Araplar İstanbul'un ticari gayrimenkul fırsatlarının peşinde!
İstanbul dünya gayrimenkul piyasasının yıldızı… Değişik yabancı araştırma şirketlerinin anketlerinde, değerlendirme raporlarında ilk sıralarda...
Yabancıların gözü, İstanbul konut piyasasında olduğu gibi aynı zamanda Ticari gayrimenkul piyasasında da… Otel, ofis, sanayi, depo, lojistik alanlarında Ticari Gayrimenkullere ilgi nedeniyle İstanbul dikine büyüyecektir…
İstanbul’un finans merkezi olması, Asya ve Avrupa’dan birçok yabancı şirketin İstanbul’a yönelmesi, İstanbul ofis, otel, lojistik ve perakende piyasasını canlandırıyor. ..Dünyada aynı anda en fazla otel inşaatının yapıldığı şehir oldu İstanbul. Araplar özellikle Ataşehir’de kira getirisi olan ofislerin peşinde… Ürdün, Lübnan, Kuveyt, Suudi Arabistan, Irak gibi ülkelerin büyük şirketleri dışında küçük tüccarları da İstanbul’da kira getirisi olan dükkan arayışında. Bunların çoğu da kendileri veya çocuklarının İstanbul’da ticaret yapmasını istiyorlar…
Yaklaşık üç yıl önce Dubai merkezli bir şirket yetkilisi ile yaptığımız bir sohbette Mersin’den Mısır’a Ro-Ro seferi için gemi aldıklarını söylemişti. Merkezimiz Dubai ama aslında Suudi Arabistan kökenliyiz demişti. Türkiye’deki ihracatçının malını yerinden alıp, Mısır, Libya, Sudan gibi ülkelere teslim edeceklerini söylediler. Ve bu şirket 2012 Nisan ayında seferlerine başladı… 10 gün öncede Kuveytli bir şirket, İstanbul’un her iki yakasında depo için yer aradıklarını söylediler. Ne yapacaksınız depoyu dediğimde, depoculuk yapacaklarını söylediler…
Azerbaycan’da sağlık sektöründe yatırımları olan bir arkadaşım telefon ederek, arkadaşı olan bir Azeri vatandaşının İstanbul’da Taksim veya Sultanahmet’te 5 milyon dolar civarında otel aradıklarını ancak aslında sonrasında ayırdıkları bütçenin 100 milyon dolar olduğunu söyledi. Kırgızistan kökenli bir şirketin Alman avukatı gelerek, Taksim’de otel olabilecek bina aradıklarını söyledi… Mısırlı bir şirket, en az 200 adet gıda/restaurant markası ile bir “food center” açmak için çalıştıklarını söyledi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Yabancılar İstanbul’un sunduğu ekonomik fırsatları değerlendirmek için neredeyse sokak sokak dolaşıyorlar…
İstanbul’un 1980’lerdeki finans merkezi Eminönü idi.. Şimdi ise Ataşehir ve Maslak.. Eminönü hala klasik finansçıların merkezi… Laleli, Osmanbey, Merter, Kapalıçarşı gibi günlük nakit akışının yüksek olduğu piyasalar ise özel bir kategoride… Mağaza ve dükkanlar iyi bir hava parası ile devrediliyor. Osmanbey’de tekstilci bir dostuma 2003 yılında bir bina alması konusunda fikir vermiştim. O zaman 640.000 TL’ye bir bina aldı. 2010 yılında işler nasıl diye sorduğumda, tekstilde geriye gittik ama binada ileriye gittik dedi. 640.000 TL’ye aldıkları binaya 3 milyon dolar teklif etmişler. Kapalıçarşı, Osmanbey, Laleli, Merter gibi yerlerdeki şirketler genelde “tek-adam”şirketidir. Baba vefat ederse çocuklar şirketi sürdüremez. Esnaf/tüccar bunun farkında olduğu için birikimlerini gayrimenkulde değerlendirir.
2004 yılında bir Alman Vakfının 7 kişilik ekibi ziyaretime gelmişti. Bunlar, Laleli’yi incelemek için Avrupa Birliğinden 2 milyon dolarlık bir bütçe almışlar. Amaçları, her sabah 60 farklı ülkeden gelen yabancıların ticaret yaptığı Laleli modelini Avrupa’da nasıl uygulayabileceklerini araştırmak… Laleli’deki araştırmalarını bitirmişlerdi ve çok şaşkınlardı. Söyledikleri “Biz böyle bir ticaret merkezi görmedik, orada devlet yok, kendi kendine oluşmuş ve kendi kendine giden bir piyasa var, tuvalete gidecek yer bulamadık, ekipteki sarışın kızlara çok laf attılar, yaptığı işin farkında olan fazla insan yok, araştırmayı boş verin Almanya’ya tekstil satıp birlikte para kazanalım…” gibi yaklaşımları olmuş Laleli esnafının.
Haklılar, Laleli’de kendi kendine giden bir piyasa var. Normalde 60 ülkeden gelen, birbirinden farklı kültürlerden olan bu insanlara Lalelide gece kulübünden başka sunulan bir şey yok. Sinema, tiyatro, kültürel faaliyetler, bilgilendirme vs hiçbirşey yok. Laleli’ye gelen tüccarlarla kültürel faaliyet adına gece kulübü tellalları muhatap olmakta…. İstanbul finans merkezi olurken, Laleli, Osmanbey, Kapalıçarşı, Merter gibi eski ama etkin piyasaların da kurumsallaşması için çalışma yapılması gerekir.
İstanbul’un sanayi bölgeleri artık şehir merkezinde kaldı. Birçok bölgede konut alanları ile sanayi bölgeleri yan yana. Önümüzdeki yıllarda bir kentsel dönüşümün sanayi bölgelerinde de yapılması kaçınılmazdır. Üretimden para kazanamayan sanayici endişe etmesin, fabrikasının arsası para kazanmaya devam ediyor…
İstanbul Ticari Gayrimenkul piyasası, başta otel ve ofis alanında dikine büyümek zorunda. Çünkü oteller de, ofisler de şehrin merkezi bölgelerinde daha değerli… Ama şehir merkezlerinde arsa yok… İstanbul’un dikine büyüme sürecinin ne kadar hızlı yükseldiğini hep beraber göreceğiz..
Saygılarımla,
Abdullah Çiftçi