Genel

Bankalar borçlu otellerle vefa sözleşmesi imzalıyor!

Bankalar, Kovid-19 salgını sebebiyle zor duruma düştükleri için kredi borç ödemelerini yapamayan otellerle “vefa” sözleşmesine imza atıyor. Böylece bankalar ve oteller arasında kazan kazan yöntemi oluşuyor.

Bankalar, Kovid-19 salgını sebebiyle zor duruma düştükleri için kredi borç ödemelerini yapamayan otellerle “vefa” sözleşmesine imza atıyor. 

Dünya Gazetesi'nde yer alan habere göre; BDDK tarafından verilen talimatla Mart 2020'den beri vadesi gelmesine rağmen takip işlemlerini başlatamayan bankaların literatürdeki ismi “Geri Alım Hakkı Sözleşmesi” olarak belirlenen “vefa” sözleşmesinin temelinde anlaşmalara imza attığı ifade ediliyor. 

Hem bankalar hem de tesis sahipleri için koruyucu özellikleri bulunduğu belirtilen “vefa” sözleşmesi iki taraf içinde salgın sürecinde çözüm özelliği taşıyor.

Seneler önce Silkar’ın Likya World için Burhan Silahtaroğlu ile Yapı ve Kredi Bankası arasında imza atılan “vefa” sözleşmesi geçtiğimiz aylarda Martı Grubu ile Denizbank arasında da yapıldı.

İki tarafın da yararına

Kovid-19 salgını sürecinde yaygınlaşan “vefa” sözleşmesiyle ilgili açıklama yapan bir bankanın krediler bölümü yöneticisi şunları kaydetti:  

“Bana göre vefa sözleşmeleri turizmde özellikle otellerin bankalara olan borçlarının geri ödenmesinde iki tarafın da yararına olan bir yöntemdir. Bankalar, sorunlu kredilerin yönetilmesi ve tasfiyesi amacıyla, kredi ödemelerinde sorun yaşayan müşterilerin ipotek ettirilmiş gayrimenkullerinin geri alım sözleşmesi yoluyla satın alınması yöntemini de tercih edebiliyor.

Bu uygulama, bankaların geri alım sözleşmesi süresi içerisinde, devraldıkları gayrimenkulleri eski malik dışında başka bir kişiye satmama yükümlülüğü altına girmeleri veya geri alım hakkının herkese karşı ileri sürülebilmesi nedeniyle uzun süre bilançolarından çıkaramamalarına neden olabiliyor.

Bankanın alacağı, yatırımcının tesisi

Alacağına karşılık bir oteli almak bankanın istediği bir şey değil. Tesisi icradan satsa değerini bulamaz, icradan kendi alsa işletemez. Oteli işletmezse iki yılda çürür ve zarar katlanır. Onun için tesisi almayı istemez.

Çözüm olarak tesisi, otel devir alınıp yatırımcı ile işletme sözleşmesi imzalanır ve yatırımcıya tesisini işletme süresi sonunda/içinde geri satmayı taahhüt eder.

Böylece banka batık kredisini tesisi alarak tasfiye etmiş olur ve bilançosunda karşılık ayırmaz, para bağlamamış olur.

Tesis aktifinde görüneceği için banka donuk bir paradan gelir yazar duruma geçer. Firma da mevcut işlettiği tesisi işletmeye devam eder ve becerip kâr yazarsa kazançları ile hisselerini tekrar alır.

Kazan-kazan

Sonuç olarak yatırımcı ve banka öngörülen süre sonunda geri alım hakkı kullanıldığında iki taraf da birlikte kârlı çıkar. Yatırımcı tesisinin sahibidir ve tesisi değerlenmiştir, banka arzuladığı geliri elde etmiş ve süre sonunda da satış bedelini tahsil ettiği için kredisini geri almıştır.

İyi niyetli davranılırsa pandemi sürecinde turizm sektöründe yapılacak vefa sözleşmeleri bankalar için de yatırımcılar içinde en iyi çözümdür.”

