06 / 05 / 2024

Beyoğlu yenileme projesi ile yeniden doğacak!

Beyoğlu yenileme projesi ile yeniden doğacak!

"Tarlabaşı'nı kaderine terk edemeyiz" diyen Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan mülk sahiplerinin çoğuyla anlaşmaya vardı



Tarlabaşı deyince aklımıza ilk gelen, daracık sokaklar, köhne binalar, sağlıksız yaşam koşulları, en önemlisi de güvenlik zafiyeti... Kentin en tarihi, bir o kadar da problemli olan semti, uzunca bir süredir Kentsel Dönüşüm Projesi'yle gündemde... Beyoğlu Belediyesi tarafından geliştirilen bu proje çok tartışıldı, büyük tepki gördü...
Tarlabaşı sakinleri, yerlerinden, yurtlarından edileceklerini, şehir dışındaki toplu konutlarda yaşamak zorunda bırakılacaklarını söyleyip isyan bayrağını çekti, protesto gösterileri yapıldı. Peki Tarlabaşı Yenileme Projesi'nin kapsamı ne? Şu anda hangi aşamada? Kiracılar ne olacak? Tüm bu soruların yanıtını almak için Beyoğlu Belediye Başkanı Demircan'la konuştuk...

İNSANLAR TEHDİT ALTINDA
Tarlabaşı Yenilme Projesi de tıpkı Zeytinburnu, Sulukule, Fener-Balat gibi sancılı geçiyor. Çevre sakinleri kaygılı... En büyük endişeleri de zorla şehir dışına gönderilmeleri...
Tarlabaşı, kültür mirasımızın önemli yapılarını oluşturan bir mekan. Binaların bir kısmı terk edilmiş, bölge önemli bir yangın ve deprem geçirmiş. Ancak geçen süre içinde Tarlabaşı'na el uzatılmamış. Birçok bina yıkılmış, birçoğu çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalmış, depreme gerek kalmadan yağmurla bile çöken binalar var. Bu sağlıksız binalarda yaşayanların can güvenliği yok. Biz sadece 278 binalık bir bölümde dönüşüm yapıyoruz. İlk etapta çökmek üzere olan binaları yeniliyoruz. Burada bir aciliyet söz Ahmet Misbah Demircan, konusu. Tarlabaşı'nı kaderine terk edemeyiz. Buraya bir proje geliştirmek, benim birinci derecede sorumluluğum. Buradaki insanların durumu zaten kritik. Sanki bu binalar yıkılmıyor, herkes yaşamını sağlıklı bir şekilde devam ettiriyor da, biz de zorla o insanları rahatsız ediyormuşuz gibi bir algı doğuyor. Oysa böyle değil. Buradaki insanlar tehdit altında. Tarlabaşı sakinleriyle geçen yıllar içinde onlarca kez toplandık. Onlara projeleri bizim yapacağımızı, tıpkı Beyoğlu'nun diğer gelişen bölgelerinde olduğu gibi burada da aynı kolaylığı sağlayacağımızı söyledik. Ancak buradaki insanlar, evlerine yatırım yapacak maddi güçleri olmadığını söylediler. Zaten eski eser restorasyonları ciddi bir maliyet gerektiriyor. Bu durumda önümüzde iki seçenek vardı. Ya o binaları devletin kesesinden yaptırmak gerekir ki yüz milyonlarca lira tutar, buna gücümüz belediye olarak yok. Elimizde tek bir seçenek kalıyordu. Buraya bir müteahhiti sokmak. Müteahhit de sanki burası bir arsaymış gibi binaları kat karşılığı yenileyecek. Mülk sahipleri, bu projeye şu anda yüzde 60 oranında olur verdi, anlaşmalar imzalandı. Yüzde 40'lık bölüm için şu anda görüşmeler devam ediyor.

YATIRIMCIYI ÇEKECEK
Kentsel dönüşüm projelerinde en önemli sorun verasetle intikal etmiş mülklerden çıkıyor değil mi? Tüm hak sahipleri tek tek bina isteyebiliyor...
Mirasçıları çoğalmış ve asla insanları bir araya getirmenin mümkün olmadığı bir kesim var. İşte orada kamulaştırma yapmak zorundayız. Kamulaştırmalar için davaları açtık. Davalar sürüyor. Tahmin ediyoruz ki yüzde 70 oranında mülk sahipleriyle anlaşacağız. Yüzde 30'luk kısım da kamulaştırılacak. Tarlabaşı'nda binlerce bina var. Sadece yüzde 5'inde bir proje üretiyoruz.

Ama restorasyona ihtiyacı olan binlerce bina var. Onlar ne olacak? Diğer binalar için farklı projeler mi geliştirilecek?
Diğer binalar için belki de proje üretmeye gerek kalmayacak. Bu hareket 278 binada başlayınca diğer bölümlere de yatırımcı gelecektir. Şimdiye kadar Tarlabaşı'na yatırımcı kendiliğinden gelmedi. Çünkü orayı riskli bölge olarak gördü. Yatırımın karşılığını göremeyeceği için Tarlabaşı'na girmedi. Biz bu organizasyonu yapmasaydık yine de buraya gelmezlerdi. Bu, ranttan ziyade bir prestij projesi.

