Ankara'daki tarihi yapılar yıkılıyor mu?
Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı olan Özgen Acar bugünkü yazısında, Ankara'daki tarihi yapıların restorasyon çalışmalarını ele aldı. İşte Acar'ın o yazısı...
Şubat 2010’da “Kavşak” köşemde “Augustus Tapınağının Irzına” başlıklı yazımda “okurlara, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a ve İtalya Büyükelçisi Carlo Marsili’ye” hitaben 3 mektup yayımlamıştım.
Mektupta şu bilgiler yer alıyordu:
“Her dokunduğu altın olan Kral Midas’ın Frigleri Ankara’da Ulus’ta ‘Ana Tanrıça Kibele’ ile ‘Ay Tanrısı Men’ için İÖ 8. yy’da bir tapınak yapmışlar.
Hani şu çizgi romanı ve filmlere konu olan Asteriks-Hopdediks’in Galatları’nın son kralı Amintos’un oğlu Pilamenes, Roma İmparatoru Augustus’a bağlılığını göstermek için Men tapınağının üstüne “Tanrıça Roma”ya adanan bir tapınak yaptırmış. Hani Brütüs’ün arkadan hançerlediği Sezar’ın yerine geçen Octavianus ya da öteki adıyla ‘Ağustos’ ayına adına veren İmparator Augustus için İÖ 25’de yapılmış bir tapınak!
Tapınağın yeri Anadolu’da Roma Eyaletinin önemli yönetim merkezi ‘Ancyra = çapa (Ankara)’ da Men tapınağının bulunduğu nokta seçilmiş.
İmparator Augustus, İÖ 14’te ölmeden önce Vesta rahibelerine dört belge vermiş. Birincisinde vasiyetini, ikincisinde cenaze töreninin düzenini, üçüncüsünde imparatorluğun ekonomik ve askeri durumunu, dördüncüsünde ise yaşam boyu yaptıklarını anlatmış.
Roma’da mezarının önüne yerleştirilen özgün Latince metin zamanla kaybolmuş. Yalvaç’taki Antiokya kentindeki kazılarda ‘Res Gestae Divi Augusti’nin (tanrılaştırılmış Augustus’un işleri)’ adını taşıyan bölümünün kopyalarından bazı yetersiz parçalar bulunmuştu.
Augustus’un metni Ankara’daki Tapınağın duvarlarında yalnızca Latince değil, üstelik Yunanca ile birlikte iki dilde kazınmış olarak günümüze ulaşmıştır. Arkeoloji dünyasına ‘Yazıtların Kraliçesi’ olarak geçen bu yazıt, Roma İmparatorluk tarihinin belirli bir dönemini aydınlatan tek belge olma özelliğini taşıyor.” Oraya Büyükşehir Belediye Başkanınca yapılmasına başlanan “havuzun”, bu tarihsel yapıya zarar vereceği için önlenmesini önermiştim. Yazı üzerine Bakan Günay, belediye yetkilileri ile beni o noktaya davet etmişti. Bakan Günay, yapılan işin ne olduğunu sorunca belediye yetkilileri “kuru havuz (!) yapıyoruz” olmuştu. Sonra “sulu havuz” yapılmadı mı?
Ulus Bent Deresi’nde 5.000 kişilik antik Roma tiyatrosu 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmiş, Anadolu Medeniyetleri Müzesi yetkililerince kurtarma kazısına ve “restorasyon (koruma – onarım)” çalışmalarına başlanmıştı.
2009’da Kültür Bakanlığı ile anlaşma imzalayan Ankara Büyükşehir Belediyesi devreye girdi. Ancak “koruma –onarım” yerine tiyatronun “renovasyon (yeniden yapımına)” geçildi.
Hıdırlıktepe’deki taş ocağından sağlanan “gülkurusu” rengindeki “andezit” olan tiyatronun özgün taşları Ankara Kalesi’nin surlarında da kullanılmıştı. Ancak Belediye, “beyaz mermerleri” kullanınca tepki çekti. Onarılacak tiyatroda, “Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı Projesi” kapsamında konserler düzenlenecekti. Ama onarım işinden vazgeçildi ve tiyatro kaderine terk edildi!
Belediye “kuru havuzdan” sonra Augustus Tapınağı’nın yanındaki tarihsel duvar ve sütunlar “İnsanların kafasına düşüyor” diyerek yıkıldı. “Dozerler gece saatlerinde” alana girdi, çalışma gün boyunca devam etti. Tarihsel kalıntılar iş makinalarıyla alandan taşındı.
Belediye, ayrıca kalenin girişinde yeni bir düzenlemeye girişti. Ancak Yüksek İnşaat Mühendisi Yüksel Erimtan “kalenin duvar temellerinin altına kadar uzanan hafriyatın tehlikeli olduğu” konusunda Belediyeyi uyardı. Belediye, hafriyatın kale duvarından 2 m ötesinde yapıldığını yanıtladı. Ancak Erimtan Belediye’ye gönderdiği ikinci uyarıya eklediği fotoğraflarla “kazıların 2 m ötede değil kale surlarının sıfır noktasında yapıldığını” bildirdi.
Özgen ACAR/Cumhuriyet