Azeriler Türkiye'deki lüks yazlıklara ilgi gösteriyor
Radikal Gazetesi yazarlarından Funda Özkan, bugünkü yazısında yabancıların Türkiye'deki yazlık merakına değindi
Yazlık ev, eskiden iki göz odaydı. Artık parası olanlar, kışlığı ne kadarsa yazlığını da o kadar şaşalı yaptırıyor.
Büyük kentlerdeki `kuralsızlık' sayfiye yerlerde de fazlasıyla hâkim. Bir turizm yatırımcısı ile geçenlerde tartışıyorduk.
"50 yıl öncesinin kuralları ile o günün geçerli imkânlarıyla inşaat yapıyoruz" deyip, itiraz ediyor. Misal,
90 santim-60 santim ölçülü pencere kuralına bağlı kalmak istemiyormuş. Yunanistan'da, tüm adalarda, hatta `gelişmiş' Akdeniz çanağı ülkelerinde evler sevimli pencereleri, beyaz boyasıyla tek tiptir. Bizde ise önce Kumburgaz, Silivri hattı kurban verildi, ardından Kuşadası.
Söz ettiğim turizm yatırımcısı, `gelişen teknoloji' ile artık Bodrum'a da klasik Bordum mimarisi dışında
ev yapılması gerektiğini savunuyordu. O evler yapılmaya başlandı mı, gidişat belli önce kot farklıyla üç kata kadar çıkılabilen evler dört beş kat olacak, sonuçta apartman diyarı, beton yığını Kuşadası'na dönüşülecek. Kaldı ki tüm Ege-Akdeniz sahilinde çarpık yapılaşma-beton yığınları hızla büyüyor. Bu arada öğrendim ki modern binalara en çok rağbet Azerilerdenmiş.
Türkbükü'nde dairesi 1 milyon liraya satılan üç katlı `apartmanı' bir Azeri işadamı daha yeni 3 milyon ödemiş tamamını almış. Sonra içindeki mermeri, fayansı beğenmemiş hepten yıktırmış.
Bir başkası üç ayrı villayı bol milyona almış, dokuz odalı `şato' haline getirmiş. Bizim Türkler, sırf evdeki plazma televizyon sayısının 17 olduğunu hayretler içersinde birbirine anlatıyor. Azeri ev sahiplerinin en büyük merakı da `oymalı-kakmalı' ağır möblelermiş. Yazlık evin pratik dekorasyonuna alışkın iç mimarların ağır mobilya-kadifeler-ağır perdeler bulmakta epey zorlandığının esprisi yapılıyor.
Funda ÖZKAN/Radikal