Batılılaşan İstanbulun Rum Mimarları sergisi 3 Aralık'a kadar açık!
Zoğrafyon Lisesi Mezunlar derneği yeni bir projeyle karşımızda: “Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları sergisi.” İstanbul 2010 Ajansı’nın desteğiyle düzenlenen sergi, eski İstanbullu Rumlar’ın şehirde bıraktığı izleri bu
Zoğrafyon Lisesi Mezunlar Derneği, kurulduğu 1944 yılından beri İstanbul’daki Rum toplumunun faal olan en eski derneği... 2006’da Yunanistan’a göç eden eski Rumları İstanbul’da buluşturan dernek, bu kez yeni bir projeyle karşımızda: “Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları sergisi.” İstanbul 2010 Ajansı’nın desteğiyle düzenlenen sergi, eski İstanbullu Rumlar’ın şehirde bıraktığı izleri bugünün İstanbullularına tanıtacak. Açılışı yarın Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Osman Hamdi Salonu’nda yapılacak sergi, 3 Aralık’a kadar ziyarete açık. Ayrıca, “İstanbul’un Rum Mimarları” adlı Yunanca, Türkçe ve İngilizce hazırlanan bir kitap da yolda...
12 Yunanlı ve Türk öğretim görevlisi, geçtiğimiz yüzyılda İstanbul’un mimarisinin Batılılaştırılmasına ve bugünkü İstanbul siluetinin oluşmasına katkıda bulunan ünlü Rum mimarların eserlerini yeniden araştırınca, ortaya “İstanbul’un Rum Mimarları“ adlı sergi çıktı. Proje kapsamında Rum mimarların günümüze kadar gelen yapıtlarının son fotoğrafları çekildi, Yunanistan’a gidilerek İstanbul’dan göç eden eski Rum mimarlar hakkında bilgiler toplandı. İstanbul’da ayakta kalmış binlerce eski bina mercek altına alındı. Rum mimarların eserleri alışveriş merkezlerinden apartmanlara, kiliselerden cemaat binalarına ve eşsiz güzellikte tasarlanmış mezarlıklara kadar büyük bir çeşitlilik gösteriyor. Çalışmada Eminönü, Karaköy, Beyoğlu, Cihangir, Pangaltı, Kadıköy ve Adalar semtlerinde ve çevresindeki iş hanları, kiliseler, okullar ve apartmanlar incelendi.
Art Nouveau akımını İstanbul’a Rum mimarlar getirdi
Zoğrafyon Lisesi Mezunlar Derneği eski başkanı ve proje sorumlusu Laki Vingas, amaçlarının hem İstanbul’da yaşayan insanların kendi şehirlerini daha yakından tanımaları, hem de mimar adayı genç öğrencilere ışık tutmak olduğunu vurguluyor: “İnsanlara her gün kullandıkları binaların başka toplumların mimarları tarafından yapıldığını anlatmak istiyoruz. Bu proje, bu konuya değinen ilk eser oldu.
Araştırmalarımızdan elde ettiğimiz bilimsel verilerle bir de kitap hazırlıyoruz. Avrupa’da ‘Art Nouveau’ akımı başladığı zaman, bu akımın Türkiye’ye gelmesi için bir standart ve eğitim alt yapısı gerekiyordu. İstanbul’un Rum mimarları yurt dışındaki eğitimlerinden dolayı bu akımı Türkiye’de başlattılar.” Projenin fikir babası Laki Vingas, ancak hayata geçirilmesinde önemli rol oynayan iki isim daha var. Bunlardan biri 1951 yılında İstanbul’da doğan, 1975’te İTÜ Mimarlığı bitiren Savas Silenis... Mezun olduktan sonra Yunanistan’a giden Silenis, üç kuşak mimar olan bir aileden geliyor. Büyük dedesi ve dedesi İstanbul’da bugün hâlâ ayakta kalan nadide yapılara imza atmış. Torun Silenis, şimdi bu tarihi yapıların izini sürüyor. Aynı zamanda projeye de danışmanlık yapıyor. Dedelerinin yaptığı mimari şaheser olarak nitelenebilecek yapıların ‘levhalarının bile’ dükkan sahipleri tarafından üzerlerinin kapatıldığına tanık olmak bir mimar olarak içini acıtıyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nde mimarlık dersleri veren Hasan Kuruyazıcı da projeye katkı yapan isimlerin başında. 15 yıldır Rum mimarlar üzerine çalışan Kuruyazıcı, Osmanlı modernleşmesinin en yoğun olduğu bir dönem olduğu için 19’uncu yüzyılı ele aldıklarını dile getiriyor. Araştırmalar sonucunda 450 Rum mimarın adı tespit edilmiş, ancak belirlenen eserlerin sayısı çok daha az... İstanbul’un en ünlü Rum mimarları arasında ‘saray mimarı’ unvanını taşıyan ve Taksim’deki Aya Triada Kilisesi’ni yapan Vasilaki İoannidis ve oğlu ‘padişahın başmimarı’ Yanko İoannidis ve Heybeliada Ruhban Okulu’nun mimarı Perikles Fotiadis, Özel Fener Rum Lisesi’nin mimarı Kostantinos Dimadis ve şimdiki Pera Müzesi’nin (Bristol Oteli) mimarı
