiğimizde merkezi iktidarla bu mücadeleyi yapacağız. Beyoğlu'ndaki bu ablukayı kaldırmaları lazım. Biz kendi dar alanında, benim yetkim buraya kadar sonrası beni ilgilendirmez gibi bir yöneticilik yapmayacağız. Demokratikleştirmeyi sağlayacağız. Buradaki antidemokratik havayı değiştireceğiz. Beyoğlu'na yakışmıyor böyle bir tablo, ülkemize de yakışmıyor. Bu tabloyu ortadan kaldıralım ki Beyoğlu kendi güzelliğine kavuşabilsin. Biz belediyeyiz bizim herhangi bir müdahalemiz olamaz gibi bir yaklaşım içinde olmayacağız. Bizim anlayışımız şu: Kentsel dönüşüm ve benzeri uygulamalar kentin kimliğini kültürünü ortadan kaldırmaya dönüşmüş durumda. Orada yaşayan insanların sürülmesi operasyonuna dönüştü. Orada yoksul halk kesimleri yaşamasın deniyor adeta. Beyoğlu'nun kültürel, mahalle ve komşuluk ilişkilerini gözeterek kentsel yenilenme anlayışı içinde olmalıyız. Kentsel dönüşümün bir soylulaştırma operasyonu olmasına karşıyız. Elbette eskiyen binalar yenilenmeli. Ama nasıl bir yenilenme? Siz Beyoğlu'nun o canlı, cıvıl cıvıl kültür barındıran yapısını bütünüyle silip çok yapmacık, biçimsel, ruhu olmayan yeni bir yer yaratıyorsunuz. Bu aynı zamanda İstanbul'un kültürünü yok etme operasyonu. Bu müdahaleler tarihi yok etme operasyonu. Bir kent, kültürüyle kenttir.

Biz iktidara geldiğimizde kentsel dönüşüm meselesini demokratik planlama çerçevesinde halletmek. Kentsel dönüşümü, orada yaşayan insanların orada yaşamasını sağlayarak yürütmek istiyoruz. Mahallenin kendisiyle birlikte planlayarak kentsel dönüşüme gireceğiz. Bir arada yaşayıp kültürü ve dokuyu da koruyarak ama sağlam olmayan binaları yenileyerek değişime gideceğiz. Yerel yönetim demek yerel demokrasi demek. Bunun için de insanların kendi mahalleleri konusunda kendi fikirlerini verebilmeleri gerekiyor. Her şeyin kişilerin iradesine teslim edildiği bu antidemokratik çağda halkın kendi kendini yönetebileceğini ispatlamak istiyoruz. Bütün idealimiz yıllardır arkadaşlarımızın canlarını verdiği güzelliklerin Beyoğlu özelinde modellenmesini istiyoruz."