Kent Haberleri

Alper Taşdelen: Saraçoğlu Mahallesi Kızılay’ın kaderini değiştirir!

Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Kızılay’ın ‘kurtuluş formülü’nü, tahliye tartışmalarıyla gündeme gelen Saraçoğlu Mahallesi olarak gösterdi. Taşdelen, "Burayı kültür merkezi yapabilirsek Kızılay’ın kaderi değişir” dedi.

Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Kızılay’ın ‘kurtuluş formülü’nü, geçen yıl tahliye tartışmalarıyla gündeme gelen Saraçoğlu Mahallesi olarak gösterdi. Taşdelen, “Elimizde Saraçoğlu Mahallesi var. Kültür merkezi veya yaşam merkezi haline getirebilirsek Kızılay’ın kaderi değişir” dedi.


Ankara Hürriyet’in ‘Başkanlar Konuşuyor’ adlı röportaj dizisinin konuğu olan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, eski günlerini arayan Kızılay’ın ‘kurtuluş formülü’nü verdi. Yıllardır, çekişme ve tartışmalarla gündeme gelen Büyükşehir-Çankaya ilişkisiyle ilgili CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendilerine verdiği talimatı anlattı. 2016 projelerini sıralayan Taşdelen, Ankara Hürriyet’in sorularına şu yanıtları verdi:


* Kentin merkezi olan Kızılay’ın eski cazibesini yitirdiği yönünde eleştiriler var. Kızılay’ı yeniden eski günlerine kavuşturmak için sizce ne yapılmalı?


Kızılay sadece Çankaya’nın değil Ankara’nın da kalbi. Ankara’nın gelişimine baktığınızda hayat kent meydanı ve yaya yollarından AVM’lere kaydı. Tabi AVM’ler de olacak ama kent merkezlerini de unutmamalıyız. Elimizde Saraçoğlu Mahallesi var. Kafelerin, kitapçıların olduğu Cumhuriyet ve Ankara kent tarihi müzesinin bulunduğu yaya yoluyla bir kültür merkezi, yaşam merkezi haline getirebilirsek Kızılay’a çok ciddi artı değer katarız ve Kızılay’ın kaderi değişir. Valilik, Kaymakamlık, Büyükşehir, üniversiteler, ATO gibi bütün ilgili sivil toplum kuruluşları bir araya gelip eylem planı hazırlamak gerekiyor. Bildiğim kadarıyla da Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olduğu dönemde çok güzel bir çalışma süreci başladı. Kesilen süreci tekrar başlatıp Saraçoğlu’nun hayata geçirirsek Kızılay’ında tekrar eski güzel günlerine kavuşacağına inanıyorum.


* Bütünşehir yasasıyla beraber bir ilçe kadar büyük alan(Ümitköy-Çayyolu-Yaşamkent) ve ciddi bir nüfus bağlandı. Bu durumun dezavantajları ve avantajları neler oldu?


Çayyolu tarafının bağlanmasıyla 110 bin nüfus bize geçti. Göreve geldiğimizden itibaren bu bölgeye çok ciddi yatırımlar yaptık. Örneğin bir tane kreşimizi Yaşamkent’e açtık. 3 tane yeni Çankaya evini, Yaşar Kemal parkımızı bu bölgede açtık. Bu bölgede belediyemize ait sokak ve caddelerinin yüzde 70’ini geçtiğimiz yaz döneminde asfaltladık ve kaldırımını yaptık. Vatandaşlarımızın da memnun olduğunu görüyoruz bu da bizi sevindiriyor. 8 mahallemiz Yenimahalle’de iken son derece memnundu geçtiğimiz 1,5 yıl süre zarfında bizden de memnunlar. Hizmet kalitemizi aynı şekilde devam ettiriyoruz.


* Geniş bir sorumluluk alanına sahipsiniz. Size sınır komşusu olan Mamak, Altındağ, Gölbaşı ve Etimesgut belediyeleri var. Ortak yapılan çalışma var mı?


Bunun en güzel örneğini Mamak’ta yaşadık. Akdere tarafında tam sınırda olan bir park alanı vardı. Mesut Başkan ‘Ben burayı park yapıyorum devamı da park ama sizin sınırınızda devam edeyim mi?’ dedi. Biz de devam edin Çankaya’ya sizin armağanınız olsun dedik. Böyle güzel birliktelikler yaşıyoruz.



