23 / 12 / 2024

Antasya Residence iç mekan düzenlemesi fark yaratıyor!

Antasya Residence iç mekan düzenlemesi fark yaratıyor!

Antasya Residence’ın tasarım konsepti; Ant Yapı brifiyle Akasya Yapı’nın yükleniciliğini yaptığı AVM ve ofis kulesinin tasarım çözümlerini uyum içinde çözümleyen As-üs Mimarlık ve deneyimli uluslarararası ortağı L35’e emanet...




Antasya Residence’ın tasarım konsepti; Ant Yapı brifiyle Akasya Yapı’nın yükleniciliğini yaptığı AVM ve ofis kulesinin tasarım çözümlerini uyum içinde çözümleyen As-üs Mimarlık ve deneyimli uluslarararası ortağı L35’e emanet. As-Os kurucu ortağı Aktuğ Sivrioğlu ve L35’in Türkiye sorumlusu Ernesto Klingenben Antasya'yı bize mimari özellikleriyle anlattılar.


Kozyatağı merkezli As-Os, ODTÜ’lü mimarlar Aktuğ ve Özlem Sivrioğlu tarafından 2010 yılında kurulmuş bir mimarlık ofisi. Akasya AVM ve ofis kuleleri ile Antasya, ikilinin ilk büyük projesi, ama As-Os kurulmadan önce, alışveriş merkezlerinden konutlara kadar uzanan geniş bir yelpazede dev uluslararası firmalarla çalışmış ve az zamanda büyük başarılara imza atmışlar. 2011 yılında açılan yarışmada projeleri seçilince, daha kapsamlı bir çözüm için, uluslararası mimarlık ofisi L35 ile know-how ve tasarım konsepti konusunda güçlerini birleştirmiş, ortak olmuşlar. İkinci bir yarışmada ortak projeleriyle seçilmişler.


Y. Mimar Aktuğ Sivrioğlu ile 1.35’in yolları daha önce Türkiye’nin ve İstanbul’un farklı yerlerindeki Forum alışveriş merkezlerinin mimari tasarımı gibi çeşitli projelerde kesişmiş. L35 Barselona’da kurulmuş, ama Madrit, Paris, Londra, Cenevre, Casablanca, Sao Paola ve Buenos Aires’e dek dünyanın her köşesinde çalışan uluslararası bir şirket.


L35’in kurucu ortaklardan Ernesto Klinbergen, As-Os ile ortaklığını, şu sözlerle anlatıyor: “Rezidans, AVM ve ofis kulesi, tam 1,35’in çözümleyeceği, daha önce birçok benzerini gerçekleştirdiğimiz bir proje. Ama As-Os da yeni bir firma olmasına karşılık, geçmişteki tecrübesi ve vizyonuyla yetkinleşmiş bir sağlamlığa sahip. Bizim büyük çaplı bir firma ürünler olacak. Kapı, dolap, süpürgelik gibi ahşap imalatlarda yine insan sağlığına zarar vermeyen hammaddeler ve duyarlı üretim seçim kriterlerimizden olacak.


Bir mimar olarak sizce ideal mekân düzenlemesinde hangi faktörler önemli, bunları Antasya örneğinde hayata nasıl geçireceksiniz?


İdeal mekân düzenlemesi aslında kullanıcı ile anlam kazanan bir olgu. Dolayısıyla ancak konut kullanıcısını mutlu eden mekânları ideal olarak tanımlayabiliriz. 617 konutluk bir projeden söz ediyoruz. Bu 617 ayrı kullanıcı demek. Bu nedenle bizim amacımız maksimum sayıda kullanıcıyı mutlu edecek ortak paydalarda buluşan bir tasarım ortaya koymak. Modern, sade biraz da zamansız mekân düzenlemelerini bu amaca en fazla hizmet edecek yaklaşımlar olarak düşünmekteyiz. Bunu konut sahiplerimize tercih edeceği mobilyalar ve aksesuarlar ile kendi stilini ortaya çıkarabileceği bir sahne oluşturmak olarak da tanımlayabiliriz.


