Kent Haberleri

Assos’taki otel inşaatında son durum!

Tarihi Assos antik kentinin olduğu bölgede Bodrum artı iki kattan oluşan betonarme bina yükselmeye başlayınca, antik kentin tarihi dokusuna zarar verdiği iddia edilerek tepkiler de yükseldi.

Ünlü mimar Turgut Alton tarafından hayata geçirilen otel inşaatına yönelik protesto gösterisi düzenlendi. Otel inşaatı tüm izinleri bulunmasına karşın tepkiler üzerine mühürlenerek ikinci kez durduruldu. İnşaat sahibi mimar Alton hem de eleştiri getiren yöre halkının birleştiği nokta ise Koruma Kurulu’na tepki göstermek oldu.


Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’ne bağlı Behramkale Köyü’nde (Assos), betonarme otel inşaatıyla gündeme geldi.


Behramkale Köyü’nde kızı Oya Ece Alton’un işlettiği Assos Alarga Otele ek olarak düşündüğü inşaata, geçen yıl kasım ayında başlayan Türkiye’nin ünlü mimarlarından Turgut Alton, aynı köyde yaşayan bazı kişilerin tepkisi nedeniyle büyük bir şok ile karşılaştı. 


Bodrum ve birinci kat kaba inşaatı tamamlanan otelin ilk çalışmaları Çanakkale Kültür Varlıkları’nı Koruma Bölge Kurulu’nun onayı ve İl Özel İdaresi’nin izniyle başlamıştı. Alton’un başı, ilk olarak bodrum katı nedeniyle yaptığı temel kazısı yüzünden ağrıdı. Müze Müdürlüğü yetkilileri, bu çalışma nedeniyle inşaatı durdurdu. Ardından engeller aşıldı, inşaat tekrar başladı. 


Behramkale Köyü’ndeki bazı çevrelerin inşaattan rahatsız olmasıyla ‘Change.org’ adlı sitede başlatılan imza kampanyası ve sosyal medyada yer alan haberler tepkilerin artmasına neden oldu. Tepkilere dayanamayan Koruma Kurulu, inşaatta projeye aykırı işlemler olduğunu gerekçe gösterdi. İl Özel İdaresi ise bir hafta önce inşaatı mühürleyip durdurdu.





“HUKUKEN HAKLARIMIZI ARAYACAĞIZ”


Süreçten söz eden Turgut Alton, İl Özel İdaresi’nden gelip, baktıklarını ve kusurlar bulduğunu anlatırken, şöyle dedi:


“Bize bir tebligat yaptılar. İnşaatın ruhsata uygun hale getirilmemesi halinde yıktırılacağı şeklinde tebligatta bulundular. Ben de, ‘Bulduğunuz kusur nedir, gösterin bana’ diye sordum. ‘Biz Anıtlara bildireceğiz’ diyorlar. Anıtlara gidiyorsun, ‘gelmedi bize’ diyorlar. Kurulun Müdürü 8 tane hata bulunduğunu söylüyor. Bu ayın sonunda toplanacak olan Kurul, benim bundan sonra ne yapacağıma karar verecek. ‘O zamana kadar sakın bir işlem yapma’ diyorlar. Benim avukatım da ‘bekleyelim’ diyor. Ben de bekliyorum. Yapacak bir şeyim yok. Politik bir şeyler söylemek istemiyorum. Ne diyeyim yani. Hukuki olarak benim yaptığım, ilk kez yaptığım bir iş değil. Bütün Kurullarla anlaşmalı olarak her yaptığım bina eninde sonunda Türkiye’ye bir kazanç oldu. Bunlar içerisinde Çırağan Sarayı var, Park Otel Swissotel, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi var, bunun gibi daha 50-60 tane Kurula giriş çıkmış projem var. Koç’un Müzesi var, Eczacıbaşı’nın Kültür Merkezi var. Bunlar hep kurul ile yapılan projeler. Kurul ile sürekli istişare ederek yaparız bunları. Her projede yeni revizyonlar çıkar, haber verilir. Kurul der ki; ‘Bir revizyon projesi verirsin. Biz de bakarız ona, uygunsa onaylarız.’ Böyle gelişir. Ben bu tipte ilişkiye alışkınım. Bu binanın kabasını bitirip, taş kaplamasını yapıp, ahşaplarını dışarıdan koyacaktım. Bu yıl içerisini yapamayacaktım zaten. Açamayacaktık, ama hiç değilse dışarıdan rezil gibi gözükmeyecekti. Bütün çabamız oydu. Köylülere, ‘Siz ne istemiyorsunuz diye sorduğum zaman, ‘Balkonları yapma’ abi dediler. ‘Peki’ dedim. Tam biz o gün beton döküyorduk, durun dedim. Yani anlaşmaya çalışıyoruz. Ben de bilmiyorum ne yapacağımızı. Kurul ne diyecek. Eğer Kurul benim aleyhime veya hukuka aykırı bir karar verirse, biz de hukuken hakkımızı arayacağız. Ama bu inşaatı bende aynen bu projedeki gibi yapmama kararındayım. Mademki fazla görüyorlar, balkonları yapmayacağım. Bodrumdaki diğer haklarımı elde etmeye çalışacağım. Şimdi bekliyoruz. Başka bir şey yapmaya da niyetimiz yok.”




Sözcü