A. Manoussos geliyor.
Savas Çilenis - Mimar
“Dedemin yaptığı binanın levhasını kapatmışlar”
Ben doktoramı Atina Teknik Üniversitesi’nde “İstanbul Mimarları” hakkında yaptım. Son
20 yıldır İstanbul’a gidip geliyorum. Patrikhane’nin teknik kurulundayım. Türkiye’deki kiliselerin tadilatı hakkında danışmanlık yapıyorum. Büyük dedem Kumkapı’da şu anda ayakta olmayan bir kilise yapmış. Dedem Dimitrios Çilenis, 1903 Sanayi Nefise Mektebi’nde (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi) mimarlık okumuş, mezarı hâlâ burada... Dedemin şu anda hâlâ bildiğimiz, ayakta duran 3 binası var. Bunlardan biri Nuruosmaniye Camii’nin karşısındaki Harika Han. Ötekisi de Osmanbey’de Atatürk Müzesi’nin karşısında yer alan Ark Apartmanı. Bir de Taksim’deki Taner Apartmanı’nı yapmış. Apartmanın giriş kapısının üzerinde de dedemin bir levhası vardı. Fakat oradaki eczanenin kötü dekorasyonu, dedemin ismini kapatmış. Görünce içim burkuldu. Ama yandan bakarsanız, hâlâ adının ilk harfini çıkartabilirsiniz. Bir de Tophane’deki Nadapoulos Han’ı var. Girişteki “1905 Nadapoulos” ismi hâlâ gözüküyor. Atina’da ölen ünlü mimar Fotiadis, burada Zoğrafyon Lisesi’ni, Ruhban Okulu’nu ve Kumkapı’daki Aya Kiriaki Kilisesi’ni yapmış. En son yaptığı binalardan biri de Bauhaus (Almanya’daki modern mimari akımı) stilindeki Ekselsiyon Apartmanı. Bu bina Gümüşsuyu’nda ve hâlâ ayakta duruyor. Rum mimarları sadece Rum cemaatlerine bina yapmıyor, Müslümanlar için de bina yapıyor. Mesela Kambalakis Karaköy’de “New Ottoman” stilde cami tasarlıyor.
