Ankara Altındağ'da 40 binden fazla gecekondu yıkıldı!
Ankaralıların yoğun ilgisini çekerken Başkan Veysel Tiryaki'nin, "cazibe merkezi Altındağ" hedefine çok yaklaştığını bugün son bölümünü sunduğumuz yazı dizisi ile ortaya çıktı.
Ankara Altındağlıların 3 dönem görev verdikleri Başkan Dr. Veysel Tiryaki son bölümde de soruları yanıtladı:
"HAMAMARKASI" DİYE YENİ BİR ÇALIŞMA BAŞLATTINIZ, HEDEFİNİZ YENİ ÖDÜL MÜ?
Tiryaki: Ankara tarihi için önemli bir bölge olan Hamamönü'nde gerçekleştirdiğimiz restorasyon çalışmalarım "Hamamarkası" olarak adlandırılan bölgeye de taşıdık. Tarihi doku Hamamönü'nde olduğu gibi burada da su yüzüne çıktı. Hamamarkası, Ankara'nın en önemli tarihi bölgesi olmasına rağmen yıllarca ihmal edilen, kaçak yapılaşmaya kurban edilen, tarihi binaları yıkılmaya yüz tutan bir bölge. Altındağ Belediyesi'nin yürüttüğü restorasyon çalışmaları sayesinde gelecek kuşaklara taşınıyor. Burada yepyeni bir turizm alanı inşa ettik. Belediye olarak restorasyon çalışmalarını kendimize görev edindik. Hamamönü'nde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar başarüı olunca, restorasyona ağırlık vermemiz gerektiğine inandık. Bu amaç doğrultusunda Hamamarkası'nın restorasyon projesini uygulamaya koyduk. Hamamönü ve Hamamarkası bir bütünlük oluşturdu. Buralarda yerli ve yabancı turistler geziyor, insanlar keyifle dolaşıyorlar. Bundan dolayı çok memnunum.
Dünyada şehirlerin en kıymetli yerleri, "old city" denilen, tarihi mekânların hayat bulduğu bu alanlardır. İşte bu nedenle Ankara'da bir ilk olan ve Altındağ Belediyesi'nin başlattığı restorasyon çalışmalarının Ankara için ayrı bir önemi var.
EVET, ULUCANLAR CEZAEVİ'Nİ MÜZE YAPTINIZ İLGİ VAR MI?
Tiryaki: Altındağ Belediyesi tarafından restore edilerek müze haline getirilmesinin ardından Türkiye'nin her yerinden ziyaretçileri ağırlayan Ulucanlar Cezaevi Müzesi'ne de çok büyük bir ügi gösterildi ve ügi katlanarak büyüyor. Türk siyasi tarihinin en önemli duraklarından biri olan ve açıldığı günden bu güne 1 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği Ulucanlar Cezaevi Müzesi; koğuşları, tecrit odaları, zindanları ve bu bölümlerde yapılan seslendirmeleriyle ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor.
Ankara'nın çok önemli bir merkez kazandığına inanıyorum. Birkaç yıl önce yıkılmaktan kurtardığımız ve başarıyla tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından müze olarak hizmete açtığımız kapalı bölümünün ardından, Ulucanlar Cezaevi'nin yarı açık kısmının da kültür ve kongre merkezi olarak kullanıyoruz. Ankara için çok değerli bir mekan daha başkente kazandırıldı. Altındağ Belediyesi olarak üstümüze düşen sorumluluğun farkındayız. Bu bilinçle tarihimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.
SON GÜNLERDE ALTINKÖY AÇIK HAVA MÜZESİ PROJENİZ BÜYÜK SES GETİRDİ. PROJENİN DETAYLARINI BİZİMLE PAYLAŞIR MISINIZ?