Martı-Denizbank örneği

"Vefa" sözleşmeleri tmeelindeki anlaşmaların son zamanlarındaki örneklerinden olan Martı Grubu ile Denizbank arasında uzun süre sürdürülen görüşmelerin ardından imza atılan sözleşmede Martı’nın Marmaris’te bulunan iki oteli Martı Resort ve Martı La Perla toplam 42 milyon dolara 9 senede yeniden geri alınmayı kapsayan 'alım hakkı' karşılığında Denizbank’a geçti. Martı tarafından konuyla ilgili gerçekleştirilen açıklamada, 30 Mart 2021 tarihi itibariyle imzalanan sözleşme ile “Sözleşme yürürlükte olduğu sürece, otellerin Denizbank tarafından üçüncü bir şahıs ya da kuruma satılamamaları ve bu süre zarfında tesislerin tek alıcısının da şirketin olması kayıt ve şartıyla ve Sözleşme tarihinden itibaren 5 + 2 + 2 yıl olmak üzere toplam 9 yıllık süre içerisinde banka tarafından Şirkete tanınan “Alım Hakkı” karşılığında, Marmaris’te bulunan Martı Resort ve La Perla Otel’in toplam 42 milyon dolar bedelle bankaya satışının yapılmasına, işletme hakkının Şirkette olacak şekilde tesislerin kiracısı sıfatıyla banka ile mutabık olunduğu ifade ediliyor. 

"Vefa" sözleşmesi kime ne sunuyor?

Banka açısından

1. Banka tahsili şüpheli alacağını gayrimenkul/tesis şeklinde alıyor. 

2. Banka bilançosunun aktifte bulunan batık kredisi için pasifte karşılık ayırmaktan kurtuluyor. Kaynağını boşa tutmuyor, zarar etmiyor.

3. Banka sorunlu kredisi karşılığında aldığı teminatı nakde çevirmede vakit harcamıyor, teminatın alacağı karşılamama riskini de geride bırakıyor. 

4. Banka icradan satışta alıcı olmazsa ya da az bir teklif gelirse kendisi alacağı için tesis yönetimi problemiyle de karşılaşmıyor.

5. Bankanın bilançosu aktifinde meydana gelen artışla banka pasifinde yeni kaynak oluşturabiliyor.

Otel açısından

1. Otel banka ile gerçekleştireceği Vefa sözleşmesiyle yatırımcı borcunu bankaya tesisi devrini gerçekleştirerek siliyor, yatırımcı tesisi işletmeyi sürdürüyor. Bu kapsamda banka için 2 farklı yol bulunuyor. Bunlardan biri tesisi odluğu gibi bir bedelden yatırımcıya kiralar ve belirli bir sürede de eski sahibine tesisi satın alma opsiyonu (hakkı) sunar. Borçlu süre sonunda sözleşmede belirtilen bedelle tesisi satın alabilirse alır. Diğer bir seçenek ise banka kira almaz ancak tesisin satış tutarına anlaşılan oranda faiz ekler. Öngörülen zaman içinde atırımcı tesisi satın alabilirse alır, alamazsa banka tesisi satışını gerçekleştirir. Her iki durumda da yatırımcı tesisin sahibidir. Piyasanın bu sözleşmeden haberi olmayacağı için tesisin sahibi görünen yatırımcı tesisin işetmesini yapar. 

2. Kaynağı bulunmaması sebebiyle bankaya olan borçlarının ödemesini yapamayan yatırımcıya alternatif olarak tesisi bir başkasına devretmek veya tesisi bankanın alacağına karşılık verdiği ipotek karşılığında icradan satışına izin veriliyor. Bu şekilde borçlu, otel/tesis üzerindeki hakimiyetini de yitirmiyor. 

3. Yatırımcı tesisi kendi tesisi gibi göreceğinden iyi işletir, bakım onarımını yapar tesisin değeri düşmez.

Bankalar, 'emlakçı, galerici ve fabrikatör' olacak!

Bankalar en büyük emlakçı olacak!