KİRACILARA DA EV
Peki bu arada Tarlabaşı'nda oturan kiracılar ne olacak?
Onları da unutmadık. TOKİ'yle bir anlaşma yaptık. Kayabaşı'ndaki konutlardan çekilişsiz, kurasız kira öder gibi ev sahibi olacaklar. Buradan şehir dışına gidiyorlar, ancak zaten burada kendilerine ait hiçbir şeyleri yok. Mülkleri yok. Oysa bir ev sahibi olacaklar. Burada mutsuzluk olduğunu düşünmüyorum. Şu ana kadar kiracılardan 300 başvuru aldık.

Proje ne zaman başlayacak?
Davaların sonuçlanması gerekiyor. 2010 içinde projenin başlamasını umuyoruz. Hedefimiz bu yıl kazmayı vurmak.

İlçe meydanla gençlere açılıyor;
Beyoğlu Belediyesi, 2010 Kültür Başkenti etkinlikleri için farklı bir program geliştirdi. Başkan Demircan, çok ilgi çekecek olan bu projeyi şöyle anlattı; "2010 için festivaller, gösteriler ve konserler düzenleyeceğiz. Ama en önemli ve dikkat çekici etkinliğimiz gençler için olacak. Açık alanlara, meydanlara, gençlerin performanslarını sergileyebilecekleri sahnele kuracağız. Herkes kendini ifade etme fırsatı bulacak. Gençlerimiz kültür sanat etkinliklerinin içinde olmak istiyor. Ancak bulamıyorlardı. Biz Beyoğlu'nun meydanlarını gençlere açacağız. Galata Moda'da genç tasarımcılara imkan verdik, Şimdi bunu müzik ve tiyatro üzerinden yapacağız. Kültür sanat platformu kuracağız. Ayrıca, Beyoğlu'ndaki etkinlikleri derli toplu bir ajandayla yerli yabancı herkese sunacağız. Bölgemize gelen turistlere bir rehber hazırlayacağız."

İstiklal'in dönüşümü
Bakımsızlıktan dökülen binalar sadece Tarlabaşı'yla sınırlı değil, istiklal Caddesi'nde de çökmeye başlayan yüzlerce yapı bulunuyor. Hatta binalardan kopan parçalar, yoldan geçenleri tehlikeye atıyor. Bu şekilde onlarca kişi yaralandı. Peki İstiklal'deki binaların dönüşümü nasıl olacak? Demircan anlatıyor:
"İstiklal Caddesi'nde de bakıma ihtiyacı olan binlerce bina var. Ve bu binlerce binayı devletin, belediyenin imkanlarıyla yapmak mümkün değil. Demek ki bizim mülk sahiplerini destekleyip, onları restorasyona teşvik etmemiz gerekiyor. Yoksa bu yıkılmaya yüz tutan binaların önlerine koyacağımız bir tenteyle bu sorunu çözemeyiz. Geçen altı yıl içinde bu bölgede üç binden fazla bina bakımdan geçti. Koruma Uygulama Denetleme Büroları adı altında bir ruhsatlandırma mekanizmasını hayata geçirdik. Mülk sahiplerine Anıtlar Kurulu'na gitmeksizin binasını restore edebilecek bir fırsat sunduk. Bürokratik işlemleri kısaltan bir proje geliştirdik. Ancak hala almamız gereken yol var. Beyoğlu'ndaki binaların değeri on kat arttı. Bu da yatırımcıyı cezbetti. Bu konudaki en güzel yaptırım, bölgenin değer kazanıyor olması. Eğer biz insanlara zorla 'binanı yenile' deseydik 'param yok' diyecekti. Artık İstiklal Caddesi'ndeki mülk sahipleri kendi binalarına yatırım yapıyor."

Yenileme bittiğinde çehre değişecek
Proje, Bülbül, Çukur ve Şehit Muhtar Mahallelerini kapsıyor. Proje kapsamında toplam 20 bin metrekarelik alanda 210'u tescilli sivil mimarlık örneği 278 bina restore edilecek ve 2,5 yıl içinde mülkler sahiplerine teslim edilecek.
Proje ile büyüklükleri 50 ile 100 metrekare olan küçük tarihi evlerin 5'er-10'ar gruplar halinde birleştirilip tek bir blok haline getirilmesi planlanıyor.
Bloklar oluşturulurken, binaların dış cepheleri korunacak. Binaların içlerinde alışveriş merkezleri, konutlar, butik otel ve pansiyonlar olacak. Bütün konutlar için yeraltı otoparkları ve sosyal faaliyetlerin yoğunlaşacağı yaya alanları oluşturulacak.
Mülk sahiplerinin büyük bir çoğunluğu proje alanından konut ve dükkan edindi. Cadde üzerinde ticari işletmesi olan konut sahiplerine yine cadde üzerinde ticari birim önerildi.
Proje kapsamında belediye yaklaşık 10 milyon TL tutarında kamulaştırma yapmayı öngörüyor.
500 milyon dolarlık proje ile Tarlabaşı'nın Paris'teki Champs Elysees'ye (Şanzelize Meydanı) dönüştürülmesi hedefleniyor.
Esra Boğazlıyan/Habertürk


Geri Dön