Genel

Ankara Marka Festivali sona erdi!

Ankara Ticaret Odası’nın düzenlediği Ankara Marka Festivali’nin son gününde de birbirinden ünlü isimler Ankaralı izleyicilerle buluştu. Ankara Marka Festivali 9 Aralık'ta sona erdi.

Ankara Ticaret Odası’nın düzenlediği Ankara Marka Festivali’nin son gününde de birbirinden ünlü isimler Ankaralı izleyicilerle buluştu. Girişimcilik ve inovasyondan rekabet yöntemlerine, kişisel marka yaratmadan dijital pazarlamaya kadar pek çok konu, kendi alanında marka olmuş konuşmacılar tarafından ele alındı.

 

Özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği festivalin bazı oturumlarında izleyiciler koltuk bulmakta zorluk çekti.

 

-SAYGINER: “ÖNEMLİ OLAN KENDİNLE YARIŞMAKTIR”-

 

Ankara Marka Festivali’nin son gününde konuşma yapan Dünya Bilardo Şampiyonu Semih Saygıner, 16 yaşında bilardo oynamaya başladığını ve tüm harçlıklarını bilardoya yatırdığını anlattı. Kendince bazı teknikler geliştirerek yaşça büyük ustaları yendiğini söyleyen Saygıner, katıldığı ilk turnuvada İstanbul şampiyonu olduğunu, Türkiye birincisi Bora Karatay’ı yendikten sonra Türkiye’nin her yerinden davetler gelmeye başladığını kaydetti. Yurtdışında bilardo turnuvalarına katılmak için İngilizce öğrendiğini belirten Saygıner, “Önemli olan diğerlerinden daha iyi olduğunu göstermek değil önemli olan kendinle yarışmak. Beni de marka olmaya iten bu oldu” dedi.         

 

-“KÜÇÜK BALIKLAR BİRLEŞİP BÜYÜK BALIĞI YUTUYOR”-

 

Gazeteci yazar, TV programcısı ve yeni nesil yaşam uzmanı Serdar Kuzuloğlu, “İyi Fikir Taze Yenir” başlıklı oturumda, hızlı teknolojik gelişmelerin sunduğu fırsatlar hakkında konuştu. Basit internet aramaları sayesinde her şeyin farkında olan müşterilerin beklentilerinin arttığını anlatan Kuzuloğlu, şirketlerin çağrı merkezi ve müşteri hizmetleri birimleri aracılığıyla müşterilere dokunmaya çalıştıklarını söyledi. Hızlı teknolojik gelişmelere ayak uyduramayan pek çok markanın yok olduğuna dikkati çeken Kuzuloğlu, “Bugün varız, yarın yokuz. Zamanı iyi okumak zorundayız. Artık büyük balık küçük balığı yutmuyor, küçük balıklar birleşip büyük balığı yutuyor” dedi. Kuzuloğlu, teknolojinin, doğru araçları kullanan kişilere geniş imkanlar sunduğunu belirterek, “İnsan çok çalıştığı zaman hiç ummadığı yerlere geliyor. Elimizde çok fazla imkan ve fırsat var” diye konuştu. 

  

-“HER İNSAN BİR MARKADIR”

 

“Rakiplerle Nasıl Mücadele Edilir: Rekabet Yönetimi” başlıklı oturumda Enbe Orkestrası Kurucusu ve Şefi Behzat Gerçeker ile Hürriyet Gazetesi Yayın Direktörü Fikret Ercan konuştu. Ülkelerin de marka olabileceğini söyleyen Ercan, bunun için ülkede yaşayan bireylerin özgür, dayanışma içinde, birbirlerine inanç, sevgi ve güvenle bağlı olmaları gerektiğini vurguladı. Ercan, “Konuşamazsak ve birbirimizi sevemezsek marka olamayız. Her insan bir markadır. Kendimizden bir marka yaratamazsak ülkemiz de marka olamaz” dedi. Gerçeker ise hayalinin iyi bir orkestra kurmak olduğunu ve bunu başardığını belirterek, yerli ve yabancı ünlü isimlerle çalma şansına ulaştığını anlattı. Gerçeker, genç bir nüfusa sahip olan Türkiye’de kendisinden kat kat üstün yetenekler bulunduğuna inandığını kaydetti.  

