Azalan gelir ve küçülen aileler geleceğin konut piyasasını şekillendiriyor!
Profesör Dr. Ali Hepşen bugünkü yazısında TÜİK istatistikleri'ni kaleme aldı. işte Profesör Dr. Ali Hepşen'in 'TÜİK’in konut piyasasına ilişkin gör dedikleri' başlıklı o yazısı...
Türkiye İstatistik Kurumu'nun gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, 2023'te konutun mülkiyet durumları incelendiğinde, kişilerin yüzde 56,2’lik kısmının oturduğu konutun kendilerine ait olduğu, yüzde 27,8’lik kısmının da kiracı olduğu belirtildi.
Profesör Dr. Ali Hepşen bugünkü yazısında TÜİK İstatistikleri'ni kaleme aldı. işte Profesör Dr. Ali Hepşen'in 'TÜİK’in konut piyasasına ilişkin gör dedikleri' başlıklı o yazısı...
Ünlü bir Yunan filozof olan Herakleitos’un dediği gibi, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir, değişim engel olunamaz bir gerçeklik… İçinde yaşadığımız dünyada ne kadar farkındayız bilmiyorum fakat demografik yapımız hızlı bir şekilde değişiyor.
Özetle hızla küçülüyoruz; özellikle de 2000'li senelerle birlikte... Önce demografik yapıdaki değişim gösteren rakamlara bakalım, daha sonra da bunların konut piyasası üzerindeki etkilerini irdeleyelim.
Türkiye İstatistik Kurumu geçtiğimiz ay 2023 yılı doğum istatistikleri verilerini açıkladı. Toplam doğurganlık hızı tanım olarak, bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayılarını ifade ediyor. Toplam doğurganlık hızı, 2001'de 2,38 çocuk iken, 2023'te 1,51 çocuk olarak gerçekleşti. Yani, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2023'te 1,51 oldu; Avrupa Birliği ortalaması olan 1,46’ya yaklaştı. Diğer yandan kaba hızı (bin nüfus başına düşen canlı doğum sayısını ifade ediyor) ise 2001'de binde 20,3 iken, 2023'te binde 11,2 şeklinde oldu. Diğer bir ifadeyle 2001'de bin nüfus başına 20,3 doğum düşerken, 2023'te 11,2 doğum düştü.
İSTATİSTİKLERLE AİLE
Geçtiğimiz ay yine Türkiye İstatistik Kurumu tarafından resmi istatistiklerle aile verileri resmen açıklandı. Söz konusu bu veriler hem azalma gösteren doğum oranlarının aile yapısı üzerindeki etkisini gösterirken hem de solo yaşam tercihleri, yaşlanan nüfus gibi faktörlere bağlı şekilde hane halkı büyüklüğünün nasıl küçüldüğünü somut bir şekilde ortaya koydu. Resmi olarak açıklanan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, ülkemizde 2008'de 4 kişi olan ortalama hane halkı büyüklüğünün, azalma eğilimi göstererek 2023'te 3,14 kişiye düştüğü görüldü.
2018'de dahi söz konusu bu oran 3,41 idi. Kendi hesaplamalarım 2025 yılı ile ortalama hane halkı büyüklüğünün 3 kişinin altına inebileceğimizi bize gösteriyor. Benim önceki beklentim, 2030’lu senelerde 3’ün altına düşülebileceği yönündeydi fakat çok hızlı küçüldüğümüzü söyleyebilirim. Basit bir kıyaslama ölçütü ama 2015'te yüzde 14,4 olan yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hane halkları oranı, 2023'te yüzde 19,7’ye yükseldi.
KİRACI ORANI YÜZDE 27,8
Doğurganlık hızı giderek azalıyor, hane halkı sayısı beklenen daha hızla biçimde küçülüyor; sebepleri farklı olabilir fakat sanırım demografik değişimlerin arkasındaki en somut gerekçenin gelir yapısındaki bozulmadan kaynaklı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye İstatistik Kurumu da bu konuda bizlere önemli bilgiler sunuyor.
Konu ile ilgili olarak yapılan son araştırma sonuçlarına (Gelir Dağılımı İstatistikleri, 2023) göre; en yüksek eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden almış olduğu pay bir önceki seneye göre 1,8 puan artış göstererek, yüzde 49,8’e çıkarken (hatta en yüksek yüzde 5’lik gelir grubunun aldığı pay yüzde 24,3’e ulaştı), diğer tüm gelir gruplarında ise azalma dikkat çekiyor. Özetle nüfusun yüzde 80’indeki gelir yapısının azalma eğilimini sürdürmesi demografik yapıyı da hızla değiştiriyor; azalan gelir ve küçülen aileler ise geleceğin konut piyasasını şekillendiriyor…
Türkiye İstatistik Kurumu verileri ile devam edelim… Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, 2023'te konutun mülkiyet durumları masaya yatırıldığında kişilerin yüzde 56,2’sinin oturduğu konutun kendilerine ait olduğu, yüzde 27,8’lik kısmının da kiracı olduğu görülüyor. Son senelerde konut sahipliği oranının yüzde 60’lardan yüzde 55’e doğru yakınsadığını, kiracılık oranının ise yüzde 22’lerden yüzde 28’e doğru geldiğini dikkate aldığımız zaman söz konusu bu eğilimlerin benzer biçimde devam edeceğini söylemek mümkün. Ayrıca yine Türkiye İstatistik Kurumu 2023 yılı hane halkı tüketim harcaması istatistiklerine baktığımız zaman 2023 yılı içerisinde hane halkı bütçesinden en fazla payın (yüzde 23,9) konut ve kira giderlerine ayrıldığı görülüyor. En alt gelir grubunda bu oran yüzde 30’a yaklaşırken, gelir düzeyi arttıkça oran yüzde 21’e kadar geriliyor.
SONUÇ
Söz konusu tüm bu istatistikler kıymetli ve gelecek açısından yol gösterici… Demografik durumun hızla tersine dönmeyeceğini ve gelirin yine hızla adil bir biçimde artış göstererek dağılmayacağını dikkate aldığımız zaman konut üreticilerinin bundan sonraki süreçte daha küçük metrekareli alanlara yönelmeleri (ki son yapı ruhsatı verileri de bunu destekler nitelikte; ortalama konut büyüklüğü 103,5 metrekareye indi), erişilebilir konut modelleri üzerine odaklanmaları ve eski alışkanlıklardan uzaklaşarak (sat-yap vb.) ekonomik gerçeklikleri/ beklentileri dikkate alarak üretim sürecine başlamaları gerekiyor.
Merkez Bankası'ndan flaş dolar açıklaması. Kış uykusundan uyanacak. 37,7463 TL
Memur ve emeklilere zam farkları ne zaman ödenecek?
İslam Memiş gram altının 1 ay sonra ne kadar olacağını açıkladı!