Emlak Terimleri

Ayıplı konut dilekçe örneği!

Ayıplı konut dilekçesi ile, satın alınan konutun özellikleri belirtilerek, yapılan hatanın giderilmesi veya ödenen bedelden düşülmesi, veya iadesi istenebiliyor. Peki, ayıplı konut dilekçe nasıl yazılır? İşte ayıplı konut dilekçesi..

Ayıplı konut dilekçe örneği!

Tüketici Kanunu gereğince, ayıplar için malın tüketiciye tesliminden itibaren 30 gün içerisinde “ayıp ihbarının” yapılması gerekiyor. Ancak, “gizli ayıp” olarak nitelenebilecek ayıplarda (kullandıkça veya sonradan ortaya çıkan veya bir profesyonel örneğin bir inşaat mühendisi veya bir mimarın incelemesi ile bulunabilecek nitelikte ayıplar) zamanaşımı süresinin sonuna kadar dava açılabilmektedir. Ayıplı konutta zamanaşımı süresi 5 yıldır. 


Kendisine ayıplı konut teslim eden tüketiciler, durumu satıcıya iadeli taahhütlü mektup veya noter ihtarnamesi ile bildiriyor. Ayıplı konut dilekçesinde, satın alınan konutun özellikleri belirtilerek, yapılan hatanın giderilmesi veya ödenen bedelden düşülmesi, veya iadesi istenebiliyor.


İHTARNAME ÖRNEĞİ


İHTAR GÖNDERİLEN

MUHATAP    : ………………………………………………………

ADRESİ     :…………………………………………………………………………..


İHTARI GÖNDERENİN

ADI ve SOYADI       :……………………………………………………

ADRESİ         :…………………………………………………..


   

Firmanızdan ……/……/20…… tarihinde ……………………TL. bedelli ………………… …………………………………….konutu satın aldım.Ancak aldığım konutun ……………………………… hataları ve eksikleri nedeni ile ayıplı olmasından dolayı yararlanamadım. Bu nedenler konutlarınız, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesi gereği ayıplı mal kabul edilmektedir.


Yukarıda belirtmiş olduğum nedenlerden ötürü, 4077 sayılı Kanun’un 4.Maddesi gereğince ürünün fatura üzerindeki bedelinin tarafıma iade edilmesini/yeni ve ayıpsız olanı ile değiştirilmesini; aksi takdirde Yasal yollara başvuracağımı ihtaren bildiririm.


Gereğini dilerim.


İhtarı Gönderenin :

Adı ve Soyadı           :…………………………………….

İmza                          :



T.C. 

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ 

E. 2005/9348 

K. 2005/16119 

T. 31.10.2005 


• AYIBA KARŞI TEKEFFÜLDEN DOĞAN TAZMİNAT ( Alıcı Davacı Dilerse Sözleşmeden Dönebilir Dilerse Satım Parasının İndirilmesini İsteyebileceği ) 


• AYIPLI DAİRE SATIŞI ( Davacının Dairedeki Ayıp Nedeni İle Değer Kaybı Ödetilmesi İstemesi Nedeniyle Alıcı Davacının Satım Parasından İndirime İlişkin Seçimlik Hakkını Kullandığının Kabulü Gereği ) 


• DEĞER KAYBI ( Satım Sözleşmesinin Kurulduğu Tarihte Dairenin Ayıpsız ya da Vaad Edilen Durumdaki Değeri İle Ayıplı Durumda Taşıdığı Değer Arasındaki Oranın Satım Parasına Uygulanması İle Bulunacak Değere Göre Dairedeki Değer Kaybı Tutarı Belirlenmesi Gereği ) 


• ALICININ SEÇİMLİK HAKKI ( Ayıba Karşı Tekeffülden Doğan Tazminat – Alıcı Davacı Dilerse Sözleşmeden Dönebilir Dilerse Satım Parasının İndirilmesini İsteyebileceği ) 

818/m.202, 203 

4077/m.23 


ÖZET : Satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbının anlaşılması halinde alıcı, dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla satımın feshini, dilerse satılanı alıkoyup, kıymetinin noksanı mukabilinde semenin indirilmesini isteyebilir. Hakim, alıcının satılanı red davası üzerine hal icabı satımın feshini muhik göstermiyorsa semenin tenzili ile iktifa edebilir. Ayıba karşı tekeffül koşullarının gerçekleşmesi ve yasada öngörülen yüklerin yerine getirilmiş olması durumunda seçimlik haklar tanımıştır. Yani alıcı davacı dilerse sözleşmeden dönebilir, dilerse satım parasının indirilmesini isteyebilir. Bu seçimlik hakların dışında ise, alıcıya başka bir olanak tanınmış değildir. Somut olayda alıcı davacının satım parasından indirime ilişkin seçimlik hakkını kullandığının kabulü gerekir. Davacının dairedeki ayıp nedeni ile değer kaybı ödetilmesi isteğinin; açıklanan seçimlik hakka yönelik olduğunun kabulü gerekir. Bu husus maddi olguları hukuksal açıdan niteleyip, uygulanacak yasa hükmünü bulmak yolundaki hakime verilen görevin bir gereğidir. O nedenle satım parasının indirilmesi olarak uyuşmazlık çözüme bağlanmalıdır. Öğretide ve Yargıtay uygulamalarında benimsenen şekilde değer eksikliğinin hesaplaması gerekir. Yani satım sözleşmesinin kurulduğu tarihte dairenin ayıpsız ya da vaad edilen durumdaki değeri ile, ayıplı durumda taşıdığı değer arasındaki oranın satım parasına uygulanması ile bulunacak değere göre, dairedeki değer kaybı tutarı belirlenmelidir. 