 

-NİL KARAİBRAHİMGİL: “İÇİMDE MELODİLER VAR”-

 

Türkiye’de pek çok ünlü markanın reklam müziklerini yaparak üne kavuşan sanatçı Nil Karaibrahimgil de festivalin üçüncü gününde seyirci ile buluştu. Çalışmalarından örnekler sunan Karaibrahimgil, reklam müziklerini yaparken markaların beklentilerini dikkate aldığını ve amatörce yaklaştığını söyledi. Reklam filmlerinde müziğin gücünden söz eden Nil Karaibrahimgil, “Kendimi bir müzik kutusu olarak görüyorum. İçimden geldiği gibi yazıyorum. Allah vergisi bir şey… İçimde melodiler var” diye konuştu.

 

-SÖZÜNÜ TUTMAK, BAŞARI İÇİN ALTIN KURAL-

 

Doğan Müzik Yapım A.Ş. (DMC) Genel Müdürü Samsun Demir ve Hürriyet Gazetesi Magazin Müdürü ve Kelebek Eki Yayın Yönetmeni Selim Akçin ise “Buzdan Dağ Yaratıp Yanardağ Etkisi Almak” konulu oturumda bir araya geldiler. Selim Akçin, ABD Patent Dairesi Başkanı’nın 1899 yılında “İcat edilebilecek her şey icat edildi” sözünü hatırlatarak, bu sözün üzerinden birkaç yıl geçmeden elektrik süpürgesi ve çamaşır makinasının icat edildiğini anlattı. Samsun Demir ise 40 sanatçının yer aldığı bir şirketi yönettiğini belirterek, başarı için herkesin farklı stratejiler izlediğini, 16 yıldır televizyonlara çıkmayan ve röportaj vermeyen sanatçı Tarkan’ın çok başarılı bir sanatçı olduğunu, ancak bunun tersi bir strateji izleyen sanatçıların da başarılı olabildiğini anlattı. Başarı için uygunluk, uyum, tutarlılık ve güvenin önemli olduğuna dikkati çeken Demir, “Bir işi yaparken sözünü tutmak başarı için altın kuraldır” diye konuştu.     

 

-NE OLMAK İSTEDİĞİNİZİN HAYALİNİ KURUN-

 

Festivalin bir diğer konuğu da ünlü moda fotoğrafçısı ve yönetmen Nihat Odabaşı oldu. Reklam yazarlığı yaparken, bir çekim sırasında fotoğrafçıya ihtiyaç duyulması üzerine tesadüfen fotoğrafçı olduğunu ve çektiği ilk fotoğrafların bir derginin kapağında yayınlandığını anlatan Odabaşı, “Ben şansa inanmam, tesadüflere inanırım. Hayatta hepimize eşit miktarda tesadüf düşüyor” dedi. Kısa sürede ünlü bir fotoğrafçı olduğunu, ünlülerin fotoğraflarını çekerken fotoğraf çekmeyi öğrendiğini belirten Odabaşı, “Marka olmak için gerçekten hayatta ne istediğinizi biliyor olmanız lazım. Çocukken kendi kendime röportaj veriyordum. En büyük hayalim bulmacaya çıkmaktı. Marka olmak için hayalinizde ne olmak istediğinize dair güçlü bir bilgi olmalı. Gerçek olmak, güvenilir olmak ve her gün kendinizi yenilemek zorundasınız” diye konuştu. Odabaşı gençlere kendi güçlerini küçümsememelerini tavsiye ederek kurulacak pek çok hayal ve alınacak pek çok ödül bulunduğunu söyledi.

 

-KÜRKÇÜ DÜKKANINDAN MİLYAR DOLARLIK MARKAYA…-

 

Müzisyen ve TV programcısı Ayhan Sicimoğlu ise “Ne Yapacaksan İyisini Yap: Kişisel Gelişim” başlıklı oturumda, İtalya’daki ünlü markalardan örnekler vererek, Fendi ailesinin küçük bir kürkçü dükkanından milyar dolarlık marka yarattığını anlattı.