Tiryaki: Altındağ Belediyesi, 100 yıl öncesinin köy hayatını "Altınköy" projesiyle Ankaralıların ayağına getirdi Altmköy'ün kapısı, camisi, çamaşırhanesi, ahşap evleri, yel ve su değirmeni ile köy kahvesi büyük ilgi görüyor. Ankara'nın, Türkiye'nin, hatta dünyanın dört bir tarafından Altınköy'ü ziyaret etmek isteyenler akın akın geliyor. Ziyarete açılmasının ilk aylarında, binlerce kişi tarafından ziyaret edildi. Adına "köy" deniyor olsa da, Altınköy aslında bir "Açık Hava Müzesi"...
DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR MI?
Tiryaki: Evet birkaç tane var ama Türkiye'de ilk ve tek olma özelliği taşıyor. Teknolojik araç ve gereçlerin kullanılmadığı, at ve öküz arabalarının bulunduğu Altınköy'de baştan aşağı her şey doğal. Zamanında hiç çivi kullanılmadan birbirine geçme yöntemiyle yapılan köy evleri, sökülerek yine aynı yöntemle Altındağ'a kuruldu. Yaklaşık 80 evin bulunduğu Altınköy'de, tarım ve hayvancılık da yapılıyor. Çocuklarımız, buğdayın değirmenlerde nasıl una dönüştürüldüğüne tanıklık ediyor. Köy fırınından köy ekmeği alıyor. Yayık ayranı içiyor. Sütün nasıl üretildigini, peynirin nasıl yapıldığını, sebzelerin nasıl yetiştiğini burada görüyorlar.
Yaşayan müze Altınköy Açık Hava Müzesi'nde, kaybolmaya yüz tutmuş meslekler de yaşatılıyor. Köy içinde çalışan nalbant, kalaycı, dokumacı, demirci, değirmenci, fırıncı, köy bekçisi, köy muhtarı, kahveci, bakkal, seyis ve çoban bugün şehirlerde pek rastlamadığımız ritüelleri günümüze taşıyor. Tüm bunlar dışında Türkiye'nin farklı yörelerinde pek çok el sanatını yaşatmaya çalışan ustalar da Altınköy de misafir ediliyor.
KÜLTÜR'E DE ÖNEM VERDİNİZ Mİ BU PROJEDE?
Tiryaki: Elbette verdik. Altınköy Açık Hava Müzesi'nin kuruluş sürecini anlatan fotoğraf ve filmlerin sergilendiği Köy odası (enformasyon konağı), yöresel kıyafetlerle birlikte köy yaşamının farklı yönleri üe sergilendiği Etnografya Müzesi var. Köyde hem ev içinde hem dışarıda kullanılan eşyaların sergilendiği Köy Müzesi ve köy oyuncaklarından oluşan Köy Oyuncakları Müzesi, Altınköy Açık Hava Müzesi'nin dikkat çeken unsurları arasında yer alıyor.
Hem geçmişte bir yolculuğa çıkmak hem de çocuklarına büyük kentlerde yavaş yavaş yok olan doğal köy yaşamının ritüellerini, gelenek göreneklerini anlatmak, tüm bunların yanı sıra ailecek, günlük telaştan, stresten arınıp gün boyu mis gibi köy havası solumak isteyenler Altınköy Açık Hava Müzesi'ne büyük ilgi gösteriyor.
BÜTÇENİZİN YARISINI YATIRIMA AYIRDIĞINIZI BİLİYORUZ. ANCAK TÜRKİYE'DE BUNU BAŞARABİLEN ÇOK AZ . BELEDİYE VAR. BUNUN SIRRI NEDİR?
Tiryaki: İşin sırrı belediye olarak kaynaklarımızı en iyi şekilde kullanıyoruz. İnsan ve para kaynağını çok iyi yönetiyoruz. Bütçenin yarısını yatırıma harcıyor ve akıllı adımlar atıyoruz. Bizim bütçe yönetiminde gösterdiğimiz başarı bir tesadüf değil. Doğru atılmış adımların ve yerinde verilmiş kararların doğal sonucu...