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılardan A. Ltd. Şti. avukatı tarafından duruşmalı davacı tarafından da duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat A. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


KARAR : Davacı, davalı şirketten 10.8.2001 tarihinde satın alıp tapudan da devrini aldığı 8 nolu dairenin bir süre sonra pek çok yerinde çatlakların meydana geldiğini, bu durumun tesbit raporu ile de belirlendiğini, davalı şirket ile şirket temsilcisinin ayıplı imalatı nedeni ile taşınmazda değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak değer kaybı 16.860.000.000 TL.nın faizi ile ödetilmesini istemiştir. 


Davalılar, davacının taşınmazı görerek satın aldığını, ayıplı imalat bulunmadığını, şirket ortağının da hasım olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. 

Mahkemece, davalı S. hakkındaki davanın husumetten reddine, değer kaybı tutarı 9.181.458.000 TL.nın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı şirketten tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 


1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygu,n gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı S. ‘nın tüm, davalı şirket ile davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 


2- Davacı, davalı şirketten satın aldığı dairede özellikle salon kısmında ve diğer yerlerde pek çok çatlağın oluştuğunu, bu nedenle taşınmazda değer kaybının bulunduğunu ileri sürerek, bu davayı açmıştır. Davacı tarafından yaptırılan tesbit sonucu alınan bilirkişi raporu, yargılama aşamasındaki beton karot örneklerinin alınması ve laboratuar ortamında incelenmesine yönelik verilen teknik rapor ile konusunda uzman bilirkişi kurulu raporundan ve tüm delillerden, dairedeki beton dayanımının düşüklüğü ve donatı yerleşiminde yeterli özenin gösterilmediği, donatıların aralıklarına dikkat edilmediği, bunun da dairedeki çatlaklara neden olduğu, yani ayıplı imalatın bulunduğu anlaşılmaktadır. BK. nun 202. maddesine göre satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbının anlaşılması halinde alıcı, dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla satımın feshini, dilerse satılanı alıkoyup, kıymetinin noksanı mukabilinde semenin indirilmesini isteyebilir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise “hakim, alıcının satılanı red davası üzerine hal icabı satımın feshini muhik göstermiyorsa semenin tenzili ile iktifa edebilir” hükmünü getirmiştir. 


Ayıba karşı tekeffül koşullarının gerçekleşmesi ve yasada öngörülen yüklerin yerine getirilmiş olması durumunda alıcıya yukarıda belirtilen BK.m.202 ve 203 ile seçimlik haklar tanımıştır. Yani alıcı davacı dilerse sözleşmeden dönebilir, dilerse satım parasının indirilmesini isteyebilir. Bu seçimlik hakların dışında ise, alıcıya başka bir olanak tanınmış değildir. Somut olayda alıcı davacının satım parasından indirime ilişkin seçimlik hakkını kullandığının kabulü gerekir. Davacının dairedeki ayıp nedeni ile değer kaybı ödetilmesi isteğinin; açıklanan seçimlik hakka yönelik olduğunun kabulü gerekir. Bu husus maddi olguları hukuksal açıdan niteleyip, uygulanacak yasa hükmünü bulmak yolundaki hakime verilen görevin bir gereğidir. O nedenle satım parasının indirilmesi olarak uyuşmazlık çözüme bağlanmalıdır. Öğretide ve Yargıtay uygulamalarında benimsenen şekilde değer eksikliğinin hesaplaması gerekir. Yani satım sözleşmesinin kurulduğu tarihte dairenin ayıpsız ya da vaad edilen durumdaki değeri ile, ayıplı durumda taşıdığı değer arasındaki oranın satım parasına uygulanması ile bulunacak değere göre, dairedeki değer kaybı tutarı belirlenmelidir. Mahkemece yasanın bu maddesi üzerinde durulup, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 


3- 4077 sayılı Kanunun 23. maddesinin 3. fıkrasında, tüketici mahkemesi nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve bakanlıkça açılacak davaların her türlü harç ve resimden muaf olduğu belirtilmiştir. Bu hüküm tüketicilerin ve tüketici örgütlerinin kolaylıkla dava açmalarını sağlama amacına yönelik olup, bu nedenle dava açarken bunlar harçtan sorumlu tutulmamışlardır. Mahkemece, davacı tarafından yatırılan peşin dava harcının açıklanan nedenle davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 


SONUÇ : 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı S.’nın tüm davalı şirket ile davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın taraflar yararına, 3. bent gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 400 YTL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Ayıplı konut tespit davası!



Işıl Seren KESKİN/Emlakkulisi.com