 

-YENİLİKÇİ DÜŞÜN-

 

Ünlü karikatürist Erdil Yaşaroğlu da “Çizginin Sahne Arkası” başlıklı oturumda karikatürlerini nasıl çizdiğini anlatırken, espri bulmanın yollarından birinin de hayata farklı bakmak ve yenilikçi düşünmek olduğunu söyledi.

 

-ÇOCUKLAR GÜLSÜN DİYE-

 

“Markayım, Sosyal Sorumluluğumun Farkındayım” başlıklı oturumda, Çocuklar Gülsün Diye Derneği Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Elvan Oktar ile Minik Kalplerle Elele Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nesrin Ercan konuşmacı olarak yer aldı.  

 

Yaptıkları işin gönüllülük esaslı olduğunu vurgulayarak konuşmasına başlayan Oktar, projeye sanatçı Gülben Ergen ile devam ettiklerini Ergen’in hem kendi markasına hem de projeye büyük katkı sağladığını söyledi. Hedeflerinin 81 ilde en az bir anaokulu açmak olduğunu belirten Oktar, “Derneğimizin faaliyetlerini çoğunlukla sosyal medyadan yürütüyoruz. Bunun haricinde basının bugüne kadar bize verdiği ve bundan sonraki vereceği desteği çok önemsiyoruz” dedi.

 

Dernek olarak yürüttükleri çalışmalardan bahseden Oktar, maden faciasının yaşandığı Soma’da madenci çocukları için anaokulu açtıklarını anlattı. Oktar, “Özgecan Aslan ve lösemiden hayatını kaybeden öğretmen Şafak Bay adına yaptırdığımız anaokulları da bizim için çok önemli noktada olan projelerden sadece birkaçı” dedi. Yaptıkları işin gönüllülük esaslı olduğunu aktaran Oktar, “Simitçilik yapan bir gönüllümüz bize her ay 3 TL bağış yapıyor” diyerek gönüllülük ve bağış yapmanın önemine dikkat çekti.

 

-HAYATI BİR TİYATRO SAHNESİ OLARAK GÖR-

 

Minik Kalplerle Elele Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nesrin Ercan da konuşmasında babasının yıllar önce “hayatı bir tiyatro sahnesi olarak gör” diyerek öğütte bulunduğunu anlatarak kendisinin de 21 yıl önce yaşadığı bir rahatsızlığın ardından sürekli “Tanrı’ya nasıl şükrederim” diye düşünerek derneği kurduğunu söyledi. “Tiyatro sahnesinde ne kadar kaldığınız değil, o sürede bıraktığınız izler önemlidir” diyen Ercan, yıllar önceki projesini hayata geçirdiğini kaydetti.

 

Çalışma alanlarındaki çocukların cinsel taciz, aile şiddeti gibi çok ağır şartlar yaşamış çocuklar olduğunu belirten Ercan, dernek olarak çocukları kendi başlarına ayakta duracak şekilde hayata hazırladıklarını anlattı. 

 

-DİJİTAL PAZARLAMA KONUŞULDU

 

“Türklerin Dijital Pazarlama ile imtihanı” başlıklı oturumda ise tatilsepeti.com Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Karayal ile Youtholding Chief Youth Officer Emrah Kaya konuşma yaptılar.

 

Oturuma tatilsepeti.com sitesinin 2015 yılının 11 ayında tekil ziyaretçi sayısını sorarak başlayan Karayal, izleyiciler arasından en yakın cevabı verene tatili hediye etti. İnsanların önceden bir hafta tatil yaptığını söyleyen Karayal, “Erken rezervasyon yapılmaya başlandığından beri insanlar 6 ay önceden tatil planı yapıyorlar ve tatile gittiklerinde belki de tatil paralarını çoktan ödemiş oluyorlar” dedi. Karayal, dijital pazarlama konusunda çok yatırımcının bulunduğunu belirterek, rakiplerden farkı olanların öne çıktığını söyledi.

