Magazin

Apartman mimarîsinde değişim

Ankara'dan İstanbul'a yola çıkanlar Türkiye'nin başka bir yerinde kolay kolay göremeyecekleri özgünlükte ve güzellikte apartmanlarla karşılaşıyor

Yahya Kemal'e milletvekilliği sırasında sormuşlar: "Üstat Ankara'nın nesini seversin?" Biraz düşündükten sonra meşhur cevabını vermiş: "İstanbul'a dönüşünü."  
 
Yahya Kemal sanki Ankara-İstanbul yolunun bugünkü halini görerek bu cevabı vermiş. Ankara'dan İstanbul'a yola çıkanlar Türkiye'nin başka bir yerinde kolay kolay göremeyecekleri özgünlükte ve güzellikte apartmanlarla karşılaşıyor. Yeni yapım lüks sitelerden çok farklı mimarî yapılar bunlar. Ankara'da sadece İstanbul yolu üzerinde değil, Konya yolu üzerinde de, Oran ve Çukurambar tarafında da özgün mimarî yapıları görmek mümkün. Sanki sihirli bir el Ankaralı mimarların başına dokunmuş da ilham gelmiş ve harikalar tasarlar olmuşlar. Başkent'te Türk mimarî anlayışının değiştiğini gösterecek nitelikte binaların sayısı giderek artıyor.

Her daireye bir asansör

Ankara'da daha özgün binalar yapıldığı için dikkatleri çekiyor ama Türkiye genelinde de bir mimarî değişim yaşanıyor denilebilir. İstanbul, Kocaeli, Adana ve Konya gibi yeni konutların yapıldığı, gelişen illerin hemen hemen hepsinde apartman mimarîsi farklılaşıyor. Bir kere dar mutfakların, yamuk yumuk odaların yerini daha planlı, kullanışlı odalar aldı. Hatta hizmette sınır tanımayan bazı apartmanlarda her dairenin kendi asansörü bulunuyor. Evin içine kadar asansörle girilebiliyor. Yeni nesil apartmanların elektronik kilitleri, uzaktan kumandalı otoparkları kadar dikkat çekici bir özelliği de dış görünüşleri.

Dr. Mimar Sinan Genim, mimarî anlayış olarak yeni bir döneme girdiğimizi söylüyor. Doğru ya, tek katlı köy evlerinden ve yalılardan klasik apartman dairelerine taşındık. Sonra sokak aralarındaki apartman dairelerinden şehir dışındaki sitelere heves ettik. Doğu Bloku ülkelerindeki büyük beton yapılara benzeyen, birbirinin aynısı yüksek katlı, küçük camlı, küçük balkonlu, parklı bahçeli sitelere... Şimdi ise üçüncü konut devrimi başladı. Her biri, mimarının sanatını konuşturduğu özgün binalar devrine girmiş bulunuyoruz. Genim, yeni dönemi rekabetin başlattığını düşünüyor. Çünkü eskiden tekdüze beton binalar karaborsaydı, alternatif yoktu. Ne yapılırsa yapılsın satılıyordu. Şimdi büyük inşaat grupları çok sayıda konut yapıyor. İnsanların seçme şansı var. Hal böyle olunca daha güzeli, daha iyisi, daha genişi tercih ediliyor. Rekabet, yeni konut yapacak olan müteahhitlerin ve mimarların daha özenli, özgün işler çıkartmasına sebep oldu.

Ankara'daki özgün binalara imza atan mimarlardan biri de Ali Hakkan. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi olan Hakkan, "Artık mimarlar yeni malzemeler araştırıyor, yeni tasarımlar üzerine çalışıyor." diyor. Apartman mimarîsinde yaşanan bu değişimin bir sebebinin ekonomik seviyenin artması olduğunu söylüyor. Diğer bir sebebi ise görgü ve beklentilerin gelişmesi. Hakkan'a göre en önemli sebep ise mimarların yönetmelik ve yasalarla daha az kısıtlanması. Ankara'da Oran, Çayyolu, Ümitköy, Konya ve Eskişehir yolu üzerindeki mahallelerde yönetmelikler daha esnek, arsalar daha geniş. Yoksa Başkent'in Parseller, Ayrancı, Küçükesat semtlerinde olduğu gibi birbirinin aynı beton yapılar yapılırdı.

Mimar Aydın Özdemir, Ankara'da apartman mimarîsinin değişmesinde milletvekillerinin ve zenginlerin payının olduğunu düşünüyor. Çünkü yeni mimarî anlayışa göre yapılan binalarda genellikle kalburüstü isimler oturuyor. Cumhuriyet devrinin bu zamana kadar kendi mimarî anlayışını oluşturamadığına dikkat çeken Özdemir, konut mimarîsinde son 5-6 yılda yaşanan gelişmelerin umut vaat ettiğini vurguluyor.

Apartman mimarîsini değiştiren önemli bir unsur da müteahhitlerin değişmesi. Bazı mimarların deyimiyle gelişmesi. Eskiden müteahhitlerin çoğu mimarlarla bile çalışmazdı. Gerek duymazdı. Çalışsa da yasa gereği olduğu için çok dikkate almazdı. Artık mimarlarla ekip mantığıyla çalışıyorlar. Çünkü müşteriler, ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap veren me-kânları tercih ediyor.

***

Dış cepheler yenileniyor

Yeni yapılan binaların mimarî yapısı değişiyor ve ihtiyaçlara göre şekilleniyor da eskiler ne alemde? Onlar da kendisine çekidüzen veriyor. Mesela içleri yenileniyor. Banyo-tuvaletler, mutfaklar yeni malzemelerle iyileştiriliyor. Her şeyden önemlisi dış cepheler yenileniyor. Bunda ısı yalıtım sistemlerinin büyük payı var. Birkaç yıl öncesine kadar özellikle İstanbul sıvasız, çatısız binalarla doluydu. Şimdi ise binalara sıva yapılmakla yetinilmiyor, ısı yalıtımı döşeniyor. Sonra da zevke göre dış cepheler elden geçiriliyor. Bu sayede yeni ve modern bir görünüme kavuşuyor. Sadece İstanbul'da şu sıralar binlerce binada dış cephe yenileme çalışması var. Dış cephe yenilemek dairelerin de değerini artırıyor, apartman sakinlerinin itibarını da... Çünkü dip dibe, birbirinin aynısı apartmanlarla dolu sokakta gerek görünüm, gerekse kullanım açısından en güzeli onlar oluyor.

***

Mimarî değişim neler getirdi?

Klasik eğimli çatıların yerini çatı katı odalar aldı.

Balkonlar daha geniş ve kullanışlı.

Demirliklerin yerine cam korkuluklar yapılıyor.

Köşeli yapı yerini yuvarlak hatlara bıraktı.

Mutfaklar daha geniş, pencereler de büyük. 
Zaman/Gülizar Baki