Asaf Halet Çelebi'nin köşkü yeniden yapılıyor
Asaf Halet Çelebi'nin Beylerbeyi sırtlarındaki dillere destan köşkü, yeniden yapılıyor
Türk şiirinin ustalarından Asaf Halet Çelebi'nin dostlarına verdiği akşam davetleri, bahçesine özenle kurduğu yemek masalarıyla ünlü, Beylerbeyi sırtlarındaki dillere destan köşkü, yeniden yapılıyor. Hissedarlarından tanınmış ceza hukuku avukatı Prof. Dr. Ahmet Gökcen'in gayretleriyle ihya edilmeye başlanan köşkte şairin eserlerinin, fotoğraf ve eşyalarının sergilendiği özel bir bölüm de oluşturulacak.
15 Ekim 1958'de kaybettiğimiz şair Asaf Halet Çelebi ile aynı zamanda dayısının kızı olan eşi Nermin Çelebiler, 1945 yılında evlendiklerinde, Beylerbeyi sırtlarında bir köşke yerleşirler. Burası, 22 dönümlük bahçe içinde kurulu, masallardakini andıran, Boğaz'a nazır bir köşktür. İki yıl önce vefat eden Nermin Hanım, kendisine 'çatı', eşine 'ilham' olan köşk için 'İrem bahçesi gibiydi.' diyordu. Bu ifadesiyle laleler, sümbüller, bin bir türlü çiçek ve meyve ağaçlarıyla dolu cennetten bir köşeyi tarif ediyordu sanki. Nermin Hanım, baharda dostlarına verdiği akşam davetlerini, bahçeye özenle kurduğu yemek masalarını da gözleri dolarak anlatıyordu. 52 yaşındayken bu evde ölen ve Sütlüce Mezarlığı'na defnedilen Asaf Halet Çelebi'nin, 'İbrahim' ve 'Om Mani Padme Hum' gibi olgunluk dönemi şiirlerini burada yazdığı biliniyor. Evin tapudaki adresi, 'Üsküdar ilçesi, Beylerbeyi Mahallesi 1702 ada, 174 parsel. Mehmet Said'in oğlu Asaf Halet Çelebi oturduğu Hasip Paşa Köşkü' diye geçiyor. Şimdi yerinde yeller esen köşk, SMA Danışmanlık şirketi tarafından yeniden yapılarak ayağa kaldırılıyor.
2008 yılında kurulan SMA Danışmanlık, kültür, edebiyat ve tarih konularında araştırmalar yapan ve bu yöndeki çalışmaları desteklemek amacı taşıyan özel bir şirket. Asaf Halet Çelebi köşkünün restorasyonu da ilk projeleri. Arazinin şu anda iki hissedarı var ve İstanbul'da yaşıyorlar. Hissedarlardan biri, köşkü yeniden ayağa kaldırmaya çalışan Türkiye'nin önemli ceza hukuku avukatlarından Prof. Dr. Ahmet Gökcen. Evin orijinal fotoğrafını bulmak için birkaç yıldır uğraştığını söyleyen Gökçen ve yakın arkadaşı Mustafa Güçlü, Asaf Halet Çelebi'nin akrabalarıyla da görüşmüş. Nihayetinde, köşkün Ortaköy'den çekilen bir fotoğrafını bulmuşlar. Gökcen, "Amacımız, kültür ve edebiyat konularında çalışmalar yapan insanların hatırasını canlandırmak, hem tarihimize hem de kültürümüze katkıda bulunmak. Bu köşk, Asaf Halet Çelebi'nin yaşadığı yer olduğu için ihya etmeyi arzu ettik. Tapusunda köşk olduğu şerh edilmiş. Ama aldığımızda hiçbir şey yoktu. Sadece şaire ait olduğunu biliyorduk. Havadan ve Boğaz'dan çekilen bazı fotoğraflara ulaştık. Orijinaline yakın bir şekilde restore etmek istiyoruz." diyor.
Ahmet Gökcen, Osmanlı-Türk mimarisine olan düşkünlükleri sebebiyle burayı almaya karar verdiklerini söylüyor. Arazinin önceki sahipleri Ermeni bir aileymiş. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun izniyle bir arkeolog kontrolünde yapılan kazı sonucunda köşkün temelleri, mutfağı, sahanlığı, merdivenleri, cumbası ortaya çıkarılmış. Gökcen, "Kazıyı yöneten arkeolog ve mimarlar, Boğaz'da bu kadar net bir şekilde bir binanın ortaya çıkmasını az rastlanan bir durum olarak görüyor. Tarihi özellikleri bakımından 1850-60'lı yıllarda yapılmış bir bina olduğu değerlendiriliyor. Arkeolog, raporunu kurula verdi." diyor. Bundan sonraki safhada, temellerine ve mevcut yapısına göre projelendirilecek ve kurulun onayından geçtikten sonra köşk yeniden inşa edilecek. Restorasyonu bittiğinde şairin eserlerinin, fotoğraflar ve eşyalarının sergilendiği özel bir bölüm oluşturulacak.
'Modern gelenekçi'
Münevver Ayaşlı'nın "Büyük ve zarif şairimizin derin ve mistik bir ruhu vardı. Yalnız İslam tasavvufuna değil, bütün şark, Asya ve uzak Şark mistiğine derin bir vukufu vardı." diye anlattığı Asaf Halet Çelebi, gençliğinde gazeller ve rubailer yazarken, daha sonra modernist bir şiir anlayışını benimseyerek Türk şiirinde "modern gelenekçi" tavrın temsilcisi oldu. Şiirlerini He, Lâmelif ve Om Mani Padme Hum adlı kitaplarında toplayan ve pek çok telif eseri ile tercümeleri bulunan Çelebi, 1958 yılında dünyaya veda etti.
Sevinç Özarslan / Zaman