GENEL BAŞKANIMIZ ‘POLEMİĞE GİRMEYİN’ TALİMATI VERDİ


* Çankaya ile Büyükşehir arasında yıllardır gerilim vardı. Bir kaç olayı saymazsak uyumlu bir süreç geçiyor. Bu nasıl gerçekleşti? 


Göreve başladığımızda genel başkanımız ‘Sizler belediye başkanısınız. Belediye başkanlarının asli görevi hizmet etmektir. Siyaset bir belediye başkanının asli görevi değil, siyaseti o ilin milletvekilleri yapar. Siz artık kamu görevlisiniz hizmeti öne alacaksınız. Bu anlamda da siyasi polemiklere girmeyeceksiniz. Çünkü bu tarz yaklaşımlar hizmeti geride bırakıyor’ dedi. Biz de genel başkanımızın bize verdiği talimat doğrultusunda hizmet ediyoruz. Geçmişte Büyükşehir ile Çankaya arasında çok ciddi kavgalar oldu. Bunların yaşandığı dönemde belediye mevzuatı şu anki gibi değildi. O dönemlerde ilçe belediyeleri daha özerk bir yapıda idi. Ama şu anda belediye mevzuatının geldiği noktada Büyükşehir Belediyesi’nin ve ilçe belediyelerinin belli bir koordinasyonda çalışma zorunluluğu var. Bizim de amacımız Çankaya’ya hizmet getirmek. Hizmeti Büyükşehir yapmış Çankaya yapmış bunun bir önemi yok. Önemli olan Büyükşehir Belediyesinin kendi yetki alanlarındaki hizmeti Çankaya’ya getirmesi Çankaya’nın da kendi yetki alanındaki hizmetleri Çankaya’ya getirmesi. Ben başkan adayıyken de hep aynı şeyi gördüm. Vatandaş hizmet istiyor belediye başkanlarının siyasi polemikler yaparak geçinmesinden ise son derece rahatsız.


* Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ‘Dava açmamak üzere konuşmuştuk ama açılan davalar var ortada’ şeklinde sert bir açıklaması oldu. Sizin herhangi bir açıklamanız olmadı. Bir randevu talebinde bulunduğunuzu duyduk. Görüşme fırsatınız oldu mu?


Bizim şu anda aslında aramızda davalık olunan, arada sıkıntı yaşanan yerler dava sonucu beklenen yerler. İş yargıda olduğu için yargı sürecini bekliyoruz. Büyükşehir Belediye başkanı ve ilçe başkanı olarak biz bir kent yönetiyoruz elbette sorunları aşmak için görüşülecek. Ben 2016 yılı Türkiye’sinde polemiklerden dolayı bir kentin geride kalmasının kabul edilebilir olmadığı kanaatindeyim. Belediye bir kamu kurumu. Halka karşı bir kamu kurumu olma vasfıyla sizin sorumluluklarınız var. Başkan adayıyken gittiğim yerde hiç siyaseti konuşmadım hep hizmeti konuştum. Çankaya’nın sorunlarını konuştum. Halk bunu istiyor bu samimiyeti gördüğü için Çankaya’da partimizin aldığı en yüksek oyu alarak belediye başkanı seçildim.


* Peki bürokraside kurumlarla ve bakanlıklara ilişkiler nasıl? Parti farklılığı olmasının zorluğunu yaşıyor musunuz?


Aslında sadece Ankara’nın değil tüm Türkiye’nin mevzuat noktasında bir sorunu var. Mesela Çevre Bakanlığı kentsel dönüşüm diye hem Büyükşehir’i hem ilçe belediyesini by-pass ederek kentte imar uygulaması gerçekleştiriyor. Bu sürecin dışında Bakanlıklar üzerinden başka kurumlar üzerinden imar uygulamaları yapıldığında biz gerçekten büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Burada bir düzenleme yapılması lazım. Bizden görüş soruluyor ama ciddiye alınamıyor.