Aristotales Çokonas - Zoğrafyon Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı
“Yunanlı akademisyenler Türkiye’ye yerleşiyor”
1893’te kurulan Zoğrafyon Lisesi’nin kimya öğretmeniyim. Fener semtini anlatan bir kitap yazdım. Daha çok yazar ve çevirmen kimliğimle “Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları” kitabının hazırlanmasına yardımcı oldum. İstanbul’un zamanla bozulan çehresini İstanbullulara hatırlatmak istiyoruz. İstanbul’a yüksek binalar yapma akımı, eski binaların yok olmasına sebep oldu. Bizim sergideki amaçlarımızdan biri, özellikle Beyoğlu gibi merkezi bir yerdeki eski binaları ön plana çıkarmak... İstanbul’un 20 milyonluk nüfusu içinde Rumlar 3 bin kişilik çok küçük bir azınlık olarak kaldı. Ama 1912’de resmi sayımlara göre 910 bin nüfuslu İstanbul’da 310 bin Rum vardı. Türkiye’den gidişin nedenlerinden biri baskılardır. 1940’larda da çok baskı vardı. Ama o zaman Yunanistan’ın durumu Türkiye’den daha kötü olduğu için pek giden olmuyordu. Fakat 1960-70’lerde Yunanistan’ın ekonomik durumu Türkiye’den iyi olunca, daha çok gidildi. Şu anda İstanbul’dan ayrılan Rumlar tekrar dönmek istiyor. Bir sürü arkadaşım “Dönersek ne iş yapabiliriz” diye soruyor. Yunanistan’da akademisyenlerin sayısı nüfusa göre çok fazla ve kariyer olanakları yok. Bu yüzden Türkiye’ye gelip üniversitelerde çalışmaya başladılar. Şu anda 500-600 kadar Yunan vatandaşı Türkiye’de yaşıyor. Bunlar aynı zamanda şirketlerin yönetim kurulunda üst düzey pozisyonlarda çalışıyorlar. İstanbul’u bizden bile daha çok seviyorlar.
Hasan Kuruyazıcı - Mimar
“Kiliseler korunuyor ama apartmanlar sahipsiz”
Cemaate ait ibadet yapılarını cemaat iyi koruyor. Ama bunun dışında kalan apartmanların bazılarında işlev değişikliği yapılarak işyerlerine çevriliyor. Tabii ki iç mimari de zarar görüyor. Ayrıca, bazıları da binaları düzeltmek isterken bozuyor. Binayı yenilerken üzerinde mimarın ismi yazılı olan levhayı yok ediyorlar. Yakın zamana kadar büyük saraylar hep “Baylanlar’ın yapıtı” diye söyleniyordu. Ama öyle olmadığı ortaya çıktı. Mesela Yıldız Camii’nin “Nikolaki Celepis Kalfa” adlı bir Rum mimarın eseri olduğu ortaya çıktı. Hatta bizim sergide Nikolaki Kalfa’nın saray üniformasıyla fotoğrafı da var. Ayrıca, şimdi yıkılıp yeniden yapılan Sütlüce mezbahasının iki mimarından biri Markos Langas adında bir mimar. Elhamra Sineması’nın iki mimarından biri Rum Kiriaki’dir. Şişhane’de Bankalar Caddesi’nin başındaki en görkemli apartmanlardan biri olan Frej Apartmanı’nın iki mimarından biri de Kiriaki’dir. Zoğrafyon Lisesi, Heybeliada’daki Ruhban Okulu yine önemli bir Rum mimar olan Perikles Fotiadis’in eseri... Sait Halim Paşa Yalısı Petrak Kalfa’nındır. İstiklal Caddesi’ndeki Çiçek Pasajı Kiliantis’in. Nur Apartmanı ve Fener Lisesi de Dimadis’in... Bunun dışında Tepebaşı’nda yıkılan ve sonra Ferhan Şensoy’un sirk halinden tiyatroya dönüştürdüğü eski Komedi Tiyatrosu da Kambalakis’in eserleri arasında... Ayrıca, Burgazada’daki Aya Yorgi Kilisesi de Kambalakis’in...
Marina Drymaliton - Proje Koordinatörü
“Kendi isteğimle buraya yerleştim”
Ben 3 yıldır İstanbul’da yaşıyorum. Atina’da Siyaset Bilimleri okudum. Sonra da Türk-Yunan siyaseti üzerine master yaptım. Ankara’da staj yaptım. Dedem mübadele günlerinde Türkiye’den Yunanistan’a göç edenler arasındaydı. Ama kendisiyle hiç tanışmadım. Kendi kendime buraya gelmeye karar verdim. İstanbul’da yaşamak istiyordum. 2007’de “Kültürler Buluşması” sırasında Laki Bey ile tanışmıştık. Sonra da burada yaşamaya karar verdim. Buraya Türkçe öğrenmek ve üniversitede okumak için çok sayıda Yunanlı geliyor. Şu anda benim tanıdığım 200 Yunanlı var.
Vatan/Tuğrul Tunalıgil - Foto:Barış Acarlı