Autoban Mimarlık iç ve dış tasarımı birlikte yapıyor!
Autoban Mimarlık'ın ortaklarından mimar Seyhan Özdemir, sosyal alanlar açmayı sevdiklerini belirtti
'Markalarla katolik evliliği yapıyoruz'
Otel, mağaza ve yaşam alanları tasarlayan Autoban'ın mimarı Seyhan Özdemir, The House Cafe ile başlayan süreçte markalarla oluşturdukları bağı 'Markalarla katolik nikahı kıyıyoruz " diyerek özetledi. NEF 138 projesi ile konut sektörüne de giren grup, hem dış hem de iç tasarımı birlikte yapabileceği projelerle ilgileniyor
The House Cafe, ardından onu otelciliğe taşıyan markası The House Hotel, Komşu Fırın, Macro Center, Anjelique gibi pek çok marka için yaşam alanı, mağaza ve otel tasarlayan Autoban Mimarlık'ın ortaklarından mimar Seyhan Özdemir, birlikte çalıştıkları markalarla birbirlerini beslediklerini söyleyerek, "Çalışacağımız markalar konusunda çok seçiciyiz. Aynı dili konuşmak istiyoruz. Markayı daha iyi anlamak için önce biz o markaların müşterisi olabiliyor muyuz ona bakıyoruz. Sonra aynı dili konuşabildiğimize inandığımız markalarla çalışıyoruz" diye konuştu. Özdemir, markalarla aralarında kurdukları uzun süreli ilişkiyi ise 'katolik evliliği'ne benzetiyor.
Amaç keyfili mekanlar yaratmak
Restoran, otel, AVM, cafe gibi sosyal yaşamın önde olduğu ticari projeler yapmaktan zevk aldıklarını belirten Özdemir, "Sosyal hayatı oluşturan ihtiyaçları keyifli bir ortamda karşılayan mekânlar yaratmaktan hoşlanıyoruz" diye konuşuyor. 'Bir cafe de yapıyoruz, bir süpermarket de... Ancak bizim yapmak istediğimiz şey yarattığımız mekânlarda alışveriş yapıp çıkmaktan çok, o vakti daha keyifli hale getirebilecek ve kalış süresini uzatacak mekanlar yaratmak" diyor.
St Petersburg'da otel yapıyor
The House Cafe için tasarladıkları mekânların beğenilmesinin ardından grubun otelcilikteki markası The House Hotel için Zenoviç Apartmanı'nı tasarladı. Ardından ise grubun Nişantaşı'nda eski Prada binasına yaptığı ikinci oteli geldi. Grup, The House Hotel zinciri ile birlikte şimdi de Ortaköy'deki Simon Kalfa binasını The House Hotel zincirinin üçüncü oteline dönüştürecek. Otel tasarımlarına ilk olarak Witt Otel ile başladıklarını ve bu tarzın beğenilmesinin ardından devamının geldiğini söyleyen Özdemir, "Biz sosyal alanlar yaratmayı seviyoruz. Oteller ise hem kafe hem bar hem oda gibi mekânlarıyla bizim tüm yapmak istediğimiz şeyleri tek bir ortamda bize sunan tasarımlar ortaya çıkarması açısından hoşumuza gidiyor" diyor. Yaptıkları otellerin referans oluşturmasının ardından Türk bir yatırımcı için St. Petersburg'da bir otel projesi hazırladıklarını da anlatıyor. Özdemir ayrıca Milano'da bir balık restoranı, Hong Kong'da ise İtalya restoranı yaptıklarını belirterek, yurtdışından çok ilginç projeler için teklif aldıklarını da söylüyor.
Sabah Emlak-Dilek Taş