Genel

Artık silüeti bozan yapılar olmayacak!

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, Danıştay'ın Zeytinburnu'ndaki 16/9 binası hakkındaki yıkım kararı onayı ile çarpık kentleşmeye karşı hassasiyetini ortaya koyduğunu belirtti...

Yeni kurallarla artık şehirlerde silüet bozulmayacak ve yeni bir şehircilik anlayışı hakim olacak.



Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu  Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, Danıştay'ın Zeytinburnu'ndaki 16/9 binası  hakkındaki yıkım kararı onayı ile çarpık kentleşmeye karşı hassasiyetini ortaya  koyduğunu belirterek, "Yeni kurallarla artık şehirlerde silüet bozulmayacak ve  yeni bir şehircilik anlayışı hakim olacak" dedi. 

 

AA muhabirine 1985 yılından bu yana uygulanan kuralları değiştiren  Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğindeki değişiklikleri değerlendiren Öngören,  yönetmeliğin amacının fiziki, doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak ve  geliştirmek olduğunu söyledi. 

 

Öngören, yönetmeliğin ülke, bölge ve şehir düzeyinde sürdürülebilir  kalkınmayı desteklemeyi amaçladığını vurgulayarak, aynı zamanda yönetmeliğin  yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak üzere hazırlanan,  arazi kullanım ile yapılaşma kararları getiren mekansal planların  uygulanmasına  ilişkin esasları da belirlediğini söyledi. 

 

Yönetmelikle getirilen en önemli değişikliğin imar planları yapılırken  halka sorulması olduğuna dikkati çeken Öngören, "Aynen ÇED raporu gibi ilgili  bölgede yaşayanlar imar planlarının yapım sürecine katılacaklar. Yönetmelikle  getirilen diğer değişiklikleri de şu şekilde sıralayabiliriz; alışveriş   merkezlerinin şehir dışına çıkarılmasının yasal altyapısı oluşturuldu. Planlı ve  sağlıklı gelişimin sağlanması için, alışveriş merkezleri, sanayi, depolama,  lojistik bölgeler gibi büyük alan kullanımına sahip alanların yer seçiminde,  nüfus ve yapı yoğunlukları, ulaşım sistemi açısından analiz çalışmaları  yapılacak, bu çalışmalar değerlendirilerek alışveriş merkezlerinin yerini  belirleyen planlar hazırlanacak" diye konuştu. 

 

Öngören, turizm merkezlerinde otopark, ulaşım ve altyapı  yetersizliğine son verileceğini vurgulayarak, yazlık olarak oturulan konut  alanlarında nüfusun gelecekte sürekli yerleşeceği varsayılarak gerekli ulaşım,  hastane okul, sağlık ve kültür merkezleri gibi sosyal ve teknik altyapı alanları  ile ihtiyaca karşılık gelecek otopark alanlarının ayrılmasının zorunlu hale  geldiğini belirtti. 

 

Okula, Hastaneye, parka veya kültür merkezine ulaşımın kolaylaşacağına  vurgu yapan Öngören, sözlerini şöyle sürdürdü: 

 

"Her eve 250 metre mesafede bir cami olacak. İmar planlarında her  türlü ihtiyaç mahallede ve yürüme mesafesinde karşılanacak. Yeni imar  planlarında, çocuk bahçesi, Oyun alanı, açık semt spor alanı, aile sağlık  merkezi, kreş, anaokulu ve ilkokul fonksiyonları konut alanlarına takriben 500  metre, ortaokullar takriben 1000 metre, liseler ise takriben 2 bin 500 metre  mesafe olacak şekilde ve yaya olarak ulaşılması mümkün şekilde yapılacak. İmar  planlarında ticaret+konut, ticaret+turizm+konut, turizm+ticaret karma kullanım  alanlarında konut kullanımına da yer verilmesi halinde konutların kullanımı için  okul, hastane, yaşlılar bakım evi, kültür merkezi ve yeşil alan ayrılacak." 

 

Öngören, planlarda konut kullanım oranının belirtilmediği hallerde en  fazla inşaatın yüzde 30'u kadar konut yapılabileceğini dile getirerek, "Özel  şahısların ve şirketlerin arsaları imar planlarında okul, hastahane, bakım evi,  kültür merkezi  ve yeşil alanları olarak belirlenmişse bu arsalara konut, işyeri  gibi inşaat yapımı zorlaştırıldı" dedi. 

 

 Yeni yönetmelikle yayalaştırmanın yaygınlaştırıldığını, ana yolların  yanına bisiklet yolları yapılması, toplu taşıma istasyonlarının etrafında otopark  alanı ayrılması kuralı getirildiğini dile getiren Öngören, bisikletlilere özel  yollar ayrılacağını ve otoparkların çoğalacağını söyledi. 

 

 "Silüeti bozmak engellendi" 

 

Danıştayın silüet konusundaki son kararına da değinenen Öngören, yeni  yönetmelikle yüksek bina yapmanın zorlaştırıldığını ve silüeti bozmanın  engellendiğini kaydetti. 

 

  

 Yüksek bina yapmak amacıyla emsal veya kat artışına yönelik plan  değişiklikleri için bölgenin dokusu, kimliği ve silüetine uygun olması şartı  getirildiğini anlatan Öngören, "Hatırlarsınız TMSF'den satın alınan İstanbul  Zeytinburnu'ndaki arsa üzerinde inşa edilen 16/9 kulelerinin ilk plan çalışması  2008'de yapıldı. Bir emsal olan imar hakkı 2,5 emsale çıkarıldı. 

 

Binalar  yükselirken 2011'de imar planı iptali ve yıkım davası açıldı. Geçen yıl İstanbul  4'üncü İdare Mahkemesi tarafından bu binaya ilişkin imar planlarının iptal  edilmesi kararlaştırıldı. Planı iptal edilen gökdelenlerin yıkım kararı alınarak  silueti bozan kısımların da yıkılması istendi. Bildiğiniz gibi birkaç gün önce  Danıştay, Zeytinburnundaki 16/9 kuleleri için İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nin  'tarihi silüeti bozan kısmın yıkımı' kararına ilişkin İstanbul Büyükşehir ve  Zeytinburnu Belediyesi'nce yapılan itirazı reddederek, yerel mahkemenin verdiği  kararı onadı. Artık böyle binalar yapma olanağı pek kalmadı" ifadesini kullandı. 

 

  

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, 1999 depremi ve 2011 Van depremi  ile ortaya çıkan can ve mal kaybını önlemek için kentsel dönüşümü devreye  soktuğunu hatırlatan Öngören, bakanlığın çarpık kentleşmenin önlenmesi için  başlattığı "inşaat ve imar kurallarının değiştirilmesi" çalışmasını da artık  tamamlanma aşamasına geldiğini söyledi. 

 

  

Danıştay'ın da en son Zeytinburnu'ndaki 16/9 binası hakkındaki yıkım  kararı onayı ile çarpık kentleşmeye karşı hassasiyetini ortaya koyduğunu  vurgulayan Öngören, "Çarpık kentleşme aleyhine oluşan bu olumlu ortamda Mekansal  Planlar Yapım Yönetmeliğini, Mecliste yapılacak İmar Kanunu değişikliği takip  edecek. Yeni kurallarla artık şehirlerde silüet bozulmayacak ve yeni bir  şehircilik anlayışı hakim olacak" değerlendirmesinde bulundu. 


Milliyet