Beykoz Fidanlığı imara açılıyor mu?
Sabah Gazetesi yazarı Meliha Okur, Beykoz Fidanlığı'nı kaleme aldı
Şu işe bakın!.. Avrupa Birliği'nin iki ezeli rakibi Almanya ve Fransa arasındaki çekişme bu kez Türkiye üzerinden sürüyor. Sakın ha, mücadeleyi, "Türkiye'nin AB'ye vizesiz girme talebi" filan diye algılamayın! Mücadele, kurulması planlanan Türk Alman Devlet Üniversitesi arazisiyle ilgili.
Çünkü Fransa'nın vakıf üniversitesi "Galatasaray" Boğaz'a kurulmuş. Öyle ya, Almanların neyi eksik? Onlar da Israr ediyor, "İlle de Boğaz olsun" diye diretiyor.
Anlaşılan o ki, Almanya Başbakanı Angela Merkel gelmeden önce arazi sorununu Başbakan Erdoğan çözüme kavuşturuyor. Türk-Alman Devlet Üniversitesi için Beykoz Belediyesi'nin sınırları içindeki 120 dönümlük Beykoz Fidanlığı için start verilmiş.
Üniversite alanı netleşti.
Ancak daha yolun başındayız.
Bu işe gönül verenleri uyaralım. Hiç şüphe yok ki iki ülke arasında köprü olacak bir projeye karşı durmak mümkün değil.
Fakat Beykoz Fidanlığı üniversite projesini yokuşa sürer. Çünkü Beykoz Belediyesi'ne ait fidanlık imara açık değil! Beykoz Fidanlığı'nın imara açılması Boğaz'ın imara açılması tartışmasını da beraberinde getirir. Tüm çevreci sivil toplum kuruluşları ile meslek odalarının üçüncü köprü konusunda harekete geçtiği bir dönemde böylesine güzel bir proje yine tıkanır.
***
Biliyorum, Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde orman arazilerine üniversite kurulmaması için ciddi mücadele verdi. Bu kez aynı tavrı sürdüreceğinden eminim. Sonuçta Türkiye'ye iyi bir üniversite getirmek için çaba harcıyor. Doğru yapıyor. Ama yine de Başbakan Erdoğan'a sesleniyorum:
"Lütfen,Türk-Alman Devlet Üniversitesi'ni arazi tartışmasına kurban etmeyin. Arazi seçimi konusunu yeniden gözden geçirin!"
1992'de dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı ile birlikte yola çıktı. Türk-Alman Vakıf Üniversitesi için epey uğraştı. Çatalca'da üniversite için yer bile seçildi.
Ancak üniversiteye tahsis edilen arazi orman arazisi diye Orman Mühehdisleri Odası dahil pek çok sivil toplum kuruluşu dava üzerine dava açtı. Danıştay, 5 yıl sonra, "Burada inşaat yapılamaz" dedi. İş bitti. Artık bu saatten sonra üniversite arazisi konusunda "ikinci Mesut Yılmaz sorunu" yaşamamalıyız. Merkel ve ekibi, bizim kunta kintelerin yani gurbetçilerin çocuklarını İstanbul'a taşıma derdine düşmüş olsa bile, arazi işinde sorun çıkarsa topyekûn ipe un serer.
Olan bize olur, boşa kürek çekeriz. Böyle önemli bir proje yıllarca mahkeme koridorlarında bekler. İş, kökünden biter. Oysa üniversite aydınlanma demektir. Almanya entellektüel hayatın merkezidir.
Fırsatı kaçırmamalıyız!!!