Arter Eylül'de kapılarını açıyor!
2010 yılında açılan Arter Dolapdere'deki yeni binasına taşındı.Tamamı Vehbi Koç Vakfı tarafından karşılanan bir yatırımla hayata geçirilen Arter, Eylül 2019’da kapılarını açmaya hazırlanıyor.
Vehbi Koç Vakfı’na bağlı bir kurum olarak 2010 yılında açılan Arter, Dolapdere’deki yeni binasına taşındı. Arter, Eylül'de kapılarını ziyaretçilerine açmayı hedefliyor. Arter’in İngiliz mimarlık ofisi Grimshaw Architects imzasını taşıyan yeni binası, şehrin önemli kültür yapıları arasında yerini almaya hazırlanıyor.
2013 yılında Arter’in yeni binasının tasarımı için düzenlenen yarışmayı birçok ülkede ödüllü projelere imza atan, dünyanın önde gelen mimarlık firmalarından Grimshaw Architects kazanmıştı. Tasarımına Grimshaw Architects liderliğinde Thornton Thomasetti, Max Fordham ve Neill Woodger Acoustics’in imza attığı binanın 2015 yılında başlayan inşaatı 2019’da tamamlandı.
Arter’in yeni binasının mimari projesi için sanatı keşfetmek, sanattan keyif almak, sanatla yakın ilişki kurabilmek üzere açıklık ve akışkanlık kavramlarından yola çıkıldı ve çok yönlü bir mekân oluşturuldu.
Ziyaretçilerine, şehirle olan bağlantılarını koparmaksızın farklı mekânsal ve sanatsal deneyimler sunan bina, keyifli vakit geçirmek için dinamik bir “mekânlar dizisi” olarak planlandı. Grimshaw Architects’ten Kirsten Lees, Arter’i şu ifadelerle tanımlıyor:
"İzleyicinin bakış açısına göre sürekli değişkenlik gösterebilen, çok katmanlı, iç içe geçmiş, disiplinler arası bir kamusal yapı. Müzenin zengin programı ise çeşitli sanat dalları arasında yeni sinerjilerin geliştirilmesi ve yaşatılmasının yanı sıra çağdaş sanatla fiziksel ve entelektüel ilişkilendirmelerin yapılmasıiçin yeni bir odak noktası olacaktır."
Güneşle etkileşimli dış cephe tasarımı
Arter toplamda 18.000 metrekare kapalı alana sahip. Arter’in ana fonksiyon alanları binanın kalbi durumundaki merkezi bir atriyum etrafında toplanıyor. Binada 6 kata yayılan 6 galeri ve teras yaklaşık 4.000 metrekarelik sergileme alanı var. Ayrıca, iki adet performans salonu bulunuyor.
Arter, yeşil alan, yükseltili havuzlar ve bankları içine alan peyzaj özellikleri taşıyor. Binanın cephesi, cam takviyeli betondan yapılmış düzlemlerden oluşuyor. 3 boyutlu dışbükey ve içbükey baklava biçimli panellerden oluşan düzlemler, el yapımı sırlı seramik yüzeylerle tamamlanıyor. Güneş gün boyu hareket ettikçe ışık ve gölge her bir düzlemin farklı yüzeylerinde toplanıyor ve seramik yüzeylerden gökyüzünü yansıtıyor. Uzaktan bakıldığında ise bina, yansıtıcı yüzeyler sayesinde zengin bir ışık, renk ve doku paleti şeklinde görülüyor.
Sevgi Gönül Oditoryumu, 168 kişilik kapasitesi ve teleskopik koltuk sistemiyle Arter’in film programı, konuşma ve söyleşilerin yanı sıra performans sanatından örneklere, “esnek zeminli” yapısı ve aynaya dönüşen duvar panelleriyle dans ve devinim çalışmalarına ve küçük akustik dinletilere de ev sahipliği yapabilecek. Tamamen esnek 332 kişilik bir oturma yapısına sahip tam teşekküllü bir “Black Box” olan Karbon ise en üst teknik özelliklerle donatılmış olmasının yanı sıra, salon içerisinden bakan seyircinin ilk bakışta göremeyeceği kadar ince, ancak üzerinde aynı anda 4 teknisyen taşıyacak kadar sağlam çelik gergi telleriyle dokunmuş kalıcı bir tavan sistemine sahip. Bu sistem sayesinde tavanda herhangi bir noktadan, herhangi bir açıyla ses ve ışık ekipmanı, dekor veya bir eser asmak mümkün olurken gösteriler arasındaki teknik değişiklikler de çok kısa bir zamanda yapılabiliyor. Her iki salonda da çift dil tercümeye olanak sağlayan simultane çeviri sistemi bulunuyor. Koltukların tamamen kaldırılabildiği “düz ayak” kullanımın da mümkün olabildiği salonlar, büyük ölçekli yerleştirmeler veya çok kanallı panaromik projeksiyon gerektiren projeler için de kullanılabilecek.