Beykoz'un imar sorunu çözülmeli! Deprem kapıda!
Beykoz'un imar sorunu devam ediyor. Peki büyük İstanbul depremi kapıdayken Beykoz'un imar sorunu nasıl çözülecek?
Beykoz'daki imar sorunu devam ediyor. Beykoz'un birçok mahallesi imar planı ile kısa vadede dönüşemeyeceği için güçlendirme yasasından yararlanmalı ve depreme hazırlık yapmalıyız.
Beykoz Güncel köşe yazarı Bayram Çevik, bugünkü köşesinde Beykoz'daki imar planı sorununu kaleme aldı.
İşte Bayram Çevik'in 'Deprem kapıda! Beykoz kaderine terk edilmemeli!' başlıklı yazısı...
İmar barışı ile devlet, vatandaşı ile bir anlaşmaya vardı.
Geçmişin getirdiği sorunları bir nebze de olsa geleceğe taşımamak adına yapılmış bir uygulama olan imar barışının birinci aşaması olan yapıları tescil ederek yapı kayıt belgesini alan kişi, ikinci adımnolan kat mülkiyetine geçişi yapmaya başladı.
İkinci aşamayı yapabilmek için bulunduğunuz bölgenin imar planları olması gerektiğinden, Beykoz’un yüzde 90’ı ikinci aşamayı yapamıyor. Bu sorun olduğu gibi ortada durmaktadır. Çözüm için planların yapılıp geçmesini beklemek bir seçenek iken şerhlendirerek başka bir çözüm düşünülebilir. Çözümsüz bırakılmaması gerekir.
Deprem bölgesinde yaşadığımız gerçeğini ve büyük bir depreme karşı hazırlık yapmamız gerektiğini burada defalarca ifade ettik. İlgili bakanlığa da “bu konu ile ilgili çözümlerin neler olacağı“ konusunda yazılar yazarak mesleki sorumluğumu yerine getirdim. Bu girişimlerimiz sonuçsuz kalmadı. Geçtiğimiz hafta bir genelge ile imar barışından yararlanan yapılar için güçlendirme izni çıktı, tüm Türkiye’de.
Deprem kuşağında olan Türkiye için mevcut yapı stokunun imarla dönüşemediğini ele alırsak bu bir çözümdür. Şehirlerin dönüşümü için günümüz kentsel dönüşüm mantığının doğru sonuçlar vermediğini, kent aidiyetten yoksun ve sınıflandırılmış bir hal almaya başlaması gelecek için kaygı verici bir hal almaktadır. Aidiyeti yoksun dönüşümler sosyal yapıyı yıkar, yerelleşemeyen herşey ticari bir üründen öte gidemez.
Konumuza geri dönecek olursak, güçlendirme genelgesi ile tüm Türkiye’de imar barışından yararlananlar, binalarını depreme karşı güçlendirebilecekler ama BEYKOZ VE SARIYER HARİÇ! Tüm ülkedeki vatandaşlar depreme hazırlansın ama Beykoz ve Sarıyer’deki vatandaşlar kaderine razı gelsin!...
Neden?
Beykozlular 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat varlıklarını koruma kanunu kapsamındaki alanda yaşadığı için.
Genelgenin 1. Maddesinde ; “1. 3194 sayılı İmar Kanununun Geçici 21 inci maddesi uyarınca yapılacak güçlendirme izni başvurularında; maddede sayılan yapı kayıt belgesi alman yapılar ile Geçici 21 inci maddenin yürürlüğe girdiği 20.02.2020 tarihinden önce 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 13 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre, hasar görmüş olmakla birlikte ıslahının mümkün olduğu tespit edilmiş olan yapılar için yapılacak başvurular dikkate alınabilecek olup, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında kalan yapılar hakkında madde kapsamında işlem tesis edilmeyecektir.”
Halk arasında SİT alanında kalan Beykoz ve Sarıyer imar barışına başvurmuş belgesini almış ama güçlendirme hakkından yararlanamamaktadır. Bu adil bir durum değildir. Bunun çözümü için ilgili yasa maddesinin değiştirilmesi ya da ek bir madde getirilerek sorun çözülmelidir. “Sit yasasını kim getirdi” gibi geçmişte kalan tartışmalara girmek ise hiç bir fayda getirmemektedir. Sorunun çözümüne odaklanmamız gerek.
Sorunun çözümü bürokratik yollar değil, siyasidir. Beykoz'daki tüm siyasi partiler birlikte hareket etmeli. Aksi halde, Beykoz’a Beykoz'un dışından bakan bürokratın gördüğü “Beykoz yeşil, güzel olduğu gibi kalsın“ gibi söylemler...!
Peki; içinde yaşayan Beykoz'u Beykoz yapan semtin sakinleri kaliteli ve depreme dayanıklı yapılarda yaşamayı hak etmiyor mu? Bu yasanın değişimi gündeme geldiğinde yapılacak yorumlar; “İstanbul’un tek yeşil olan ilçesini yok edecekler, betonlaştıracaklar.” Bu söylemlerin önüne geçebilmek için ortak akıl, şeffaf bir süreç yönetimiyle birlikte çözüm şarttır. Beykoz’un bu sorunları çözecek bilgi ve birikimi vardır.
Beykoz'un yerleşik düzenini ele aldığımızda imar planı yapılsa dahi mevcut yapı stokunun sadece %20’si dönüşebilir. Beykoz’un kısa vadede imar planları ile depreme hazırlanılması mümkün değil.
Daha anlaşılır bir ifade ile; Çiğdem mahallemizde şu an imar planları vardır, lakin imar durumu alıp inşaat yapabilecek yapı (yer) sayısı 20 -30 dur. 1/1000’lik imar planlarının yapılmış olması inşaat yapabileceğiniz anlamı taşımıyor. 1000’lik planlardan sonra 18 uygulaması (DOP kesintisi, yol, okul, dini tesis alanı, sağlık alanı, park ve bahçe vb) yapılması gerekiyor. 18 uygulaması zor ve uzun süren bir süreçtir.
Çavuşbaşı, Görele, Zerzavat, Mahmutşevketpaşa gibi mahallelerimizin dönüşümü imar planları ile daha kolay ve hızlı yapılabilir lakin Çamlıbahçe, Ortaçeşme, Çiğdem, Çubuklu, ve Yenimahalle gibi mahallelerimizin dönüşümü kolay değildir.
Beykoz'un birçok mahallesi imar planı ile kısa vadede dönüşemeyeceği için güçlendirme yasasından yararlanmalı ve depreme hazırlık yapmalıyız.
Deprem kapımızda!!!...