Apartman ve site yöneticilerinin sektöre etkisi!
Apartman ve site yöneticileri gayrimenkul sektörünü yakından etkiliyor. İşte Özgür Demirci'nşn ''Apartman Ve Site Yöneticiliğine Giriş'' konulu yazısı...
Çanakkale Kalem Gazetesi yazarı Özgür Demirci bugünkü yazısında apartman ve site yöneticilerinin sektördeki etkisini anlattı. İşte o haber...
Geldik sektörümüzdeki eğlenceli ve bir o kadar da rahatsız edici konulardan birine daha. Apartman ve site yöneticilerinin bizim sektöründeki etkisine bir bakalım derim. Lafımız işini layığıyla ve kendi sınırları içerisinde profesyonelce yapanlara değil elbet. Lafımız işine gerekenden daha fazla anlamlar yükleyip gayrimenkul danışmanlarının hakkına girip, emeklerini çalmaya yeltenirken de yan cebini açıp para bekleyen fırsatçı yönetici cenahına. Bu da aslında bizim ülkemizin problemi; her fırsatı kul hakkına girme pahasına paraya çevirmeye çalışırken yapılan ahlaksızlığı normalleştirerek yapanın kendisini bir melek gibi görebilmesi ve etrafındakilere anlatabilmesi.
Bu problemli yöneticiler benim gördüğüm kadarıyla 2’ye ayrılıyorlar. İlk grup tek bloklu apartmanların yöneticileri, genelde 14-16 daireye kadar kontrol ettikleri bir alana sahipler. İkinci grup ise site yöneticileri ki belediye başkanından sonra geldiklerini düşündüklerinden saygıda asla ve asla kusur edilmemesi gereken gruptur. Sitenin büyüklüğü ve yaşayan profili yöneticinin egosuyla doğru orantılıdır. 450 dairelik bir sitenin yöneticisini 40 dairelik bir site yöneticisi ile yanlışlıkla kıyaslamaya falan kalkarsanız ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalabilirsiniz.
İlk grup yöneticiler daha çok hayır duası ile çalışan bir mekanizmaya sahiptirler; tabi hayır duası yanında ufak hediyeler veya maddi bir jest çok makbule geçer. Babacan, problem çözmeye uğraşan, herkese ama herkese yardımcı olmak için canla başla koşturuyor gibi görünürler ve emlakçıyı aradan çıkarmaya çalışan biri kapılarını çaldığında hemen işe koyulurlar. Biraz sohbet, biraz kendisini övme, sonra emlakçıyı aradan çıkarmaya çalışan ile beraber gayrimenkul sektörünü yerme ve en sonunda hiçbir beklentisi olmadığını söyleyerek o gayrimenkul danışmanının aylardır koşturduğu, emek ve para harcadığı dairenin sahibinin telefonunu kapıdaki ahlaksıza verme sırasında ilerleyen bir süreç yaşanır. Bunun yaparken kapısını çalıp, gayrimenkul danışmanını aradan çıkarmak için mal sahibinin telefonunu isteyen şahsa kendince yardım ediyordur. Hırsıza, ahlaksıza el uzatıyordur da diyebiliriz ama bilerek ama bilmeyerek, çoğu zaman da sonuna kadar yaptığının farkında olarak. Yapması gereken çok basittir oysa; hırsızlık için kapısını çalan kişiyi ilgili danışmana yönlendirmek ve yaptığının yanlış olduğunu karşısındakine söylemek…
İkinci grup yöneticiler ise direk para ve ego ile çalışırlar. Hele şöyle havuzlu, sosyal donatılı, 5-6 ve hatta mümkünse 10-15 bloklu prestijli bir sitede kendisine ait bir odası ve hatta bir de asistanı falan varsa bu işler çok daha organize işler. Kendisine para kazandıracak emlakçıları bulur önce bunlar, her işlemde ne para alacaklarını konuşurlar ve bunu yaparken emlakçıya lütuf yaparmışçasına davranırlar, sitede herhangi bir kiralık ya da satılık çıktığında hemen mal sahibini arayıp tuzağa çekmeye uğraşırlar kendi emlakçılarına yönlendirmek için. Sistem böyle ilerlediğinde mutludurlar, yöneticiliğin hakkını veriyorlardır ve her işlemde zarf içinde paraları geliyordur bazen 300 TL, bazen 3.000 TL. Ama günün birinde hiç bilmedikleri, tanımadıkları ve kendi tezgahının parçası olmayan bir gayrimenkul danışmanı onun krallığına bir tabela astığında işler karışır. Beraber iş tuttukları emlakçılara gücünü ispatlaması gerekir, himayesindekilere güçsüz gözükmemelidir. Mal sahibine telefonlar, gayrimenkul danışmanını kötülemeler, kendi çalıştığı danışmanı övmeler derken ortalık bir anda toz duman olur. Sebep? Çünkü haşmet-meab hazretlerinin otoritesi tehlikeye düşmüştür. Siteyi layıkıyla yönetmek dururken oturup bunlara kafa yormaya takılmaz da Z Blok Daire 5’e asılan tabelaya takılır. İlk gruptaki yöneticiler gibi de değildirler. Doğru ile yanlışı ayırmak bir yana yaptıklarının doğru olduğuna o denli inanmıştırlar ki yaptıklarının emek hırsızlığı ve elbette her zaman adlandırdığımız gibi ahlaksızlık olduğunu kabul ettirmek sabahtan akşama anlatsanız dahi mümkün değildir. Orası onun krallığıdır ve o krallık içindeki uçan kuştan, asılan kiralık tabelasına kadar her şey ama her şey onun onayına sunulduktan sonra gerçekleşmelidir.
Daha önce dediğim gibi yaptığımız işe farklı anlamlar yükleyip olması gerekenden daha fazla ciddiye almadığımızda çok eğlenceli bir sektördür gayrimenkul. Zararlı olanlardan uzaklaşıp, yararlı olanlarla yol arkadaşlığı yaptığımızda ise çok keyiflidir.