Aşırı konut harcamaları, önce mutluluk sonra felaket getiriyor!
Dünya Gazetesi'nden Ömer Faruk Çolak bugünkü yazısında Barry Eichengreen’in “Aynalı Salon” adlı kitabın konut harcamaları ve kriz ilişkisi üzerine yazılan bölümlerini konu aldı. İşte o yazı...
Dünya Gazetesi'nden Ömer Faruk Çolak bugünkü yazısında Barry Eichengreen’in “Aynalı Salon” adlı kitabın konut harcamaları ve kriz ilişkisi üzerine yazılan bölümlerini konu aldı. İşte o yazı...
TUİK, GSYH’nin hesaplama yöntemini değiştirip, inşaat/konut sektörü ve askeri harcamalar sayesinde Türkiye’yi dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerin yanına yerleştirince, aklıma Barry Eichengreen’in “Aynalı Salon” kitabı geldi. Kitabın konut harcamaları ve kriz ilişkisi üzerine yazılan bölümleri ülkemize de ışık tutacak nitelikte. Kitaptan uzun bir alıntı yapıyorum.
Konut fiyatları İrlanda'da yüzde 260 artmıştı
“Yüzyıl dönümünde bir konut patlaması yaşayan tek ülke ABD değildi. Konu konut piyasası aşırılıkları olduğunda kimse İrlanda ve İspanya’nın eline su dökemezdi. ABD’de konut gayrimenkul fiyatları 1997 ile 2006 yılları arasında yüzde 125 oranında artmıştı ama bu rakam aynı oranın yüzde 175’e çıktığı İspanya ve yüzde 260 gibi olağanüstü bir yükselişin yaşandığı İrlanda’ya kıyasla, çocuk oyuncağı gibiydi. 2005’de sonlanan on yıl içinde, pastoral kırlarının silinmez izleri William Butler Yeats tarafından son derece güçlü ve etkileyici bir biçimde yüceltilmiş, sadece 4.5 milyon kişinin yaşadığı bir ülke, İrlanda’da 550.000 ev inşa edildi.
Yol açtığı sonuçlar aynı olsa bile, nedenler farklıydı. Ne İspanya ne de İrlanda’da kayda değer ölçüde konut ipoteği menkulleştirmesine tanık olundu. Her ikisinde de Freddie Mac ve Fannie Mae gibi devlet destekli ipotek aracılığı yüklenici kurumlar yoktu. İrlanda’da konut patlaması, bunun yerine, ekonomik başarının planlanmamış üvey evladı olarak doğdu.
…..İspanya’da ise konut inşaatındaki patlamayı, kısmen, daha güneşli iklimlerde tatil evi satın alan ve 1920’li yıllarda Florida’yı cazip bulan New Englandlılar'dan pek bir farkı olmayan, Kuzey Avrupalılar harekete geçirdi. Ne var ki, ülkenin büyük şehirlerinin banliyölerindeki yerli aileleri hedefleyen ve Madrid’in hemen kuzeyindeki Ciudad Valdeluz gibi, bazıları balonun patlamasından sonra hayalet şehir haline gelen çok ürünlü inşaat projeleri, bununla açıklanamaz. Bu konuda her türlü övgü, İspanya bankaları, özellikle de bölgesel tasarruf bankaları, caja’ların açtığı cömert kredilere aitti.
Banka kredilerinin rolü önemli
Banka kredilerinin rolü, İspanya ve İrlanda’nın ABD ile paylaştığı ana unsuru işaret eder, yani büyük miktarlarda ucuz finansmanı emlak sektörüne pompalayan muazzam bir kredi patlamasını. Fark, bu kredinin kaynağıydı. ABD’de söz konusu kredi patlaması, gevşek para politikalarıyla küresel dengesizliklerin yardım ve yataklık ettiği serbestleşme ve menkulleştirme süreçlerinin bir sonucuydu. İrlanda’da, İspanya’da ve Güney Avrupa’nın büyük bir bölümünde ise bunun yerine Euro yönlendirdi süreci.”
Görüldüğü üzere aşırı konut harcaması önce mutluluk sonra felaket getiriyor. TUİK sabit fiyatla GSYH hesaplama yerine getirdiği endeks yönteminde konut harcamaları yüksek diyerek ağırlığını fazla tuttu, bu sayede de büyüme oranını yukarı çekti. Ancak yakın dönemde olası gözüken konut harcaması düşüşünde GSYH oluşacak geri gidişi düşünmemiş olacak. Eğer o zaman da yeni bir yöntem değişikliğine gitmez ise TUİK’in bu kabulünden dolayı GSYH’da şok düşüşler yaşayacağız.
Konu konut olunca hemen hemen tüm ülkelerde kural dışı davranışlar gelişiyor. Barry Eichengreen “Aynalı Salon’da” bunları güzel örnekliyor. Ancak kitapta sadece konut sektörünün nasıl krize neden olduğu anlatılmıyor. Krizlerin nasıl yönetilemediğini de anlatılıyor. Bence kitabın tamamını okumanız faydalı olur. Ne de olsa krizlerle yatıp, kalkılan bir ülkede yaşıyoruz
Dünya