Kaynakların "etkili" ve "verimli" kullanılması, "doğru iş yaparak hedeflenen sonuca en az maliyetle" varmak demektir. Bunun için de hem insan kaynağını hem para kaynağınızı iyi yönetmeniz ve gerçekçi bir stratejik plan oluşturmanız gerekmektedir. Altındağ Belediyesi olarak tüm bu süreci iyi yönettiğimizi ve kurumsal bir belediye oluşturduğumuzu düşünüyorum. Altındağ Belediyesi, her geçen bütçesinde artışlar yaşayan, gelir ve gider dengesini başarılı bir şekilde yürüten, gerçekçi bütçelerle yatırımın önünü açan bir belediye... 2015 yılı bütçesini de iyi bir şekilde yönettik.
Planladığımız tüm yatırımları yaptık. 2016 yılının daha ilk aylarındayız ancak, bu yıl da bütçemizi iyi yönettiğimiz, daha ilk aylardan belli oluyor. Bu büyük bir başarıdır. Altındağ Belediyesi yine, bütçesinin büyük çoğunluğunu Altındağ'a değer katacak yatırımlar için harcadı. Hiçbir kurum kuruluşa borcu olmayan, geçmişe dönük bütün borçlarını ödeyen ve ekonomik anlamdaki gücümüzü yaptığımız yatırımlarla gözler önüne serdik.
2015 yılını da kentsel dönüşüm projeleri, gecekondu yıkımları, yeni yol açma çalışmaları, restorasyon çalışmaları, kültür ve sanat merkezleri, parklar, müzeler, yüzme havuzları, camiler, aile sağlığı merkezleri, düğün sarayı ve çarşılar, okul inşaatları gibi Altındağlılara yönelik dev yatırımlar ile tamamladık.
Altındağ'ı, devlete hiçbir bağımlılığı olmayan, mali açıdan Türkiye'ye örnek olan, bütçesi fazla veren ve her yıl katlanarak yatırım yapan bir belediye haline getirdik. Gelir gider dengesi açısından her zaman ayakları yere sağlam basan adımlar attık, bu da yatırımlarımıza yansıdı.
OLMAZSA OLMAZINIZ NEDİR?
Tiryaki: Adil olmak, dürüst olmak, tarafsız olmak, şeffaf olmak belediyecilik anlayışımızda önemli yer tutuyor. Bugün Altındağ'da herkes bilir ki, belediye başkanını tanımak torpil sağlamaz, hak, hukuk ve adalete uygun olmayan işlere sırf birilerine rant sağlamak için "evet" denilmez. Örneğin Altındağ Belediyesi olarak, ilçe sınırları içerisinde de gecekondu su olup yıllardır farklı nedenlerle tapularını alamayan vatandaşların tapu sahibi olabilmelerini sağlamak için farklı çözümler geliştirdik. TOKİ'den devraldığımız Maliye arazilerini, gecekondusu olup tapusu olmayan vatandaşlara çok uygun koşullarla satıyoruz. İsteseydik, dışarıdan birilerine de satabilirdik bu arsaları. Kanunsuz bir durum olmazdı, dışarıdan birilerine satmak. Ancak problem çözülmezdi. 50 yıl daha buralarda yapılaşma başlayamazdı o zaman. Yerindelik ilkesine önem verdik. Altındağ'da gecekondusu olup, yıllarca tapusunu alamamış vatandaşlarımız bu haktan faydalansın istedik.
40 binden fazla gecekondu yıktık. Başka yerlerde izliyorsunuz, bir ev için kıyamet kopuyor. Taşlı sopalı kavga görüntüleri televizyonlarda... Bir kere bile böyle bir görüntü yaşamadık. Altındağ'da artık insanlar kendileri gelip "gecekondumu yıkın" diyorlar. Çünkü güven oluştu. Güven nasıl oluştu? Adaletten hiç ayrılmadık. Her konuda şeffaf ve adiliz.
Ankara Son Söz