Renk ve stil açısından hangi tercihleriniz oldu, yeni eğilimlerden esinlendiniz mi yoksa daha klasik bir bakış açınız mı oldu?

Her projeyi kendi özgün çizgisinde ve bir bütün olarak ele alıyoruz. Bu projenin mimari kimliği ile ilgili bir şey. Antasya Residence’ta kütle ve cephe çözümleri ile aslında bize iç dekorasyon düzenlemelerinde kullanacağımız tarzla ilgili ipuçları sunuyor. Yeni eğilimleri takip ediyoruz, ancak kendi doğrularımızı ortaya koymak daha önemli. Yani sadece “trend” olduğu için içimize sinmeyen bir yaklaşımı kabul edemiyoruz.



Klasik yaklaşımlar da Ant Yapı olarak dinamizmimizle bağdaşmıyor. Amacımız yeni ama daha uzun sürede tüketilecek mekânlar üretebilmek.


Antasya’nın iç mekân düzenlemesi diğer Ant Yapı konutlarınkinden hangi açılardan farklı olacak? Yeni çözümler kullanacak mısınız?


Daha önce de değindiğim gibi her Ant Yapı projesi kendi özgün çizgisine sahip. Ancak aynı zamanda kalite, fonksiyonellik gibi ortak paydaları var. Bu anlamda her yeni projemizde daha önceki projelerimizde kazanılmış tecrübeleri doğru anlamda aktarmaya çalışıyoruz. Yeni olmak adına bu kazanımları kaybetmek istemiyoruz. Antasya Residence’m yüksek bina çözümleri nedeniyle bir anlamda Anthill Residence ile daha fazla benzeştiğini söyleyebiliriz. Ancak kendi dinamikleriyle şekillenen yeni ve farklı çizgiler de bulabileceksiniz. Bunları, örnek dairelerimizde sunacağız değerli Ant Yapı dostlarımıza...

Bu sayıda konumuz Ümraniye, Ümraniye civarındaki kentleşme, yeni binaları mimari açıdan genel olarak değerlendirebilir misiniz? İç mekânları ve inşaat kaliteleri nasıl ve Antasya bunlarla karşılaştırıldığında hangi farklılıklara sahip olacak?

Ümraniye kent merkezi ve yakın çevresi olarak ele aldığımızda İstanbul’un bir çok alanında olduğu gibi yoğun inşaat faaliyetleri altında olduğunu görüyoruz. Metro inşaatı gibi aslında çok geç kalmış büyük alt yapı projeleri gibi mevcut karmaşık yapılaşması içerisinde bölgesel ya da noktasal olarak ortaya çıkan yeni ve nitelikli projeler ortaya çıkıyor. Bu projeler kendi içlerine doğru kapalı da olsalar yavaş yavaş kendi yakın çevrelerini dönüştürmeye başlıyor. Antasya Residence hem Antrium Residence gibi yapılı ve rüştünü ispat etmiş konut alanlarının, hem de birçok önemli banka ve büyük şirketin genel merkezlerinin yer aldığı bir alanda konumlanacak olmasının avantajlarını kullanacak. Ayrıca içinde yer aldığı AVM ve ofislerden oluşan karma yapı da kendi başına bir çekim merkezi oluşturuyor. Antasya Residence inşaat kalitesi ve mimari kimliği anlamında, yüksek yapı olmasının da getireceği farklılığı hissedilecek bir proje olacak. İnşaat kalitesi ise Ant Yapı’nm Avrupa’nın ve İstanbul’un en yüksek yapılarına imza atmış olmasının tecrübesi ile tartışılmaz bir güvene sahip. İç mekân düzenlemeleri için de tüm projelerimizi takip eden Ant Yapı dostlarının alıştıkları kalite beklentilerini karşılayacak nitelikte olacağını söylemek doğru olacak.


ANT YAPI İNSAN VE YAŞAM DERGİSİ 


Geri Dön