PARSEL BAZLI EMSAL ARTIŞI OLMAMALI


* Çevre ve Şehircilik Bakanının artık kurtuluş yatay mimaride Ankara’nın da yatay mimariye yönelmesi lazım şeklinde bir açıklaması oldu. Şehre baktığımızda Çukurambar, İncek, Beytepe bölgelerinde çok büyük gökdelenler yanlarında ise villalar var. Bir düzensizlik göze çarpıyor. Yetkinizde değil ama siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?


Parsel bazında emsal artışlarının olmaması lazım. En büyük sıkıntı bu. Emsalinin belli olması lazım. Parsel bazında emsal artışı kenti katleden unsur. İlçe belediyelerinin Büyükşehirle yakın çalışıp bölgesel anlamda emsal belirleyip her yurttaşa da bunun eşit uygulanması lazım. Ankara’daki temel sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Bizim ilçe belediyesi olarak yaptığımız o yüksek emsallerin önüne geçmek için dava açmak. Burada umuyorum ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu yeni yaklaşımı kentlerimize yansır.


* Çankaya’da yapılaşma bakımından sizi en rahatsız eden bölge neresi?


Yapılaşma açısından bizim Beytepe ve Çayyolu tarafında sıkıntılarımız var. Örneğin Turan Güneş Bulvarı şimdiden tıkanmış durumda Turan Güneş aksında devam eden inşaatlar var. Bunların önüne geçmek için parsel bazında imar artışı yapmamak gerekiyor. Biz Çankaya Belediyesi olarak sıkıntılı bölgelerde özellikle bu rant alanlarının oluşmaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.


* Yeni belediye kanununun çıkması ile ilgili Başbakan sinyali verdi. Türkiye’nin en büyük ilçesinin belediye başkanı olarak bu yasadan beklentileriniz neler?


Bu taşeron uygulamasıyla ilgili orada bir düzenlemenin yer almasını istiyoruz. Aynı şekilde ilçe belediyelerinin eli son süreçlerde çok zayıfladı. İlçe belediyelerinin elinin güçlendirilmesi lazım. Demokrasinin yerelleşmesinden bahsediyoruz bu anlamda ilçe belediyelerinin ekonomik ve yetki olarak güçlendirilmesi gerekiyor. Dünyanın her yerinde başkentlerin belediye bütçesi diğer belediyelerden fazladır. Buraya bir yabancı devlet başkanı geliyor üç gün burada vakit geçiriyor. Ankara’yı ve Çankaya’yı görüyor Türkiye algısı bu oluyor. Bu anlamda Ankara ve Çankaya’ya yönelik de gelir artırıcı hükümler olması lazım. Bunun dünya örnekleri var.


RUTİN HİZMET SORUNU KONUŞULMAYACAK


* 2016‘da Çankaya’da bunu bitirmeliyim dediğiniz neler var?


2016 yılı Çankaya için atılım yılı olacak. Kreşlerimizin, Çankaya evlerimizin, yüzme havuzlarımızın, yaşlı bakım merkezimin, kent meydanlarımızın, kültür merkezimizin hepsinin temelleri 2016’da atılacak. Şu anda Barcelona’da Roma’da olan çöp sistemini Çankaya’ya getirdik. 3 metreküplük yer üstü konteynırlarımızı Çankaya’nın tümüne yaymış olacağız. 2016 sonunda yol asfalt kaldırım çöp rutin belediye hizmetlerini konuşmamamız lazım. Bunları konuşmamak için bunları çözmek lazım. 2016 sonunda bunların hiçbiri konuşulmayacak. Üzerine artık eser niteliğinde projelerimizin temelini atıp hayata geçireceğiz. Çankaya’nın filizleri diye çok güzel bir sosyal projemiz var. Apartmanlarımızdan sitelerimizden ortak apartman aidat hesabına 10-20 lira fazla yatırmak suretiyle üniversite öğrencilerimize burs imkânı yarattık. Bu da hayata geçti. Kültür sanat noktasında da çok önemli etkinliklerimiz var. Ankara’da nerede bir kültür sanat etkinliği varsa mutlaka Çankaya Belediyesi’nin desteği vardır. Bizim ayağı yere basan sorun çözen kamu kaynağını düzgün yere harcayacağımız şeylere ihtiyacımız var. Uçuk kaçık hayali projeler seçim döneminde dile getiriliyor ama hiç hayata geçirilmiyor.


Hürriyet Ankara