 

-GİRİŞİMCİLİKTE GENÇLER DOĞRU YÖNLENDİRİLMELİ

 

Katılımcılara dijital pazarlama tüyoları veren Youtholding Chief Youth Officer Emrah Kaya, gençlerin girişimcilik hakkında doğru yönlendirilmesi gerektiğini söyledi. Gençlerin birçok konuda ebeveynlerinden daha çok bilgiye sahip olduklarına dikkat çeken Kaya, eve çamaşır makinası alınacağı zaman bile evdeki gençten internet araştırması yapması istendiğini anlattı. Kaya, “Bir girişim fikri ortaya atıldığında ilgi alanı ve iş fikrinin üst üste konulması gerekiyor “ diyerek işe hemen başlanması gerektiğini söyledi.

 

-SOSYAL MEDYA DA KONUŞULDU

 

“Game of Viral” başlıklı oturuma ise Fotoğrafçı Mehmet Kırali ile Burusvillis Company Kurucusu Güray Gürsel konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasında yaptığı işte sosyal medyanın önemine dikkat çekerek başlayan Kırali, “Popüler kültür işimizin çok içinde. Yaptığın işin içinde marka varsa gerçekliğini sorgulaman lazım. Ne kadar gerçek olursanız, o kadar inandırıcı olursunuz” dedi.

 

Güray Gürsel ise sosyal medyayı ilk başta hobi olarak kullandığını, Twitter ile hayatının akışını değiştirdiğini anlattı. Sertab Erener, Gripin, Model gibi isimlerle çalıştığını söyleyen Gürsel, yaptığı işi, “menajer marka ve sanatçı arasındaki olayı toparlamak” olarak özetledi. Gürsel, sosyal medya kullanıcılarının takip ettiği kişilerle birebir bağ kurmayı sevdiklerini belirterek, onlara zaman zaman tüyolar verdiğini söyledi.


-MARKAYI TÜKETİCİYE ULAŞTIRMANIN YOLLARI

 

“Tadı Damağımızda Kalan Markalar” başlıklı oturumda ise İlancılık Reklam Ajansı Başkanı Yakup Barouh, Reklamarkası TV Programı Yapımcısı, Sunucusu & Reklamcı Ender Merter, Sanset Gıda Grup Kategori Pazarlama Müdürü Aslı Eren Şengezer katıldı.

 

Yakup Barouh, konuşmasında markada ve reklamda en önemli noktanın tek mesaj vermek olduğunu anlatarak, “İyi veya kötü marka, slogan yoktur, bunlara verilen değer önemlidir. Tüketiciye ürün hakkında söylediğiniz şey önemlidir. Bir marka olarak her şeyi yapmak isterseniz olmaz. Kalem markası olmak istiyorsanız kalem markası olun. Yanına çarşaf, ayakkabı, çikolata ve benzeri şeyleri de eklerseniz markanızı öldürürsünüz” diye konuştu.

 

Aslı Eren Şengezer, konuşmasında milattan önce 350 yılında Aristotales’in ‘gençler bugünlerde çok saygısız’ dediğini hatırlatarak genç kuşağın bugünkü durumuna değindi. “Y kuşağı”nın sürekli eleştirildiğini kaydeden Şengezer, “Eleştiriliyor ancak günümüzde hedef kitle gençler” dedi. Şengezer, ürün ve hizmetlerin gençlerin beğenisine sunulduğunu anlattı.

 

İyi reklam için risk almanın önemine dikkat çeken Ender Merter ise “Marka olmak ve marka değerini artırmak için öncelikli olarak yapılan işin sürdürülebilir olması gerektiğini söyledi. Merter, “Televizyon, yazılı basın, sosyal medyayı etkin kullanan, sosyal sorumluluk projeleri ve sponsorluklarla sosyal alanlara adım atan markaların marka değeri yükselecektir” diye konuştu. 

 

Oturumların sona ermesinin ardından sanatçı Erkan Kolçak Köstendil “Sign Up” gösterisi sundu.